Uğur Okulları’nda Yazar Söyleşisi ve İmza Günü

Uğur Okulları’nda Yazar Söyleşisi ve İmza Günü

Uğur Okulları Balıkesir Kampüsünde yazar söyleşisi ve kitap imza günü düzenlendi. Ortaokul ve lise öğrencilerinin katıldığı söyleşide, Yazar Buse Gezer, ilk romanı Kraliyet Yıldızı Aldebaran üzerine öğrencilerle söyleşi yaptı.

Uğur Okulları Balıkesir Kampüsünde okul hemşiresi olarak görev yapan Buse Gezer yazın hayatındaki ilk romanını yayınladı. Okulda düzenlenen söyleşi ve imza gününde kitabı hakkında bilgi veren Gezer, kitabın yazılış sürecini de anlattı. Öğrencilerin ilgisinin yoğun olduğu söyleşide yazar onlardan gelen soruları da cevapladı.

Buse Gezer söyleşisinde şunları ifade etti:

“Çok küçük yaşlarımdan beri devamlı hayaller kuran ve bu kurduğu hayal dünyasını kelimelerle anlatmaya çalışan bir çocuktum. Fakat gerek yaşımın küçüklüğü gerekse bu mecrayı hiç bilmediğimden, bir gün kitap yazabileceğime ve bunu bir meslek olarak yapabileceğime hiç inancım yoktu. Dolayısıyla on iki, on üç yaşlarındayken kendime bir meslek bulma çabası içine girmiş; doğuma, bebeklere ve hamilelere olan merakım sebebiyle ebe olmaya karar vermiştim. Henüz kendim çocuk yaştayken, birçok bebeğin hayata geldikleri anlara tanıklık ettim. Liseden sonra üniversitede, ilk ve acil yardım eğitimimi de tamamladıktan sonra iş arayışı içerisine girdim.

Bir gün karşıma çıkan; akıl ve ruh sağlığı merkezi için açılan psikiyatri hemşireliği ilanını fark etmem ile başvurmaya karar verdim. Normalde olsa, korkacak olduğum için sokakta karşılaştığımda yolumu değiştireceğim hasta insanlarla bir buçuk sene çalıştım ve hiçbir yerde hiçbir şekilde kazanamayacağım tecrübeleri ve deneyimleri orada edindim. Bugün, imza gününü düzenlediğimiz Kraliyet Yıldızı: Aldebaran isimli eserimin de yazılmasında, o psikiyatri merkezinin çok büyük katkısı olduğuna inanıyorum. Çünkü psikiyatri hastaları ile çalışmak her ne kadar keyifli ve merak uyandırıcı olsa da bir süre sonra yorulmaya başlayabiliyorsunuz.

Tüm güzelliklerinin yanı sıra yorulmaya başladığım ve kendimi çok iyi hissetmediğim bir dönemde, hastamın ‘Neden kitap yazmıyorsunuz ki? Ne kaybedersiniz?’ demesiyle yaşadığım bir aydınlanma sonrasında o gece nöbetteyken kitabımı kaleme almaya başladım. Tabi hiç bilmediğim bir mecra olduğu için arkasından bir araştırma yapmam gerekiyordu, kitap basımlarının nasıl olduğuyla ilgili. Ve o dönem tanıma şansına sahip olduğum bir redaktörden ortalama iki aylık bir eğitim alarak eseri yayınevlerine uğurladım.

Göndermiş olduğum yirmi yayınevi içerisinden altı tane gelen sponsorlu teklifler arasından seçtiğim Flora yayınları ile kitap basım sürecine girmiş ve arkasından da eserimi kucağıma almış oldum.

İnsanları küçümsemeden; yaşı büyük ya da küçük, sizden daha sağlıklı ya da değil önemsemeden size anlattıklarına kulak verin. Eğer insanların söylediklerine kulak vermezseniz, bir şeylere her zaman yabancı kalırsınız. Ben o gün, hastamın söylediklerini dikkate almasaydım belki de hiçbir zaman kitap çıkarmak için bir girişimde bulunmayacaktım.

Bir yerde duymuştum. Hayatta iki seçeneğimiz var; ya pencerenin önünde oturup dışarıda yaşayanları izleyeceğiz ya da tüm riskleri göze alarak dışarıya çıkıp engellerle mücadele ederek yaşayan kesimin içerisinde olacağız.

İnsanların hakkınızda söylediklerine, yargılamalarına ya da yadırgamalarına aldırmayın. Onlar her zaman varlar ve hep var olacaklar. Birkaç gün hakkınızda konuşup susacaklar diye bu yargıların sizi durdurmasına izin vermeyin. Kendinizi keşfedin, size neyin iyi geldiğini bulmak için farklı şeyler deneyin ve bu yolculukta hata yapmaktan çekinmeyin. Hata yaptıkça bir yerlere varılıyor çünkü. Bugün imza gününü düzenlediğimiz eserimde de illaki hatalarım vardır ama yanlışlarıyla doğrularıyla o benim kitabım. Ve eğer bu yolculukta bir gün iyi bir yerlere gelebilirsem, bu attığım ilk adım sayesinde olacak.

Tanıştığımız insanların, bulunduğumuz ortamların ve konuştuğumuz konuların; biz insanları bir bütün haline getiren parçalar olduğuna inanıyorum. Tüm o minik parçalar bir araya geldiğinde karakterimizi, kimliğimizi ortaya çıkardığını düşünüyorum.. O yüzden, hayatlarınıza alacağınız parçaların güzel ve en önemlisi doğru olduklarından emin olun.

Hiçbir zaman inanmaktan vazgeçmeyin. Çünkü emin olun, inandıktan sonra her şey mümkün!”