Kamil AKYÜREK

Tehditlerin farkında mısınız?

TEHDİTLERİN FARKINDA MISINIZ?

 

Paris’te terör can alıyor…

Oluşturulan algı: Paris Çocuklarına Ağlıyor

İstanbul’da terör can alıyor…

Oluşturulan algı: Türkiye, katliam ülkesi

 

———————————————————-

 

15 Temmuzda hain darbe girişimi oldu.

Türk milleti dünyaya demokrasi dersi verdi.

Oluşturulmaya çalışılan algı ne mi oldu?   ‘OHAL Mağdur Oluşturuyor’

 

Cumhurbaşkanımız 15 Temmuz öncesi, 99 barajın açılış töreninde yaptığı konuşmada, bizim camiada yaşanan çirkinliğin ve ne kadar yazıktır ki, yıllardır birkaç neslimizin hafızasına kazılarak oluşturulmaya çalışılan iğrenç alçaklık kompleksinin insanımıza nasıl dayatıldığını müthiş bir örnekle ispatlamıştı. O günlerde bu ispatı değersiz gösterme adına Cumhurbaşkanını yabancı düşmanı gösterecek subliminal yazılar ve haberler yayımlanacağından emindim. Öyle de oldu.

 

Neden bu kadar emindim biliyor musunuz?

 

Çünkü Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, basın özgürlüğü şemsiyesi altında yapılan ihanetleri gözler önüne sererek ve bu ihanetin ispatlarını kullanarak, bu millete özgüvenini hatırlatan,  tarihi ile bugünü ile değerleri toplamı ile ülkemizin hak ettiğini ortaya koyan bir lider… Erdoğan, Bu milletin değerlerini hayatına aksettirdiği takdirde dünyanın vicdanı olabileceğini, sadece milletimiz için değil, bütün bir insanlık için, özellikle de bu çağda vicdana ihtiyaç duyulduğunu çok iyi bilen bir lider…

 

Neden bu kadar emindim biliyor musunuz?

 

Çünkü Cumhurbaşkanımız bulunduğu her platformda zulüm ve haksızlığa karşı gerçekleri, çıkar parametresiyle değil, insan hak ve özgürlükleri açısından dile getirdiği için sürekli olarak tehdit ve saldırı altında kalmıştı, kalmaktaydı. Kamuoyu sonradan öğrendi ki, şu ana kadar çok sayıda başarısız suikast girişimine maruz kalmış. Bunlar bir şekilde dikkatli görevliler ve Allah’ın izniyle engellenmiş. Ama ne yazık ki, satırlarla ya da görsel efektlerle yapılan itibar suikastlarına engel olunamıyor. Popüler hale getirdikleri bir sanatçı, Erdoğan’ı anlamaya çalışmaya başladığı an vay haline… Haklı veya haksız öne çıkardıkları herhangi biri “Erdoğan haklı” demesin… Anında sosyal linçe uğruyor. “Erdoğan nefreti” oluşturmak için mezhep, ırk, dil ve dinle ilgili akla gelecek ne varsa aleyhte algı operasyonu adına haber adı altında kullanılıyor.

 

Ne acıdır ki, bu konuda ihanet, kısmen başarıya da ulaştı. Özellikle toplumda belirli bir kesimin, örneğin Alevi vatandaşlarımızın nezdinde Erdoğan’a karşı müthiş bir nefret oluşturulmuşa benziyor. Aslında ciddi bir garabet olan bu olay, biraz irdelendiğinde inanılmaz çelişkiler yumağı ile karşılaşılacak bir durum. Zira, Cumhuriyet kurulduğundan bu yana devletin tabu olarak gördüğü birçok konuyu toplumun tartışmasına açan, bu konuların konuşularak ve siyaset ile çözülmesi için bizzat çaba harcayan, belki de asırlardır mezhebini neredeyse saklamak zorunda kalan, Alevi vatandaşlarımızın varlığını kabul eden ve bu konuda çözüm arayışında olan Erdoğan’a karşı “PARİS ÇOCUKLARINA AĞLIYOR” ya da “KATLİAM ÜLKESİ” gibi algı oluşturanlar Alevi kardeşlerimizde de benzer yöntemlerle algı oluşturdu.  Nefret tetiklendi, körüklendi ve oluşturulan alev topu topluma fırlatıldı.

 

İnsanımızı “ikinci sınıf” olduğunu inandırmak için her an algı operasyonu yapan ve Batı toplumunun olmayan erdemlerini yere göğe sığdıramayan malum basına ve bize güya insan haklarını satan, Avrupa ülkelerinin gazetelerinde 15 Temmuz sonrası yazanlara bir göz atın lütfen. Tankların altına silahsız yatan, tam teşkilat silahlı askerlere “Yavrum sen vatan evladısın, ana kuzususun. Benim gibi bir ananın oğlusun. Yapma…” diye sarılan ve destan yazan bu milletle ilgili bir tek satır bulamazsınız.

 

Vahşet ve katliamdan kaçan 3 Milyon insanı kucaklayarak kabul ettiğimiz Suriye’deki savaş mağduru çocuk, genç, yaşlı, kadın ve erkeklerin sadece “yaşamak” için can atan bakışları, kuşkusuz karanlık bir tünelin çıkmazında kapanan kapılar, suda boğulan sessiz çığlıklarla beraber deniz kıyılarına vuran utancın izlerini Avrupa görmemek için herşeyi yaparken, kendi ülkelerine yönelen binlercesi için ne kadar sessiz kaldıklarını, onları reddetmek için kaç takla attıklarını görünce Cumhurbaşkanımızın bahsettiği içimizde yaşayan koloni gazetecilerinin “PARİS ÇOCUKLARINA AĞLIYOR” kazığını ve “KATLİAM ÜLKESİ” ihanetini daha net görebilirsiniz.

 

Ortaköy’de ki Reina saldırısı ile amaçlanan, oluşturulmaya çalışılan bu algı operasyonu süreci sonrası fay hatlarını tetiklemekti.

Bunların ışığında sorulması gereken şudur: Nefretin uşaklarının hepimizi çekmeye çalıştıkları tuzakların ve bu tuzaklardan sadır olacak yakın-uzak tehditlerin ne kadar farkındayız?

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu