Gündem

TOSKANA

Gün batarken Yunanistan’ın Igoumenitsa limanından başlayan gemi yolculuğumuz , yeni günün aydınlanmasıyla İtalya’nın Ancona limanına varmamızla sona erdi . İşte ayak bastığım her toprağıyla beni büyüleyen bu güzel ülkeyle tanışmamız böyle gerçekleşti.

Birçok Akdeniz ülkesinde olduğu gibi İtalya’da da siesta geleneği hala devam ediyor. Siesta zamanı tüm mağazalar , dükkanlar , iş merkezleri kapanır , şehir kabuğuna çekilir ve hayat durma noktasına gelir tıpkı Ancona’da olduğu gibi. En iyisi bu zamanı yolda değerlendirmek diyoruz ve başlıyoruz Toskana’ ya doğru yolculuğumuza. İtalya’nın 20 özerk bölgesinden biri olan Toskana , uçsuz bucaksız yeşil vadileriyle , ortaçağ kaleleri , üzüm bağları ve en ünlü şehirleri Floransa , Pisa ve Siena’yla , gelenin bir daha gelmek isteyeceği bir yer.

Floransa gezimize başlamadan önce bir gecelik konaklamak için tercih ettiğimiz Montecatini Terme bölgesi termal sularıyla meşhur bir Toskana kasabası . Otelimiz Terme Prestige ise Woody Allen filmlerinden çıkmışcasına tipik bir eski İtalyan mimarisi örneği. Akşam yemeği için dışarı çıktığımızda merkezdeki her mağaza çoktan kapanmış olsa da sürpriz bir şekilde karşımıza çıkan , sokakta vals yapan bir grup insan,  şehri güzelleştirmeye devam ediyorlar. Hala açık olan , Granduca isimli cafeye geçip raviolilerimizi (mantıyı andıran, hamurlu bir İtalyan yemeği) sipariş ettikten sonra başlıyoruz caddedeki iskemlemizden vals edenlerin görsel şölenini izlemeye.

Floransa

Toskana bölgesinin merkezi ve tüm dünyayı etkisi altına alan Rönesans akımının doğduğu yer olan Floransa, Leonardo da Vinci ve Michelangelo gibi önemli sanatçıların görkemli eserleriyle dolu olan bir şehir . Burada sanata ,  sanatçıya ve tarihe verilen önem de takdire şayan doğrusu  . Armo Nehri etrafına kurulmuş  ve yerleşimin MÖ. 6. YY da başladığı düşünülen bu kentte her sanat eserinin ayrı bir hikayesi var. Şehrin merkezinde bulunan ve dünyanın en büyük katedrallerinden biri olan Sante Maria del Fiore , bir kubbesinin yapımının bile 16 yıl sürmesiyle ve nihayetinde 140 yıllık bir çalışma sonucunda tüm binanın tamamlanmasıyla , bu şehrin nasıl emekle ve sabırla oluşturulduğunu kanıtlıyor bizlere . II. Dünya Savaşı sırasında bu güzelim şehri büyük tahribata uğratan Hitler’in bile yıkmaya kıyamadığı Ponte Vecchio Köprüsü (Eski Saray ile Yeni Sarayı birleştirir) , Da Vinci ve Michelangelo’nun duvarlarına çizimler yaptığı Santa Maria Novella Bazilikası (Aynı zamanda Galileo ve Michalengelo’nun mezarlarına da ev sahipliği yapıyor) , Michalengelo’nun dünyaca ünlü eseri Davud heykelinin sergilendiği Galleria dell’Accademia , sanata oldukça önem veren ve Floransa’da yüzyıllarca hüküm sürmüş Medici ailesinin saraylarından Medici Riccardi Sarayı , şehrin tarihi geçmişine ışık tutan Palazzo Vecchio  (Eski Saray) ve Roma döneminde şehrin merkezi olan Piazza delle Repubblica Meydanı bu şehirde görülmesi gereken harika yerlerden sadece birkaçı.

Yeme – İçme & Alışveriş

Espresso,Cappucino ,Macchiato gibi günlük hayatta alışık olduğumuz İtalyan kahvelerinin , pizza ve makarnın da anavatanının olmasından dolayı , burada hepsinin lezzeti de bir başka oluyor. Bu klasik İtalyan üçlemesine ek olarak , Toskana’daki Christmas marketlerinde bulabileceğiniz Panforte ve Panpepatolar da bu bölgenin yöresel lezzetlerinden . Kahve tutkunlarına tavsiyem ; italyan usulü bir kahve demliği olan Moka Pot’lardan edinin. ( Söylemeliyim ki hayatımda içtiğim en güzel kahveleri bu ülkede içtim ) Alışveriş için , Floransa’dan hatıra götürmek isteyenlerin birinci tercihi olan San Lorenzo Pazarına ve bilhassa deri ürünler satan tezgahlara bakmakta da fayda var .

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu