Pazarcılar: Tükendik! Diyor
Balıklı köyünden pazarcılık yapan Hatice Uzun ve Hacer Yaşar, pazarcıların yaşadığı zorlukları, marketlerin sektöre verdiği zararı ve yeni neslin ilgisizliği nedeniyle pazarcılığın geleceğinin tehlikede olduğunu anlattı.
“Bizden Sonra Bu Mesleği Yapacak Yok”
Balıklı köyünden yıllardır pazarcılık yapan Hatice Uzun ve Hacer Yaşar, MERHABA Gazetesi’ne verdikleri röportajda, pazarcılığın zor günlerden geçtiğini söyledi. Tezgâhın başında ömür tüketen Hatice Uzun, işlerin son yıllarda iyice kötüye gittiğini vurguladı:
“Market fiyatları bizleri çok etkiliyor. İnsanlar artık pazara uğramıyor bile. Satış yapılmıyor. Gençler de bu işi yapmıyor, pazarcılığa heves etmiyor. Bizden sonra bu mesleği sürdürecek kimse kalmadı.”
Uzun, pazarcılığın sadece ekmek kapısı olmadığını, aynı zamanda köy kültürünün ve dayanışmanın bir parçası olduğunu belirterek, “Eskiden pazar kuruldu mu bayram havası olurdu, şimdi aynı canlılık yok” diye konuştu.
“Marketler Kapatılsın”
Pazarcı Hacer Yaşar ise zincir marketlerin yaygınlaşmasının
pazarlara büyük darbe vurduğunu belirterek çarpıcı bir öneride
bulundu:
“Önlem olarak marketler kapatılsın. Pazarların eski günlerine
dönmesi için marketlerin sayısının azaltılması gerekiyor. İnsanlar
marketlere gidiyor ama pazar yerindeki tazelik, doğallık ve uygun
fiyatları unutuyor.”
Yaşar, özellikle kredi kartı imkânlarının ve market kampanyalarının tüketicileri pazardan uzaklaştırdığını, ancak uzun vadede tüketicinin de zarar ettiğini ifade etti.
Pazar Yerinde Fiziksel Zorluklar
Pazarcılar sadece ekonomik sıkıntılarla değil, fiziki koşullarla
da mücadele ediyor. Yaşar, özellikle Balıkesir’deki Pazartesi
Pazarı’nın kurulduğu yerden dert yanarak şunları söyledi:
“Pazar yokuş yukarı bir yerde kuruluyor. Buraya geldiğimizde nefes
nefese kalıyoruz. Eşyaları taşımak ayrı bir dert, tezgâh kurmak
ayrı. Daha uygun ve düz bir alan olsa hem biz hem de müşterilerimiz
rahat eder.”
Ekonomik Zorluklar ve Enflasyon
Pazarcılar, artan maliyetlerden dolayı işlerini yürütmekte zorlandıklarını söylüyor. Yakıt, nakliye, poşet, kira ve sebze-meyve fiyatlarındaki artış kârı neredeyse sıfırlamış durumda. “Artık kâr etmekten çok günü kurtarmaya çalışıyoruz” diyen Hatice Uzun, fiyatların tüketiciyle pazarcı arasında sıkışıp kaldığını dile getirdi.
Tüketici Alışkanlıkları Değişti
Vatandaşların neden marketi tercih ettiğine de değinen pazarcılar, kredi kartı kullanımı, taksit imkânı, marketlerin geç saatlere kadar açık olması ve kampanyaların cazip gelmesinin pazara ilgiyi azalttığını söylüyor. Buna karşılık pazarda nakit alışverişin hâlâ ağırlıkta olması, müşteri kaybını artırıyor.
Pazarcılığın Sosyal Yönü
Pazar yerlerinin yalnızca alışveriş alanı olmadığını, aynı zamanda birer sosyalleşme mekânı olduğunu hatırlatan pazarcılar, “Eskiden insanlar pazarda buluşur, sohbet ederdi. Şimdi bu kültür de kayboluyor” dedi. Özellikle yaşlılar için pazara çıkmak bir sosyal etkinlik iken, marketlerin bu kültürü de zayıflattığı ifade ediliyor.
Yeni Nesil İlgisiz
Pazarcıların en büyük kaygılarından biri de gelecek. Gençlerin pazarcılığı ağır iş, güvencesiz ve yorucu görmesi mesleğin geleceğini tehdit ediyor. Hatice Uzun, “Çocuğumun pazarcı olmasını istemem diyen çok kişi var. Sigorta yok, mesai uzun, sabahın erken saatinde yola çıkıyoruz. Bu şartlarda gençler bu işe girmez” dedi.
Vatandaşların Gözüyle Pazar
Bir kısım vatandaş hâlâ pazardan alışveriş yapmayı tercih ediyor. “Pazarda tazelik var, fiyatlar uygun” diyen tüketiciler, özellikle mevsim sebze-meyvelerinde pazarı avantajlı buluyor. Ancak bazı vatandaşlar ise marketlerin yakınlığı ve kredi kartı kolaylığını gerekçe göstererek pazarı tercih etmediklerini söylüyor.
Pazarcılar, marketlerin sınırlandırılmasını, pazar yerlerinin daha düzenli ve ulaşımı kolay alanlara taşınmasını, kira ve vergilerde kolaylık sağlanmasını talep ediyor. “Pazar kültürü yaşatılmalı. İnsanlar doğal ve taze ürünü pazarda bulabilmeli. Aksi takdirde pazarcılık yok olmaya mahkûm” diyen esnaflar, yerel yönetimlerden ve devletten somut adım bekliyor.
Pazarcılar, ekonomik kriz, artan market sayısı, müşteri kaybı ve gençlerin ilgisizliğiyle adeta ayakta kalma savaşı veriyor. Hem esnaf hem de tüketici açısından pazarlara yeniden değer verilmezse, yüzyıllardır Anadolu kültürünün bir parçası olan pazarcılığın yok olacağı endişesi giderek büyüyor.