Gündem

TMMOB Kadın Çalışma Grubu’ndan 25 Kasım Mesajı

TMMOB Kadın Çalışma Grubu’ndan 25 Kasım Mesajı

TMMOB Kadın Çalışma Grubu’ndan 25 Kasım Mesajı. Balıkesir TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Genel Sekreteri Kemal Yenigün TMMOB 45.Dönem Kadın Çalışma Grubu’nun 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü mesajını paylaştı.

TMMOB 45.DÖNEM KADIN ÇALIŞMA GRUBU’NUN MESAJI PAYLAŞILDI

Balıkesir TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Genel Sekreteri Kemal Yenigün TMMOB 45.Dönem Kadın Çalışma Grubu’nun 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü mesajını paylaştı. Mirabel Kardeşlerin ölüm yıl dönümünde anılan 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde kardeşlerin emek, özgürlük ve bağımsızlık adına mücadele verdiklerini vurgulayan mesajda her yıl bu kavramların Mirabel kardeşlerin anısına ele alındığı ifade edildi. TMMOB 45.Dönem Kadın Çalışma Grubu’nun mesajında, “Biz Mirabal Kardeşleri ve tarih boyunca emeğine, özgürlüğüne, bedenine, kimliğine, yaşamına sahip çıkmak adına verdikleri mücadelede yaşamını yitiren ve mücadeleye devam eden tüm kadınları saygıyla selamlıyor; her türlü şiddete karşı kadın mücadelesi ve dayanışmasını yükselteceğimizi haykırıyoruz.” denildi.
Balıkesir TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Genel Sekreteri Kemal Yenigün’ün 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde açıklamada bulunarak iletti mesajda şu ifadelere yer verildi:

TÜM ÜLKE İRADESİZLİĞİN KEFARETİNİ ÖDÜYOR 

“Siyasal iktidar hayatın her alanında olduğu gibi, salgın sürecini de siyasi ve ekonomik kaygılara öncelik vererek yürütmektedir. Bu zorlu şartlarda canları pahasına çalışan başta sağlık emekçilerimiz  kadınlarımız, çocuklarımız  olmak üzere tüm ülke halkı bu iradesizliğin  kefaretini ödemektedir.

İNSAN HAKLARININ İHLAL EDİLDİĞİ GÜNLERDEN GEÇİYORUZ

Demokratik yollarla seçilmişlerin, gazetecilerin, hukukçuların, sanatçıların, mimarların, mühendislerin, doktorların, öğretim elemanlarının, hakkını arayan işçinin, toprağına sahip çıkan köylünün, yani her alanda mesleğini etik ilkeler doğrultusunda yapmaya çalışan tüm bireylerin hukuk dışı gerekçelerle yargılandığı, tutuklandığı, KHK’lar ile tüm haklarının ellerinden alındığı, insan haklarının ihlal edildiği hatta yok sayıldığı, cinsiyetçiliğin iktidar mekanizmalarıyla yeniden üretildiği, yolsuzluğun yönetsel araç haline getirildiği günlerden geçmekteyiz.

ERKEKLERLE KİLİT ALTINDA KALDILAR

Mühendis, Mimar ve Şehir Plancısı  TMMOB’li kadınlar olarak; kadına yönelik şiddetin ekonomik krizler, çatışmalar veya salgın hastalık gibi dönemlerde her zaman artış gösterdiğini biliyoruz. 2020 yılının ilk aylarından itibaren hızla yayılan Covid 19 pandemisinde de tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de birçok kadın destek hizmetlerden mahrum bırakılırken, kendilerine şiddet gösteren erkeklerle kilit altında yaşamak zorunda bırakıldı.

PANDEMİDE EŞİTSİZLİK DERİNLEŞTİ

Pandemi ile çalışma hayatında cinsiyet eşitsizliği daha da derinleşti,   yaşanılan ekonomik kriz kadınların yaşam dengesini olumsuz etkileri her geçen gün artmaktadır. Pandemi dönemini hala yaşadığımız bugünlerde kadınların işten çıkarılma oranı  artmıştır. DİSK’in Eylül 2020 raporuna göre kadın işgücü %12, istihdamı %10.5 azaldı. İşsizlik oranı %39.4 iken, kadınlarda %45.3’tür. Kadına yönelik şiddetin arttığı bu dönemde, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre 2020 yılının ilk dokuz ayında 152’si şüpheli olmak üzere  269 kadın öldürüldü.
 
HAMLELERE HERGÜN YENİSİ EKLENİYOR

Varlığını ancak ve ancak koşulsuz biat eden bir toplum yaratarak devam ettirebileceğinin bilincinde olan iktidar pandemiyi de bahane ederek, siyasal islamın temel felsefesi olan, kadının kontrol altında tutulması, toplumsal yaşamdan uzaklaştırılması, itaat ve hiyerarşik bir ilişki düzeni içinde sınırlandırılması yönündeki hamlelerine her geçen gün bir yenisini eklemektedir. Laiklik karşıtı siyasal iktidar, eğitim, çalışma yaşamı, istihdam gibi toplumsal yaşamın tüm alanlarında  gerici politikalarını biz kadınlar üzerinden yürütmektedir.

KAZANIMLAR ELDEN ALINMAYA ÇALIŞILIYOR

Kadınların zorlu mücadelelerle elde ettiği pek çok kazanım iktidarın kimi açık, kimi kapalı müdahaleleriyle ellerinden alınmaya çalışılmaktadır. Bireyleri dışlayıp, aileyi ve ataerkil yapıyı ön plana çıkaran sistematik uygulamalar,  giderek kronikleşen krizin yarattığı çaresizlik duygusu ile birleşince toplumun en güçsüz kesimlerine, kadınlara, çocuklara, LGBTİ bireylere ve hayvanlara yönelik her türlü baskı, dayak, taciz, tecavüz, cinayet gibi biçimlerde ortaya çıkan ve ivmelenerek artan bir şiddet yaşanmaktadır.

KADINLAR HEDEF GÖSTERİLİYOR

6284 sayılı Kadını Koruma Kanunun etkin bir biçimde uygulanması ve İstanbul Sözleşmesi’nin şartlarının yerine getirilmesi ile kadına şiddetin ve kadın cinayetlerinin durdurulacağını her alanda dile getiren ve mücadele eden kadınlar, hükümet yetkilileri ve yandaşları tarafından da hedef gösterilmektedir. İktidarın Türkiye’nin de  çalışmalarına dahil olduğu ve 2011 yılında imzaladığı Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi ya da bilinen adıyla İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek üzere  yaptığı açıklamalar ve sözleşmenin iptali üzerine yapılan tartışmalar kadına yönelik şiddetin artmasına zemin oluşturmuştur. Yapılan gerici açıklamalar işyerlerinde yaşanan cinsel taciz, mobbing, ekonomik, psikolojik şiddet, flört şiddeti, kadına yönelik taciz, tecavüzü sıradanlaştırarak, yaygınlaşmasına neden olmaktadır.

YAŞASIN TMMOB KADIN ÖRGÜTLÜLÜĞÜ

Biz TMMOB’li kadınlar, İstanbul Sözleşmesi’ne karşı çıkanların aynı zamanda evlilik yaşını küçültme eğiliminde olan, tecavüz konusunda eril çözümleri öne süren çevreler ve kişiler olduğunu biliyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nin özel alandaki şiddetin yanı sıra kamusal alandaki şiddeti de önlediğini biliyoruz. İstanbul Sözleşmesi yaşatır biliyoruz.
Biz kadınlar salgını fırsata çevirmeye çalışan iktidara karşı seslerimizi, sözlerimizi hep birlikte söylemeye devam edeceğiz. Sesimiz, sözümüz gücümüzdür! Salgına rağmen, yaşadığımız tüm olumsuz koşullara ve eşitsizliğe rağmen sokakları terk etmeyeceğiz. Mücadele kazandırır ve biz kazanacağız! Bu ayrımcılık ve şiddet bitene kadar barış, özgürlük ve eşitlik için şiddete, yoksulluğa  ve iktidarın salgın politikalarına karşı sesimizi yükseltmeye  ve haklarımızın takipçisi olmaya devam edeceğiz! Yaşasın kadın dayanışması! Yaşasın TMMOB kadın örgütlülüğü!”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu