Köşe Yazıları

Yükselmek İçin Kul Olmak Lazım

Yükselmek İçin Kul Olmak Lazım

 

İslam dünyası 10 Mart 2021 Çarşamba’yı Perşembe’ye bağlayan gece; Miraç Kandilini ihya edecek inşaallah. Rabbimize hamd olsun.

İsra ve Miraç; Hz. Peygamber (s.a.v.)  Efendimizin en büyük mucizelerinden biridir.  Hicretten bir buçuk sene önce, Receb-i Şerif ayının 27. gecesinde meydana gelen İsra ve Miraç, binlerce hikmeti sinesinde barındıran kutlu bir gecedir. Kiminin küfrünü, kiminin ise imanını artırmıştır. Bu gece; ustad merhum Süleyman Çelebi’nin ifadeleri ile “Kim ne hâlidir ne mâlî ol mahal
Akl ü fikr etmez o hâli fehm ü hal” akl-i beşerin sırrını keşiften aciz kaldığı rabbani bir nimet gecesidir.

Bu gece; insanın İman, Namaz ve Dua üçlüsü olarak resmedeceğimiz ilahi ikramla müjdelendiği bir gecedir. Evet, bu gece insanın, Allah’a ortak koşmadan ölenlerin affedilmesi, Bakara suresinin son iki ayet-i kerimesi ve son olarak da Namaz’la şereflendiği gecedir.

 

Kur’an-i Kerim, İsra suresi I. ayet-i kerimede bu hakikati şöyle anlatır; “Ayetlerimizden bir kısmını ona göstermek için kulunu bir gece Mescid-i Haramdan alıp, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya seyahat ettiren Allah, her türlü noksandan münezzehtir. Şüphesiz ki O her şeyi hakkıyla işiten, her şeyi hakkıyla görendir.”

Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimizin bunca sıfatı varken bu önemli gecede kul diye takdim edilmesi elbette boşuna değildir. İsra ve Miracın sadece Efendimize mahsus olmadığının bir nişanesidir. Zira yükselebilmek için evvela kul olmak lazım. Kul olmadan yükseliş olmaz.

 

Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimizin, biri çocukluğunda sütannesinin yanındayken, diğeri de Miraç öncesi olmak üzere iki defa melekler tarafından göğsü yarılmış, mübarek kalbi çıkartılıp yıkandıktan sonra tekrar yerine konmuştur. Bu mucizevî ameliyatın Miraç öncesi tekrarı elbette manidardır. Sıradan bir olay olarak düşünülemez. Allah (c.c.) katında yücelebilmek için kalbimizin her türlü kötü duygu ve düşüncelerden arınmış olması lazım. Yüce kapıda kul olmak, yükselmek sıradan kişilerin işi değildir. Hazırlık ister. Sadece bedenen temiz olmak yetmez, ruhen de temiz olmak lazım. Şimdi anlayabildiniz mi? Niçin Efendimiz (a.s.) her fırsatta kalbi işaret ederek, burası sağlam, beden sağlam, burası sakat, beden sakat dediğini.

 

Ayrıca bu kutlu hadisenin bir Mabetten başlayıp diğer bir Mabetle devam etmesi de sıradan değildir. Manevî yükseliş, mutlaka cami ve cami ahlakı ile gerçekleşecektir. Temiz toplumun yolu Camiden geçer, Cami cemaatinin çoğalmasından geçer. Cami ile irtibatı olmayanın Rabbi ile irtibatı olamaz. Aklı ile Camilere girmek şöyle şaşırıp da Caminin kapısından bile geçemeyenlerin yarın Cennetle, rahmetle bir münasebeti olamaz.

 

Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimizin hikmet dolu yolculuğunun gerçekleştiği İsra ve Miraç hadisesi, Müslümanların inanç dünyasında vazgeçilmez öneme sahiptir. Milletimizin ve tüm İslam âleminin yıllardır büyük bir heyecanla, coşkuyla kutladığı, bütün insanlığın huzur, barış ve kardeşliği ile ilahî değerlerin çoğalması için dualar ettiği mübarek bir gecedir.

 

Avuçların sema, gönüllerin rızaya açıldığı, gözlerin yaşardığı, ilahî rahmetin gönülleri kuşattığı, bir anının bir asra bedel olduğu bu gecede hep birlikte Rabbimize dualar edelim. Çokça Kur’an-i Kerim okuyup, Hz. Peygamber (s.a.s.) Efendimize salatü selâmlar getirelim, tövbe ve istiğfar ederek günahlardan arınmaya çalışalım. Namazlarımızı cemaatle ve camilerde kılmaya özen gösterelim. İlişki içerisinde bulunduğumuz kardeşlerimizle helalleşelim. Ölülerimize dualarımızda yer verelim. Manevî hayatımızın mimarları başta olmak üzere anne ve babamızın, dostlarımızın ve diğer yakınlarımızın kandillerini bizzat giderek veya telefonla tebrik edelim. Kandilin gündüzünde oruç tutalım, sadaka verelim, yetimleri sevindirelim, hastaları ziyaret edelim, kimsesizlere kimse olalım.

İnanıyorum ki, bu kandil gecesi, insanımızın gönlünde bu yönde bir meşale tutuşturacak, kaybolmaya yüz tutan manevî değerlerimizin ve insanî hasletlerimizin hatırlanmasına vesile olacaktır.

Miraç-ı Nebiye hürmeten kırılan kalpleri onarmak, yıkılan köprüleri yeniden kurmak, unuttuklarımızı bir daha hatırlamak, kaybettiklerimizin peşine düşmek yapmamız gereken önemli vazifelerimiz arasında olsa gerek.

 

Bu duygu ve düşüncelerle Balıkesir’li kardeşlerim başta olmak üzere aziz milletimizin ve bütün İslâm âleminin mübarek Miraç Kandilini tebrik ediyorum. Bu mübarek gece vesilesiyle ülkemizde barış ve huzurun hâkim olmasını, ayrıca zulüm, haksızlık, şiddet ve terör altında inim inim inleyen İslâm beldelerinin tekrar barış yurduna dönüşmesini diliyorum.

Selam ve dualarla…

 

Ramazan TOPCAN

Balıkesir İl Müftüsü

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu