Milyarder Baba Oğlunu Sanayiye Verdi!
“En İyi Kaynakçı Olursa Mutlu Olurum” Milyarder bir babanın tercihi, tüm dünyada tartışma yarattı. “Yaz tatilinde oğlunu sanayiye gönderdi” açıklaması, mavi yakalı emeğin değerini yeniden gündeme taşıdı.
Dünyaca ünlü otomobil markası Ford’un CEO’su Jim Farley, milyon dolarlık servetine rağmen oğlunu yaz tatilinde sanayiye gönderdi.
Farley, “Oğlum en iyi kaynakçı olursa, bir ebeveyn olarak çok mutlu olacağım” sözleriyle, iş öğrenmenin değerini vurguladı. 17 yaşındaki lise son sınıfı öğrencisi oğluna, yaz tatili boyunca gerçek bir atölyede çalışma fırsatı veren Farley, bu kararını “Çalışmanın ve üretmenin değerini kendi elleriyle öğrenmesini istedim” sözleriyle açıkladı.
“Toplum Mavi Yakalıları Unuttu”
Farley, Decoder adlı bir podcast programında yaptığı açıklamada, günümüz toplumunun mavi yakalı emeğe yeterince saygı göstermediğini söyledi. “Ebeveynlerimiz ve büyükanne-büyükbabalarımız, ülkemizi bu işler sayesinde harika bir yer haline getirdi.
Ama artık toplumumuz, bu insanları yapay zekâ mühendisleri kadar takdir etmiyor,” dedi.
Farley’e göre “elleriyle çalışan insanlar” modern dünyanın görünmeyen kahramanları. Bu nedenle oğlunun yalnızca akademik değil, emeğe dayalı bir üretim kültürünü de tanımasını istiyor.
“Sanayiye Vermek” Artık Sadece Bizim Lafımız Değil
Farley’in açıklamaları, dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de büyük yankı uyandırdı.
Uzun süredir halk arasında mizahla karışık dile getirilen “Çocuğum olursa sanayiye veririm, iş öğrensin” sözü, bu kez milyarder bir CEO’nun ağzından duyuldu.
Farley, oğlunun yaz boyunca kaynak yapmayı, üretim süreçlerini öğrenmeyi ve insanlarla iletişim kurmayı deneyimlediğini belirtti. “Onun için bu sadece bir yaz tatili değil, hayata dair gerçek bir eğitimdi,” ifadelerini kullandı.
Emeğe Saygı Dersi
Jim Farley, yönettiği milyar dolarlık şirketin başında olsa da, oğluna emeğin saygınlığını öğretebilmenin en büyük gurur olduğunu söyledi.
Bu tavır, küresel ölçekte “beyaz yaka–mavi yaka” ayrımını yeniden tartışmaya açarken, sanayi kültürünün hâlâ karakter inşasında önemli bir yer tuttuğunu bir kez daha gösterdi.