Köşe Yazıları

Terapi Bahçeleri Ruh Sağlığımız Ve Hastane Bahçeleri

Terapi Bahçeleri Ruh Sağlığımız Ve Hastane Bahçeleri

Geçtiğimiz hafta Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Müdürlüğü önedrliğinde “Olağanüstü Durumlarda Manevi Danışmanlık ve Rehberlik Sempozyumu” gerçekleştirildi. Otuz üç üniversite ve beş bakanlığın da destek verdiği sempozyumda 85 bildiri sunuldu. Ben de bu sempozyumda “Toplum Ruh Sağlığı Merkezlerindeki Terapi Bahçelerinin Bireylerin İyi Olma Haline Etkileri” başlıklı bir bildiri sundum. Bildirimin bir bölümünü siz sevgili okurlarımın beğenisine sunmak istiyorum.

Terapi bahçeleri, hastaların kaybettiği yetilerini yeniden kazanmalarına, sosyalleşmelerine, stresli hastane ortamından uzaklaşıp doğa ile ilişki kurarak stresten ve sıkıntıdan uzaklaşmalarına ve huzur bulmalarına yardımcı olan mekanlarıdır. Özellikle hastane bahçelerinde yer alan doğal alanların hastane ortamındaki kişiler üzerinde ağrı ve semptomları, ilaç kullanımını, gerginlik ve stresi azaltıcı etkilerinin varlığı yapılan bilimsel çalışmalarla kanıtlanırken; zihinsel sağlık tedavisi alan hastalarda ise rahatlama, sosyalleşme ve kendine güven verici etkilerinin olduğu da bilinmektedir.

Örneğin, odalarının pencerelerinden ağaç gören hastaların; daha çabuk iyileştikleri hatta daha az ağrı kesiciye gereksinim duydukları bulunmuştur. Benzer bir çalışmada hapishanede olan hükümlüler için yapılmış, hücrelerinde kırsal manzarayı görenlerin, yalnızca yapı görenlere oranla; baş ağrısı şikayetlerinin azaldığı ve daha az doktor görmek istedikleri görülmüştür.

İlgili Makaleler

12

Avrupa’da özellikle dünya savaşlarından sonra ruhsal ve fiziksel olarak yaralanarak eve dönen askerlerin tedavisi için rehabilitasyon merkezlerinde doğal elemanlar (bitki, su vb.) terapi aracı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Son yıllarda Amerika ve Avrupa’daki ülkelerde, engelliler ve hastalar için terapi bahçelerinin uygulandığı birçok tedavi merkezi yapılmıştır.

Oysa hem Selçukluda hem de Osmanlıda Darüşşifalarda bu terapi uygulanmaktaydı. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinden darüşşifalardan bazılarında özel bitki tarhlarının bulunduğu ve ilaç yapımı için buralarda özel bitki ve çiçeklerin yetiştirildiği bildirilmektedir. Eserde ayrıca Osmanlı darüşşifasının tefrişiyle ilgili bilgiler de yer almaktadır. Ecdat bu uygulamayı asırlar önce yapıyor olmasına rağmen ülkemizde Terapi Bahçeleri ilk defa 2008’de kurulan Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri ile gündeme gelebilmiştir.

Bazı uzmanlara, tabiatın bu tedavi edici yönünü yeşil rengine bağlar. Zira renklerin insan psikolojisinde farklı etki oluşturduğu biliniyor. Hatta yeşilin insanda güven ve rahatlama duygusu verdiği düşünülüyor.

Olayın bir de tasavvufi yönü vardır aslında. Bu açıdan Tabiat, Allah’ın isim ve sıfatlarının tecelli ettiği, insan fıtratına uygun yaratılmış bir kitap gibi kabul edilir. İnsan tabiata baktıkça Rabbinin isimlerinin yansımalarını görür. Bu yüzden tabiatla baş başa kalan insan huzur bulur.

Ancak, günümüzde hastane bahçelerinin terapi açısından uygun hiç te uygun olmadığı ortada. Ayrıca, mevcut hastane bahçelerinde olmaması gereken birçok özelliği bugün hastanelerimizde görmek mümkün. Örneğin keskin sert hatlar gerginlik, tedirginlik oluşturduğu gerekçesiyle kullanılmaması gerekirken hastane bahçeleri daha çok birbirini dik kesen keskin hatlardan oluşmaktadır. Bahçe düzenlemesinde ise bitki türlerinde oldukça yanlış seçimler söz konusudur. Örneğin kanı hatırlatan kırmızı renkli bitkiler ya da kasavet verici koyu renkli yapraklı ağaçlar hastane bahçelerinde yer almaktadır. Bu tarz yanlışlıklar hastalar üzerinde daha çok olumsuz etki oluşturmaktadır. Bu yüzden, hastane bahçelerinin planlamasında psikologlar, mühendis, peyzaj mimarı ve botanikçi gibi ilgili tasarım ve planlama uzmanlarının birlikte çalışması gerekmektedir.

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu