Köşe Yazıları

TOPRAĞIM

Sen ki dilimde gezinen ferah mı ferah nane şekerimdin benim. Burçak kokulu, kültür dokulu, sevgi dolu bir candın toprağım. Ellerimle pişirip de içine duamı ve kalbimi kattığım, göz nurumu akıttığım aşure aşım gibi sıcacık ve envai çeşittin benim ruh dünyamda. Kuşüzümünün kuru kayısıyla buluşması, ceviz ve bademin iç fındığa sevdalanışı, nohut ve baklanın kuru fasulyeye tutunuşu, bir kâse toz şekerin tarçın kokusuna boyanması, azıcık keçi sütünün gülsuyu ve yemek duasıyla aşureye bereket katması, Muharrem ayımızın 10.gününe nasıl da muhteşem güzellikler katmıştı.

Nuh Tufanı’ndan bugünlere, yokluk yıllarından varlık yıllarına uzanan; her fakirin evine tat olan, zenginin gümüş tabaklarına konuk olan enfes bir çorbaydı sanki aşure. Aşure, baklava tatlısı, lokum, Türk kahvesi, yaprak sarması, kebap, ayran, Osmanlı şerbeti denilince nasıl da Türk kültürü olarak tüm kıtalarda ünlü olmuşuz. Toprağım, bayrağım, vatanım, Türkçülük sevdam, Turan ateşim, Osmanlı ceddim, destanlarım, türküm, değerlerim, her şeyim… Bir destandır şu Anadolu, yaşanması gereken dört mevsim saf altın değerinde huzurdur Türkiye’m! Sen ki uçan balonuma uçurtma oldun benim, sen ki nohut ekmeğime tat verdin, sen ki şehit kanıyla sulanan kara toprağıma tarih oldun. Yaşananlar gerçektir, gerisi lafügüzaf. Türkiye haritasını avuçlarıma alsam diyorum, sonra kalbime yerleştirsem bir ömür. Öpsem, öpsem, koklasam her daim… Ben ki 1915 Çanakkale Savaşları gazisinin torununun torunuyum, ben ki savaşta cephede şehit düşen büyük dedelerimin yavrusunun yavrusuyum. Gururumsun Çanakkale, geçmişteki hatıramsın Karesi Beyliği, unutulmazımsın Kuvayı Milliye şehri Balıkesir. Dilerim son nefesim de yine kendi toprağımda olur, dilerim ki son duam Türkiye’de son bulur. Ne mutlu Türk’üm diyene, ne mutlu insanlık!

İlgili Makaleler

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu