Yine malum medyamızdan bazıları, pavyonlarda yaşanan kepazelikleri, Paris’teki defileleri, GEMİLERDEKİ EŞCİNSELLERİ, her gün sayfalar dolusu yazar, diziler yaparda, halk tarafından kurulan, milis kuvvetlerinin vatan savunmasındaki başarılarından neden bahsetmezler? Okullarda bu konular şimdiye kadar, ders konusu olarak alınıp, bu yüce milletin çocuklarına niçin öğretilmez? Bazı dış odaklı TÜRETMELER, yaşanan yakın tarihin açıklıkla öğretilmesine niçin çemkirirler? Osmanlı ve Osmanlı insanı deyince niçin ürperirler? Padişahlarımız, evliyalarımız, enbiyalarımız, sanatkârlarımız, mimarlarımızın ders konusu olmasına niçin höykürürler? Anlamak mümkün değil.
Kağnısıile mermi taşıyan, Domaniçli HABİBE DEN, sırtındaki örtüyü top mermilerine sardığı için, ILGAZ dağlarında, kağnı üzerinde soğuktan ölen ve ölürken de çocuğuna sarılarak, vücut ısısı ile bebeğini ölümden kurtaran, Kastamonu-Seydiler kasabasında yaşayan Şerife Bacılardan, Adanalı kılavuz HATİCELERDEN niçin bahsedilmez?
Kadın olduğum anlaşılmasın diye, erkek kıyafeti giyip, başını kazıtarak Mehmetçik olan, HALİME ÇAVUŞLARDAN, Gaziantepli YİRİK FATMALARDAN neden bahsedilmez?
Başkomutanlık meydan muharebesine, 300 kişilik müfrezesi ile katılan ve büyük kahramanlıklar gösterip esir düşen, bilahare, üs teğmen rütbesi ile emekli olup, emekli maaşını Kızılay’a bağışlayan, KARAFATMALARDAN ( Fatma Seher Erden) niçin bahsedilmez. Yine asker kıyafeti giyerek, güney doğu Anadolu dağlarında, Maraş ta, Urfa da, Bitliste, Diyarbakır’da, Gaziantepte cepheden cepheye koşan, zamanın Bitlis defterdarının hanımı SATI KADINLARDAN, niçin bahsedilmez?
Kurtuluş savaşı yıllarındaki, Bergama baskını ile tarihe geçen, İvrindili ALİ Efelerden, Tek göz MUHARREM Efelerden, Savaştepeli Bulgurcu OSMAN Efelerden, ismini şimdi hatırlayamadığım, daha birçok, İstiklal madalyalı vatan kahramanından, neden bahsedilmez? İvrindi mezarlığında yatan İstiklal madalyalı Ali çavuşun, Azman Mehmet Çavuşun yaptıkları ve yaşadıkları kahramanlıklar niçin anlatılmaz?
Koca müdür lakaplı, zamanın İvrindi nahiye müdürü Tevfik beyin mücadelesine neden değer verilip açıklanmaz. Elinde bulunan silahların sağlamlarını Madra dağına kaçırarak, çürüklerini de yunan askerlerine teslim etmesi ve bilahare de kendisinin dağa çıkıp yahu dere denilen semtte, Demirciler köyü eşrafından DEDELİ MURAT(Murat Çakmak) gibi halk kuvvetleri ile yunan askerlerine karşı savaşması, bu günün nesline niçin anlatılmaz.
Çanakkale’deki vatan savunmasında şehit olan, Mareşal Fevzi Çakmağın kardeşi, teğmen NAZİF ÇAKMAKLARDAN, onların Çanakkale’deki kahramanlıklarından ve nice isimsiz kahramanlardan, niçin bahsedilmez? Okullarda bale öğretilir, dans öğretilir, vals öğretilir de, bu milli yakın tarih, niçin öğretilmez?
Çanakkale savaşlarında yaşanan kahramanlıklar ders kitaplarına niçin girmez? Suriye hudutları içinde bulunan Süleyman Şah türbesi gibi, Gazze’deki, Filistin’deki, Kudüs’teki, Fizan’daki, Yemendeki, Mısırdaki onlarca türbenin, şehit mezarının ve mezarlarda yatan ataların yaptıkları, yaşadıkları bu yüce milletin gençliğine niçin anlatılmaz. Kafkasya dağlarındaki kahramanlar, yaşananlar ve yapılan savaşlar niçin yazılmaz?