Yeşil Büyüme Ve Evsel Atıklar
Yeşil Büyüme Ve Evsel Atıklar
Evsel atıkların en aza indirilmesi ya da geri dönüşüme kazandırılması ile yeşil büyümenin çevresel alanda sürdürülebilirliğine sağlanacak katkı, can çekişen dünyamız için en büyük sorumluluğumuz haline geldi. Nüfus artışı, şehirleşme, ekonomik faaliyetler, tüketim alışkanlıklarının çeşitlenmesi gibi etkenlerle doğal olarak artan atık miktarına, son zamanlarda bir de salgın döneminin tüketim atıkları eklendi. Dünya Çevre Günü Raporu’na göre, ülkemizdeki atıkların neredeyse yarısını evsel atıklar oluşturuyormuş. Bu sonuç, yaşamımızın ne kadar önemli bir tehditle karşı karşıya olduğunu anlatıyor aslında bizlere.
Özellikle kırsal bölgelerde evsel katı atıkların yakılarak yok edilmesi bir hayli yaygın. Bu yok etme çabasının, atmosfere, insan sağlığına, toprağa ve çevre kirliliğine verdiği zararın yanında, zaman zaman orman yangınlarının da sebebi olduğunu biliyoruz. Bu düşüncesizce yapılan davranışın önüne geçilebilmesi için, “halk bilinçlendirme etkinlikleri” yapılmasının etkili olabileceğini düşünüyorum. Elbette yerel yönetimlerin de evsel atık yönetimi konusunda duyarlı, bilinçli ve etkili olması gerekiyor. Peki, aynı gemide olan insanlar olarak bizler neler yapabiliriz, yeşil büyümeye çevresel katkı sağlayabilmek için? Aslında çok kolay, “nasıl mı?” mesela evsel katı ve sıvı atıkların azaltılması ile başlanabilir. Yani uzun ömürlü ürünlerin tercih edilmesi, plastik yerine cam ürünlerin, tek kullanımlık piller yerine şarj edilebilen pillerin, kâğıt havlu yerine yıkanılabilir bezlerin, plastik poşetler yerine bez torba ya da filelerin kullanılması gibi. Yine hazır gıdalarla gelen ambalaj atıklarını önlemek için sipariş vermek yerine yemeğin evde pişirilmesi, karton kutu, koli, pet şişe ve benzeri nesnelerin yerinde ayrıştırılıp yerel yönetimlerce belirlenmiş alanlara bırakılması, kullanılan maskelerin sokağa gelişigüzel atılmaması ve kimyasal içerikli temizlik ürünleri yerine doğal maddelerden üretilmiş ürünlerin kullanılması gibi. Ayrıca her türlü atığın geri dönüştürülmesi ile ilgili eğitimlere ve videolara ulaşmak da çok kolay artık. Hem bu sayede ekonomiye de katkı sağlanmış oluyor.
“Yaşam alanı ne kadar sağlıklı olursa, yaşayan canlılar da o kadar sağlıklı olur” önermesi doğrultusunda, çevreye çevreci gözü ile bakılınca bu konuda daha birçok yararlı fikir üretilebileceğine inanıyorum.
Demet TOK
Köşe Yazarı
