Türk Sürücüler Elektrikli Araçlara Hazır

Boğaziçi Üniversitesi, Türk sürücülerin elektrikli arabalara karşı bakış açılarını ortaya çıkarabilmek adına yeni bir araştırma yaptı.
Yapılan araştırma sonucunda Türk halkının elektrikli araçlara hazır oldukları ve elektrikli arabaların hemen toplum içerisinde kendine yer bulabileceği söylendi.
Boğaziçi’nin araştırmasında, tüketicilerin genel eğilimlerinin elektrikli araç satın alma yönünde olduğu belirtildi. 2017 yılının sonunda Türkiye’de 2 bin 500 civarında elektrikli araç olduğu bilgisine ulaşılırken, 4 yıl içerisinde sayının 140 bine çıkacağı, 14 bin ticari ve 70 bin ev tipi şarj ünitesinin kurulacağı söylendi.
Yüz yüze gerçekleştirilen ve derinlemesine görüşme, analiz içeren anket Boğaziçi Üniversitesi Enerji Politikaları Araştırma Merkezi (EPAM) Başkanı ve Endüstri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu ve Araştırmacı Dr. Zafer Öztürk tarafından ‘’Türkiye Ulaştırma Sektöründeki Elektrikli Araçların İklim Değişikliği ve Elektrik Talebi Etkileri Projeksiyonu’’ başlığıyla yayınlandı.
Araştırmada Türk halkının elektrikli araçlara olan bakış açısı ortaya koyulurken, Türkiye’de elektrikli araçların yaygınlaştırılmasıyla oluşacak çevresel faydalar, altyapı maliyetleri, elektrikli araç optimum pazar payı gibi bilgileriyle ülkemizin elektrikli araç stratejilerini desteklemek üzere bir yol haritası da sunuldu.
Yüzlerce kişiyle yapılan anketle birlikte elektrikli araçlar hakkında bilgi sahibi olan ya da olmayan kişilerin elektrikli araç satın almak istediklerinin altı çizilirken, elektrikli aracı bilenlerin yüzde 80’i, bilmeyenlerin ise yüzde 65’i elektrikli araç satın almayı düşünebileceğini net bir şekilde belirtildi. Elektrikli araç satın almak isteyenlerin düşük maliyet, tasarruf, çevre dostluğu gibi nedenlerle bu araçlara yöneldikleri vurgulanırken, Türkiye’deki altyapının yeterli olmaması, elektrikli arabalardan kaçınılmasının temel nedeni olarak gösterildi.
Boğaziçi Üniversitesi Enerji Politikaları Araştırma Merkezi (EPAM) Başkanı ve Endüstri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu şu bilgileri paylaştı:
“Boğaziçi Üniversitesi olarak yaptığımız araştırmada Türk halkının elektrikli araçlar konusunda oldukça istekli olduğunu gördük. Araç sahibi olan veya önümüzdeki 2 yıl içerisinde araç satın almayı planlayan 600 kişi ile gerçekleştirdiğimiz anket sonucunda halkımızın elektrikli araçlara büyük ilgi duyduğu, ancak yeterli bilgiye sahibi olmamalarının ve elektrikli araçların şarjına yönelik yeterli altyapı bulunmamasının elektrikli araçlarının yaygınlaşmasının önündeki temel engeller olduğu verisine ulaştık.
Bir başka deyişle, elektrikli araç satın almayı düşünmeme sebepleri arasında algıya yönelik bariyerler yüzde 47’lik bir oran oluşturuyor. Bu kişilerin yüzde 19 bilgi eksikliği olanlar, yüzde 18 ise “Altyapısı yok” diyenlerden oluşuyor. Dolayısıyla şarj istasyonlarının yaygınlaşması, bu altyapının gelişmesinde kritik önem taşıyor.
Türkiye’de hibrit araçları saymazsak 2017 yılı sonu itibariyle yaklaşık 2.500 elektrikli aracın kullanımda olduğunu biliyoruz. Bugün en lüks araç segmentinden en ekonomik araçlara kadar, tüm otomotiv markalarının elektrikli araçlara yönelik kaçınılmaz çok güçlü bir eğilimi bulunuyor. Tamamen geçişi sağlamasalar bile portföylerinde en az bir temiz araca yer verme gayretleri var. Dolayısıyla hızlı büyümesi beklenen bu endüstride elektrikli araçların kaynağı yenilenebilir enerjiden sağlanırsa, elektrikli araç pazarı gerçek anlamda sürdürülebilir büyüme trendine girecektir.”
Farklı bölgelerde yapılan benzer çalışmaları örnek gösteren Kumbaroğlu, “Örneğin elektrikli otomobil devriminin öncülüğünü üstlenen Norveç’te elektriğin yüzde 94’ü yenilenebilir kaynaklardan ve yaklaşık 17 g/kWh sera gazı salımı ile üretiliyor. Türkiye’de ise bu oran yüzde 29 ve elektrikle birlikte yaklaşık 520 g/kWh sera gazı salımı üretiliyor.
Yani Türkiye’de şebekeden elektrik alan araç Norveç’te şebekeden şarj olan bir elektrikli araca göre yaklaşık 30 kat daha fazla sera gazı salımına neden oluyor. Şarj sistemi kuran şirketlerin yenilenebilir enerji kullanmaları sağlanırsa ancak elektrikli araçlara geçiş sürdürülebilir kalkınma hedeflerini destekler. Çalışmamızı bu vizyonla gücünü doğrudan güneş enerjisinden alan şebeke destekli fotovoltaik şarj istasyonlarına odaklı geliştirdik. Elektrikli araç kullanımına geçişi güneş enerjisiyle birlikte düşünmek gerekiyor.
Aksi takdirde ilave elektrik ihtiyacından ortaya çıkan ilave sera gazı salımı, benzin ve dizel kullanımındaki tasarrufun azalttığı sera gazından fazla oluyor. Boğaziçi Üniversitesi Enerji Modelleme Sistemi ile yaptığımız simülasyon sonuçları bunu açıkça ortaya koyuyor.
Elektrikli araçların şarjında kaş yaparken göz çıkarmamak için güneşe ihtiyaç var” dedi.