Köşe Yazıları

Yolların Dili Olan Şoförlerimiz

Yolların Dili Olan Şoförlerimiz

Yollar ki bitmeyen bir menzil, yollar ki sevdiğine kavuşturan bir nokta. Yol ya da yollar… Yol varsa kavuşma vardır, bir şehrin alt yapısı sağlamsa hastaneye ulaşım kolaylaşır, araçlarındaki direksiyon hâkimiyetini iyi sağlayan insanlar varsa işler tıkırındadır ve şarkı eşliğinde tıkır tıkır ilerler o yollar. Tekerleğin nazlı akışıyla akıverir gider tüm dertler. “Doktor değiliz ama hastamız çok… Herkes bize hasta be usta! … Servi boylum, al yazmalım… Bas gaza şoför, bitsin şu yollar… Yol bizlerindir arkadaş! …” Ne çok duyduk sokak ağzı olan böyle duvar yazılarını, ezber cümleleri ve kamyon arkası yazıları. Yolların öyküsünü şoför amcalardan dinlemek gerek aslında. Her limanda başka sevgili bulan ve altı ayda bir karaya ulaşan deniz subaylarımız misali her otostop çekeni kamyonuna atıp da her güzergâhta bir sevgili bulan kamyon şoförlerini duyar olduk filmlerden. Türk sinemasıyla belki de yanlış tanıdık yol ustası olan şoförlerimizi. Aslında çoğunun aklında geçim derdi, aynasının başucuna koyup da her yolculukta baka baka gittiği hanımı ve çocuklarının fotoğraflarındaki hasreti, insanlar eğlenirken o ekmek davası uğruna çırpındığında sızlayan yüreği nasıl da aşkla atıyordu her şoförün.

 

İlgili Makaleler

Birçok TIR şoförünü gözü dışarıda olan, yola içkili çıkan, her şehirdeki yol ayrımında sevgili edinen, rahatına düşkün, hovarda, namazla ve dinle işi olmayan, ramazan ayında dahi elinde sigarasıyla araç içinde saygısızca yoluna devam eden, yollar yüzünden düğünden cemiyetten uzak aile babaları olarak tanıdık eski Türk filmlerinden. Tam aksine; içlerinde öyle babacan, karısı ve çocuklarıyla çekildiği aile fotoğrafını kamyonunun aynasından ayırmayan, dilinde dua ve besmeleyle yola çıkan, Kuran ve hadislerden kopmayan, ramazan ayında o uzun yolculuklarda bile yol molasındaki ilk durakta sahurunu özenle yaparak orucunu tutan, şoför arkadaşlarına uymayıp alkol ve sigara kullanmayan, yolların ve bu mesleğin hakkını veren, tam bir örnek aile babası olan az sayıdaki babacan şoförleri de sahnede tanıtmak gerek. Yolların izini süren şoför, toplu taşıma araçlarında stres yaşar halkın sağlığını kendisinden önce düşündüğü için. Yolların aynasıdır şoförler.

Haberlerde izlemiştim yüzümde tebessüm ettiren vakaları. Üşüyen bir sokak köpeğine kıyamayıp da onu da insanlar gibi sıcak otobüsüne alıp yolcu koltuğuna oturtarak değer veren ve köpeğin ismini Poşet koyup sahiplenen bir şoförü nasıl sevmiştik. Bozuk parası olmayan bir teyzemize: “Helâl olsun, geç otur boş bir koltuğa. Üstünü ben tamamlarım, canın sağ olsun.” diyen şoför ağabeyimiz, yaşlılara ve hamilelere önem veren taksi şoförlerimiz, araç kullanırken sigara içmemeye ve cep telefonuyla konuşmamaya dikkat eden az sayıdaki dolmuş şoförlerimiz, ölüm ve hastalık anında Hızır gibi imdada yetişen acil servis şoförlerimiz ne güzel canlardır ve iyi ki varlar. Gece yolculuğunda karanlıkta sessizce giderken önüne aniden çıkan bir kediyi ezdiği içi günlerce vicdan azabından uyuyamayan ve bu sebepten ötürü yolda sahipsiz bulduğu her hayvanı bagajına alarak onları sahiplendiren babalarımıza da şahit olduk. Zordur şoför olabilmek. Birçok babayiğit işten evine erken gelip de ailesiyle sıcacık yuvasında birlikte güle oynaya vakit geçirirken o kar kış günlerinde şoför kardeşlerimiz ise uykusuzca hep uzun yollardadır.

Kamyon dolusu maskeleri virüs döneminde bizlere ulaştırmaya çalışan, oyuncak bekleyen lösemili bir yavrunun emanet oyuncağını arabasında itinayla taşıyan, motosikletiyle o yağmurlu havada pide siparişini müşterilerine sıcacık yetiştirebilmek uğruna çabalayan yol kahramanlarımızı alkışlamak istiyorum. Motosikletle, bisikletle kendi ağırlığının üstünde eşya taşımak ve aldığı paranın hakkını verebilmek uğruna çırpınmak dahi emek ister. Tüm şoför kardeşlerimizin mesleğini candan kutlayıp kendilerini ara sıra karanfil çiçekleriyle ödüllendirelim. Orda bir köy varsa uzakta önce siz gidin de anlatın oraları yurdumun insanına. Türkiye’mdeki göremediğim şehirleri, yurt dışındaki güzel yerleri, uçakla bulutlarda gezindiğiniz yolculuğu, trende geçen konuşmaları, vapur yolculuğunu, gemi heyecanını, kayıkla balık tutmanın zevkini, teleferikle olan macerayı, rafting yapabilme detaylarını, tramvayda biriken gezi notlarını anlatın bizlere. Siz ki her biriniz birer gezi rehberi, makinist, pilot, kaptan, aile babası, cankurtaran, öykü yazarı insanlarsınız. Sadece şoförlükle dar bir çevreye sığdıramam sizleri. Yollar, yeni maceralar, seyahatler her daim size şans getirsin. Hayırlı yolculuklar diliyorum, su gibi gidip gelin. Sağlıcakla kalın.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu