Köşe Yazıları

‘Allah’ Unutulmasın Unutulunca Dünyamız Toz Duman Olur

‘Allah’ Unutulmasın Unutulunca Dünyamız Toz Duman Olur

Günün birinde Hz. Âişe-i Sıddıka Validemize Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimizin ahlakından sorulur.

Hz. Aişe-i Sıddıka Validemiz de; “Siz Kur’an’ı okumuyor musunuz? O’nun ahlâkı; Kur’an’dı.” Buyurur.

 

İlgili Makaleler

Hiç şüphesiz ibadetlerin ana kaynağı Kur’an-ı Kerim ve Sünnet-i Seniyye olduğu gibi ahlakın da kaynağı Kur’an-ı Kerim ve Sünnet-i Seniyyedir. Bu iki kaynak, temel kuralları belirlemiş, genel çerçeveyi çizmiştir. Bu kurallardır dünyada ve ahirette mutlu olmamızı sağlayan unsurlar. Zira dünyamıza ve ahiretimize zarar veren her şey bilinmelidir ki kötü ahlaktan meydana gelir. Günahların, çirkinliklerin altında kötü ahlak vardır. Kötü ahlakın beslendiği yer, kötü davranışlardır. Günahlardan arınmadan iyi ahlak sahibi olamayız. Önceliğimiz, nefsimizi ve gönlümüzü fesattan, günahtan arındırmak olmalıdır. Kirlenmiş, kokuşmuş bir zemin üzerine iyilikler bina edilemez. Temiz olmak için evvela imana mekân olan gönüller arındırılmalıdır. Bombalar, insanın bedenini tahrip eder, manevi kirler, günahlar ise insanın ruhunu tahrip eder.  Kötü davranışlarımız, kalbimizi ve ruhlarımızı hasta eder. Hastalık artarsa bu kez ölüm gerçekleşir ki o zaman da ne dünyamızın ne de ahiretimizin hiçbir anlamı kalmaz.

 

Peki, nedir ruh dünyamızın hastalıkları?

Saysanız belki yüzlere çıkarsınız ancak ben burada bir kaçına isim olarak değinmek isterim. Şirk, küfür, haset, kin, adavet, riya, kibir, ucub, cimrilik,  öfke vb. Birinci olarak bilinmelidir ki; kötü huyların en kötüsü olan şirk, ya’ni küfürdür.  Küfür, sam yeli gibi kasıp kavurur. Davranışlarınızı iptal eder, kişiyi müflis hale dönüştürür.

Yüce Rabbimiz, bedenlerimize bulaşan kirler için su ve sabunu, gönül kirlerimiz için de bize büyüklerimizin tabiri ile ‘Zikr-i Mudam’ lütf etmiştir. Bu gerçek, Ra’d suresi 28. ayet-i kerime ile şöyle dikkatlerimize sunulur. “ Bunlar, iman edenler ve Allah’ı zikrederek gönülleri huzura kavuşanlardır. Bilesiniz ki gönüller ancak Allah’ı zikrederek huzura kavuşur.”

 

Buradaki zikir; yüz kere, bin kere tevhit çekmek, tekbir getirmek değildir. Buradaki zikirden maksat; hatırda tutmaktır, bir ve beraber olmaktır.

Neyi hatırlamak, hatırda tutmak? derseniz o da; Allah’ı (c.c.) hatırda tutmaktır. İşte bütün kötülüklere karşı sizi ve toplumu belalardan, sıkıntı ve endişelerden kurtaracak tılsım.

 

Aslında bu inanç, sadece ruhlarımızı temizlemez ayni zamanda dünyamızı da temizler. Şimdi sormak isterim; Allah var, Peygamber var,  öldükten sonra hesap var, kitap var, terazi var, mizan var, kimselerin olmadığı yerde Rabbimiz var inancında olan bir kişi, birilerinin alınteri ile ıslatılmış olan bir mala el uzata bilir mi? Birileri görmedi diyerek har vurup harman savurabilir mi? yetimi, öksüzü atıp tutabilir mi? Ana babaya el kaldırabilir mi?

Burada Lokman Hekime nispet edilen bir güzel söz hatırıma geldi. Ey oğul! Dünya ve ahirette mutlu olmak için iki şeyi asla unutma: Allah’ı ve ölümü. İki şeyi de unut: Yaptığın iyiliği, gördüğün kötülüğü.

‘Allah’ unutulmasın. Unutulunca bırakın bedenlerin kirlenmesi dünyamız toz duman olur. Birbirlerimizi göremez oluruz.

Burada esas olan şudur; insan, dünyası için ahiretini unutmamalı, ahiretini de dünyasına feda etmemelidir.  Yaşadığı dünyada kendini misafir olarak kabul etmeli ve misafiri olduğu dünyanın sahibinin emir ve tavsiyelerine riayet etmelidir. İşte o zaman huzurlu bir dünya inşa edilmiş olacaktır.

Selam ve dualarla…

 

Ramazan TOPCAN

Balıkesir İl Müftüsü

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu