GündemKöşe Yazıları

Yaşama Şekil Veren Duygular

Yaşama Şekil Veren Duygular

O anda hissedilen duyguları yönetme becerimiz, gelecekte “keşke” ya da “iyi ki” dememize sebep olur.

Okula başladığım ilk yılımda mandolin çalmaya heves etmiştim. Öğretmenimiz bir derste hepimizi tek tek ayağa kaldırarak tahtada yazılı olan notaları çalmamızı istemişti.  Rahatsızlığım nedeni ile bir kaç dersi kaçırmış olmam ve öğretmenin başarısız olanları azarlaması beni bir hayli etkilemişti. Sıra bana geldiğinde, utançtan ağlamaya başlamıştım. Çünkü durduğum yeri ıslatmış ve orada donup kalmıştım. Aradan yıllar geçti ben büyüdüm lakin o gün orada oluşturduğum duygunun peşimi bırakmadığından habersiz.

Ders verdiğim yıllardı, gayet iyi hazırlandığım ilk sunumumda son anda paniğe kapılmıştım. Her şey yolunda giderken dünyam alt üst olmuştu sanki. Derin nefes alıp ne olduğunu anlamaya çalışırken hissettiğim duygunun “korku” olduğunu anladım. Ve bu duygu beni yıllar öncesine yani müzik sınıfında yaşadığım olaya götürdü. Bu sefer çaresiz değildim çünkü geçmişte yaşanan olaylar neticesinde hissedilen duygularla oluşan kayıtların, benzer bir olay yaşandığında tekrar gün yüzüne çıktığını ve hissedilen hiçbir duygunun yeni olmadığını biliyordum. Yani yaşanan olayların sonucunu belirleyenin ya da yaşama şekil verenin duygular olduğunu.

Özellikle de zor durumda iken bizi esir alan ve sorunun daha da büyümesini tetikleyen o duygularla nasıl baş edilebileceği ile ilgili farkındalığı, katıldığım bir çalışma neticesinde kazanmıştım. Korku, kaygı, endişe ve heyecan dolu bir anda duygularımızı nasıl yönetebileceğimiz ve hayatımızda pişmanlık yerine “iyi ki” ile başlayan cümlelerin çok olmasına yardımcı olacak birkaç kural vardı sadece uygulamam gereken.

***

Öncelikle yaşanan olay karşısında “Şu andaki duygum tam olarak nedir? Bu duygu bana yabancı mı? Bu duyguyla ilk ne zaman tanıştım? Bu duyguyla en son ne zaman karşılaştım? Şimdiye ve bugüne mi ait, yoksa geçmişten mi getiriyorum? Yaşadığım bir olay kaynaklı olabilir mi? Bu duygu şu anda amacıma hizmet ediyor mu? Ben ne istiyorum? Bu duygu beni nereye götürüyor?“ gibi sorularla, hissedilen duygunun farkına varmak gerekiyor. Duygularımızı ve duygusal tepkilerimizi tanıyıp yönetmemize yol gösteren sorular bunlar. Kısaca neye karşı mücadele ettiğimizi bilmek, ona karşı zafer kazanmayı daha da kolaylaştırıyor.

Anda kalarak zihni rahatlatmamız, duyguların hiç hoşuna gitmiyor çünkü beslenemiyorlar ve bizi gaza getiremiyorlar. Onları ne kadar önemsersek bilin ki o kadar bizimleler. Yürümek, müzik dinlemek, el sanatları ile uğraşmak,  doğa gezileri yapmak, yüzmek gibi hoşunuza gidebilecek birçok faaliyetle zihnin rahatlaması sağlanabilir.

Olayın içinden çıkarak resme bütün bakabilmek ve sakince durum değerlendirmesi yapabilmek inanın hayat kurtarıyor. Bu yaklaşımla, olaylar karşısında hissedilen duygu karşılığı olan ani davranışları engellemiş oluyoruz. Ve bu pratikler sonucunda kazandığımız duygusal farkındalığın en büyük getirisinin bize özgür, rahat ve kaliteli bir yaşamı sunuyor olması.

Demet TOK

Şair/Yazar

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu