Balıkesir'de peynir fiyatları Neden Arttı?
Balıkesir'de peynir fiyatlarına yansıyan bazı gelişmeler pazarada yansımasına neden oldu. 50 peynirli şehir olarak Balıkesir'de neler oluyor? İşte konuya ilişkin detaylar ve pazarcıların söylemleri...
Pazarda Peynir Fiyatları Neden Bu Kadar Yükseldi?
Balıkesir’de 30 yıldır pazarcılık yapan Ramazan Semerci, pazarcılığın en zor yanının ekonomi ve vergiler olduğunu söylüyor. Ama pazarcılığın en sevdiği tarafı ise tek: paranın peşin dönmesi. Peki, bugün peynir fiyatlarını bu kadar artıran ne oldu?
Pazarda Peynir Fiyatları Neden Bu Kadar Yükseldi?
Balıkesir'in MERHABA Gazetesi 30 Yıllık Pazarcının Gözünden
değerlendirmelerini aldı
Balıkesir’de 30 yıldır pazarcılık yapan Ramazan Semerci, işinin en zor yanını “ekonomi ve vergiler” olarak tanımlıyor. Ona göre pazarcılığın en güzel yanı ise tek: “Paranın peşin dönmesi.” Ancak bugünlerde tezgâhlarda en çok sorulan soru aynı: Peynir fiyatları neden bu kadar arttı?
Ezine’den Manyas’a, Bergama’dan Sepete
Semerci’nin tezgâhında Türkiye’nin dört bir yanından gelen peynir çeşitleri bulunuyor. Fiyatların ulaştığı seviyeler ise tüketicinin alım gücünü zorluyor:
Ezine Peyniri: 300 – 350 TL
Tulum Peyniri: 350 TL
Çeçil Peyniri: 300 TL
Manyas Kelle: 330 – 350 TL
Manyas Sepet: 350 TL
Kelle Peyniri: 450 TL
Keçi Peyniri: 400 TL
Tereyağı: 450 TL
Semerci, “Bugün artık peyniri kırklamak bile bir yeteneğe dönüştü. Vatandaş bütçesine göre gramla alıyor, biz de ona göre kesiyoruz” diyerek, pazar alışverişinin artık sadece ürün değil aynı zamanda alışveriş kültürü sunduğunu vurguluyor.
“Peynirin Serüveni Sütle Başlar”
Peynir fiyatlarını yükselten temel nedenler arasında süt maliyetlerindeki artış, üreticiye yansıyan girdi fiyatları ve vergi yükleri öne çıkıyor. Semerci, “Üretici sütü pahalıya mal ediyor, nakliye masrafları ekleniyor, vergiler de üstüne biniyor. Bu zincirin sonunda fiyat doğrudan vatandaşa yansıyor” ifadelerini kullandı.
Pazarda Alışverişin Sosyal Yönü
Ramazan Semerci’ye göre pazarın cazibesi sadece fiyatla sınırlı değil. Tüketici pazara geldiğinde satıcıyla pazarlık yapıyor, ürünün tadına bakıyor, güven ilişkisi kuruyor. “Marketlerde bu sıcaklığı bulamazsınız” diyen Semerci, pazarcılığın bir bakıma sosyal hayatın da parçası olduğunu söylüyor.
Ezine’den Manyas’a, Bergama’dan Sepete
Semerci’nin tezgâhında Türkiye’nin en çok tercih edilen peynir
çeşitleri yer alıyor:
• Ezine Peyniri: 300 – 350 TL
• Tulum Peyniri: 350 TL
• Çeçil Peyniri: 300 TL
• Manyas Kelle: 330 – 350 TL
• Manyas Sepet: 350 TL
• Kelle Peyniri: 450 TL
• Keçi Peyniri: 400 TL
• Tereyağı: 450 TL
“Peyniri Kırklamak Bir Yeteneğe Dönüştü”
Balıkesir’de Pazarcılar Peyniri “Kırklayarak” Satıyor
Balıkesir’in pazarcı esnafı, peynir satışında sık kullanılan
yöresel bir tabiri gündeme getirdi. Pazarcılar, müşterilerin
taleplerine göre büyük peynir kalıplarını bıçakla küçük parçalara
bölerek verdiklerini belirtiyor. Bu işleme halk arasında “peyniri
kırklamak” deniliyor.
Küçük Porsiyon, Büyük Kolaylık
Pazarcılar, özellikle çeyrek ya da yarım kilo peynir almak isteyen
müşterilerin taleplerini karşılamak için büyük teker ya da kalıp
peynirleri parçalara ayırıyor. Esnafa göre bu yöntem hem müşteriye
kolaylık sağlıyor hem de satışların daha pratik yapılmasına imkân
tanıyor.
Geleneksel Bir Yöntem
“Peyniri kırklamak” aslında peynir yapımında kullanılan bir terim.
Ancak Balıkesir’de pazarcılar bu ifadeyi, satış sırasında peynirin
bölünerek hazırlanması için kullanıyor. Böylece hem üretimde hem de
pazarda farklı bağlamlarda yaşayan bir deyim haline geliyor.
Peynir mayalandıktan sonra oluşan pıhtının (telemenin) bıçak ya da özel tel aletlerle küçük parçalara ayrılması işlemine “kırklamak” denir. Bu sayede pıhtının içindeki peynir altı suyu daha kolay çıkar.
Neden yapılır?
Teleme ne kadar küçük doğranırsa peynir daha sert ve kuru
olur.
İri bırakıldığında ise peynir daha yumuşak ve sulu olur.
Kırklama işlemi peynirin sertlik derecesini, kıvamını ve lezzetini
belirler.
Kısacası, “peyniri kırklamak” telemenin küçük parçalara doğranarak
peynirin yapısının şekillendirilmesi işlemidir.