17 Yıl Sonra İkinci Karar Çıktı

Ayhan Yakar ve ağabeyi Seyhan Yakar’ın, kuzenler Büşra Karabacak (10) ve Tuğçe Yıldırım’ı (10) öldürdükleri suçlamasıyla mahkemeye çıktı. Ayhan Yakar (43) ile ağabeyi Seyhan Yakar’ın (45) hakkında karar çıktı. Yakar kardeşler için ilk kararda olduğu gibi 2’şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldı. Ardından da iyi hal indirimi uyguladılar. Beraberinde, bu cezaları 2’şer kez müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Ayrıca zamanaşımının artmasıyla ‘birden fazla kişi ile çocuğu hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan her iki çocuk için ayrı ayrı 6 yıl 8’er ay ceza verdiler. Avukat İbrahim Erenci, kararı istinafa götüreceklerini söyledi.
17 Yıl Sonra İkinci Karar Çıktı.. Olay, Balıkesir Savaştepe ilçesinin kırsal Karacalar Mahallesi’nde 21 Mart 2006’da gerçekleşti. Okula gitmek için evlerinden ayrılan kuzenler Tuğçe Yıldırım ve Büşra Karabacak kaybolmasıyla ilgili soruşturmayı yürüttüler. Soruşturmanın, 44’üncü günde, 3 Mayıs 2006’da, Savaştepe ilçesi Çamurlu köyü mezarlığı yakınındaki menfezde Yıldırım ve Karabacak’ın cansız bedenleri ortaya çıktı. Çocuklardan alınan doku örnekleri İstanbul Adli Tıp Kurumu’na sevki gerçekleşti.
Polis, çifte cinayetin şüphelisi olarak 11,5 yıl sonra, İzmir’in Bergama ilçesi İnkılap Mahallesi Üç Kahveler mevkisinde tütün satıcısı Seyhan Yakar ile cezaevinde evlendiği Y.E.Y.’yi (43) Bergama’da, Dikili ilçesindeki mandırada çalışan Ayhan Yakar’ı ise Balıkesir’de gözaltına aldı. Ayrıca yardım ve yataklık ettikleri ileri sürülen 2 kişi daha gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından 1 kişi serbest kaldı.
Seyhan Yakar ve Ayhan Yakar kardeşler hakkında ‘Kasten öldürme’. Beraberinde, ‘Birden fazla kişiyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’. Dahası, ‘Cinsel istismar’ suçlarından dava gerçekleşti. Ayrıca, Balıkesir 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde, Y.E.Y. ve A.Ç. (36) hakkında ise ‘Birden fazla kişi ile birlikte çocuğu hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından dava açtılar. Davada, tarafların karşılıklı itirazlar oldu. Ardından mahkeme heyetinin takdiriyle 6 ayrı adli tıp kurumu tarafından farklı görüşler mahkeme dosyasına girdi.
Dava Zaman Aşımıyla Düştü
Davanın 22 Nisan 2022’deki karar duruşması gerçekleşti. Duruşmada, sanıklar Seyhan Yakar ve Ayhan Yakar kardeşlere 2’şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldılar. Ardından da iyi hal indirimi uyguladılar. Sonrasında bu cezaları 2’şer kez müebbet hapis cezası aldılar. Tutuksuz yargılanan A.Ç. ve Y.E.Y.’nin ise beraatlerine karar verdiler. Ayrıca tutuklu sanıklar Seyhan ve Ayhan Yakar kardeşler ile tutuksuz yargılanan A.Ç. ve Y.E.Y. hakkındaki ‘Birden fazla kişi ile çocuğu hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan zaman aşımı nedeniyle davanın düşmesine hükmettiler. 17 Yıl Sonra İkinci Karar Çıktı..
İstinaf Mahkemesi Kararı Bozdu
Karara, savcılık ve taraf avukatları tarafından itiraz edildi. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu. Mahkeme, sanıkların aynı vekil avukat tarafından temsil edilmesinin CMK’nın 289/1 maddesine aykırı olduğunu belirtti. Beraberinde mahkeme, sanık yönünden savunmada zafiyet yarattığı durumlar var. Bu durumlarda, sanıklar arasında menfaat uyuşmazlığı bulunduğunun kabulünün gerektiğini vurguladı. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesi, dava sürecinde 6 farklı adli tıp kurumundan alınan kararların çelişkili olduğunu belirtti. Tam kanaate varılmasını sağlayacak raporun alınmamasını da çelişkinin giderilmeye çalışılmaması olarak değerlendirdi. Mahkeme, Türkiye çapında genetik biliminde uzman olan ve dosyaya görüş bildirmeyen 5 kişilik yeni heyet tarafından dosyanın incelenmesine hükmetti. Ayrıca ‘Çocuğu hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan zaman aşımının 15 yıl yerine, 22,5 yıl olarak değerlendirilmesini istedi.
Yeni Raporu Dosyaya Sundular
İstinaf mahkemesinin kararı üzerine Prof. Dr. Lale Şatıroğlu Tufan. Beraberinde Prof. Dr. Asuman Sunguroğlu, Prof. Dr. Emine Sümer Aras. Devamında Prof. Dr. Cavidan Nur Semerci Gündüz ve Doç. Dr. Gülay Güleç Ceylan’dan oluşan bilirkişi heyetine görev verdiler. Şimdiye kadar dosyaya giren 6 farklı adli tıp kurumu ve bilirkişi görüşlerini değerlendiren heyet, raporunu hazırladılar. Sonrasında Nisan ayında mahkeme heyetine sundular.
Güçlü Kanıt Olarak Düşünülmelidir
Raporda, elde edilen tüm verileri inceleyip değerlendirme yaptılar. Yapılan değerlendirmede, Büşra Karabacak’ın tırnak altından elde edilen otozomal STR (kimliklendirme) profilinin sanıklar Ayhan ve Seyhan Yakar’ın DNA profiliyle bire bir uyumlu veya uyumsuz tespiti yapılamayacağı belirtti. Raporda “Ancak, sadece erkeklerde bulunan ve soyağacındaki tüm erkek bireylerde aynı olan Y-STR analizinin uyumlu olması, Otozomal STR analizinde 15 lokusta 11 uyum sağlanmış olması nedeni ile tespit edilen karışım DNA içerisinde Ayhan Yakar ve Seyhan Yakar’a ait DNA olduğuna dair güçlü kanıt olarak düşünülmelidir” denildi.
Ayrıca düzenlenen raporlar arasındaki çelişkinin nedeni olarak ise Büşra Karabacak’a ait tırnak altı materyalinde saptanan Y-STR ve Otosomal DNA analizlerinin eksik veriye dayanarak hatalı yorumlanması olarak değerlendirildi. Mevcut raporlar kapsamında, DNA çoğaltılmasında sorun olan ve olası eksik veri içeren STR analizine dayanarak dışlama yapmak mümkün olmadığı görüşünde birleşildi.
Mahkeme Kararını Verdi
Büşra Karabacak ve Tuğçe Yıldırım’ın ailelerinin avukatı İbrahim Erenci, mahkeme çıkışında açıklamada bulundu, kararı değerlendirdi.
Erenci, “Mahkeme ikinci kez karar verdi, değişen hiçbir şey olmadı. Bize göre istinaf mahkemesinin yani Bölge Adliye Mahkemesi’nin bozma gerekçeleri gözetilmeden verilmiş ve zımni, yani üstü örtülü bir direnme kararı verildiğini düşünüyoruz. Tabii ki bunu istinaf edeceğiz tekrar. Bugün daha önce verilen kararın aynısı yani Seyhan ve Ayhan için ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet kararı verildi. Ancak 62’ye 1 takdiri indirim, yani kamuoyunda kravat indirimi olarak bilinen indirim uygulandı. Çocuk katili olduğu konusunda heyet hem fikir, ancak yine de takdiri indirim uyguluyoruz, dediler. Bu kadar vahşice işlenmiş bir cinayette takdiri indirimi uygulanmasını yadırgadığımızı, heyetin kendisine de söyledim. Ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma yönünden, her iki çocuk için ayrı ayrı 6 yıl 8’er ay ceza verildi” dedi.
Zaman aşımının arttırılması yönünde istinaf mahkemesinin kararı olduğunu söyleyen Avukat Erenci, “Mahkeme burada olağanüstü zaman aşımı kararını tüm ısrarlarımıza rağmen gözetmedi. Bugün de tüm ısrarlarımıza rağmen iştirak halinde bu suçun işlendiği yönündeki iddiamıza heyet değer vermedi. Kafamızda tabii ki hukuki bir oyun planı var. Ama öncelikle yapacağımız istinafa gitmek. İstinaftan gelecek cevaba göre hareket edeceğiz.
Beraat eden Yeliz Ergin ve Ahmet Çakır yönünden mahkeme şöyle bir karar da verdi. Aslında şunu demiş oldu, ‘Biz sizi 2-3 yıl yargıladık ve sonunda beraat ettiniz. Beraat etmeniz neticesinde sizin devletten tazminat talep etme hakkınız vardır.’ Demek istediğim husus şu. 32 yıldır meslekte olan deneyimli bir hukukçuyum. Mesleğimin yarısından fazlası bu davada harcanmıştır. Helali hoş olsun, seve seve harcanmıştır. Ancak gelinen noktada mahkeme heyetlerinin çocuk katillerine karşı ceza verirken bu kadar tedirgin olması ya da ceza verirken indirim konusunda bu kadar cömert olması beni şaşırttı. Bu bir bozma ilamına uyma değildir. Bu gizli bir direnmedir” ifadelerini kullandı.
Hepimizin İçini Yaraladı
Sil Baştan Kadına Yönelik Şiddet ve Çocuk İstismarıyla Mücadele Derneği Başkanı Ayşegül Küçükafacan. Başkan Küçükafacan, dava süreci boyunca ailenin yanında olan ve davanın takibini gerçekleştirdi. Beraberinde şunları dile getirdi:
“Bu karar aslında örtülü bir direnme kararı. Mahkeme, vahşice öldürülmüş bu çocukların sanıklarının bu kişiler olduğunu kabul etti. Devamında mahkeme, nasıl oluyor da indirim uyguladı? Ağırlaştırılmış müebbet cezası verilmesi gerekirken neden bunu müebbete çevirdi? İndirim yapılmasının açıklamasını hukuki olarak da yok, vicdani olarak da yok. Bizim sivil toplum örgütü olarak bu anlamda içimiz rahat değil. İndirim uygularken bu kadar cömert olmayın. Çocukları vahşice öldürdüler ve 17 yıldır adalet bekleyen aileler var. Bu husus hepimizin içini yaraladı” dedi.
…17 Yıl Sonra İkinci Karar Çıktı…
Haber: Alper Çobanoğlu