Köşe YazılarıHüseyin Yıldırım

Teravih ve Önemi

Bismillâhirrahmanirrahim

 

Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı.”Bakara,183

İlgili Makaleler

Peygamberimiz sav teravih namazını şöyle anlatıyor: “Allah Azze ve Celle size Ramazan’da oruç tutmayı farz kıldı, ben de teravih namazı kılmak ve Kur’ân okumak için gece uyanık kalmanızı sünnet kıldım. “Kim inanarak, ihlasla hareket edip sevabını yalnız Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu tutar, gecesinde de uyanık kalır, teravih namazı kılıp Kur’ân okursa annesinden doğduğu gün gibi günahlarından arınmış olur.” (Nesâi, Sıyam: 40; Müsned, 1:195.)

Teravih” kelimesi Arapça “Terviha”nın çoğuludur, “oturmak, istirahat etmek’” anlamına gelir. Teravih namazı her iki rekat veya  her dört rekatın sonunda oturulup biraz dinlenildiği için, bu adı almıştır.

Peygamberimiz sav  Ramazan’da mescitte bir gece bir namaz kıldı. Sahabenin çoğu da onunla birlikte o namazı kıldı. İkinci gece yine aynı namazı kıldı. Bu kez ona uyarak aynı namazı kılan cemaat daha fazla oldu. Üçüncü gece Peygamberimiz sav mescide gitmedi. Orayı dolduran cemaat onu bekledi. Peygamberimiz sav ancak sabah namazı vakti olunca mescide çıktı ve cemaate şöyle buyurdu: “Sizin cemaatle teravih namazını kılmaya ne kadar arzulu olduğunuzu görüyorum. Benim çıkıp, size namazı kıldırmama engel olan bir husus da yoktu. Ancak ben size, teravih namazının farz olmasından korktuğum için çıkmadım” (Buharî, Teheccud:57).

Allah Resulü sav’in vefatından sonra Müslümanlar, teravih namazını Hz. Ebu Bekir ra döneminde ve Hz. Ömer ra’in hilafetinin ilk yıllarında tek başlarına, yani cemaat yapmadan kılıyorlardı.

Ayrıca, Hz. Ömer ra, bir Ramazan gecesi mescidde herkesin dağınık bir vaziyette teravih namazını kıldığını görmüş. Bunun yerine bir imam önderliğinde bu namazın cemaat halinde kılınmasının daha doğru olacağına içtihat etmiştir. Bu amaçla da Übey b. Ka’b’ı teravih imamı olarak tayin etmiş ve teravih namazı yirmi rekat olarak kılınmıştır. Hz. Ömer ra’in uygulamasıyla teravih namazının rekat sayısı yirmi olarak yerleşmiş, daha sonra da bu uygulama günümüze kadar gelmiştir. Dört halife devrinden sonra da kimse teravihin yirmi rekat olarak cemaatle kılınmasına karşı çıkmamıştır.

İslam âlimleri, Hz. Ömer ra’in uygulamasını şu hadise dayandırırlar: “Benden sonra benim sünnetimden ve raşid halifelerin sünnetinden ayrılmayın” (Tirmizî, İlim:16). Teravih namazı, kadın-erkek her Müslümana müekked sünnettir. Beraberinde, o geceyi ihya etmek, gecenin bütününü ibadetle geçirmek demektir.
Teravih namazının yirmi rekat olduğu Müslümanların çoğunluğu tarafından kabul edilmekle ve bu şekilde uygulanmaktadır. Beraberinde, teravih namazının sekiz rekat kılınması gerektiğini söyleyenler de olmuştur. Netice itibarıyla teravih namazının sekiz rekatının, Peygamberimiz  sav’in sünneti; geri kalan on iki rekatının ise sahabenin İçtihadı  ve Müslümanların Ramazan ayını ihya etmek maksadıyla yaşattığı güzel bir sünnet olduğunu söylemek mümkündür.

Kısaca herkes teravih kılmalı şayet çok yorgun ise yirmi rekat yerine sekiz rekat kılmalı ve Ramazan-ı Şerif gecelerini ihya etmeliyiz.

Son olarak. Rabbimiz bize ve tüm ümmete Ramazan-ı Şerif’i ihya etmeyi  nasip eylesin

Daha fazla köşe yazısı için tıklayınız…

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu