“Yumurtayı Bile Seçiyorlar!” Pazarcı Hafize Yolcu’dan Sıradışı Sitem
Balıkesirli pazarcı Hafize Yolcu, üç yıldır kendi ürettiklerini tezgâha çıkarıyor. Ama bu kez dikkat çekici bir sitemi var: “Artık yumurtayı bile seçiyorlar! Kadın eline aldı, ‘Bu niye diğerinden küçük?’ dedi. Ben de ‘Tavuklara sorayım’ dedim. Çünkü bu ürünler fabrikasyon değil, doğal!”
Üç yıldır pazarcılık yapan Yolcu, bu işi hem geçim kaynağı hem de bir yaşam biçimi olarak görüyor. “Ben kendi ürünümü kendim yetiştiriyorum. Üretmeyi de, insanlarla iletişim kurmayı da seviyorum. Kendi emeğini satmak insanı güçlü hissettiriyor,” diyor.
“Tüketici Kazanıyor, Üretici Kaybediyor”
Yolcu, son yıllarda pazarcıları en çok zorlayan etkenin zincir marketler olduğunu vurguluyor:
“Marketler bizim malın çok altında fiyat veriyor. Bu, tüketici için iyi ama üretici için yıkım. Biz kendi emeğimizin karşılığını alamıyoruz. Yine de tüketicilere kızamıyorum, çünkü herkesin şartı zor.”
“Biber 50 Lira Oldu Ama Umut 3 Haftalık”
Üç yıldır tezgâhta olan Yolcu, fiyatların artık hem üreticiyi hem müşteriyi zorladığını belirtiyor:
“Biberin gördüğü en yüksek fiyat 50 lira. İki hafta önce 20 liraydı, şimdi 50 oldu ama ömrü 3 hafta. Ürün kıra düşecek, o yüzden dayanmaz. Herkes zor durumda, ben müşteriye de hak veriyorum.”
“Pazarcılık Bir Kültür, Bitmemeli”
Market zincirlerinin hızla çoğalmasına rağmen pazarcılığın yaşaması gerektiğini söyleyen Hafize Yolcu, “Pazarcılık bir kültürdür, bitmemeli. Üreticiyle tüketiciyi yüz yüze getirir. İnsan burada sadece alışveriş yapmaz, konuşur, dertleşir, paylaşır. Bu sıcaklık market raflarında yok,” sözleriyle geleneksel pazar ruhunu anlattı.Pazar Fiyatları (Ekim 2025):Kırmızı biber: 10 TL,Dolmalık biber: 50 TL,Maydanoz – Roka: 10 TL,Kabak – Salatalık: 30 TL
“Devlet Beni Unuttu” – Balıkesirli Seyyar Satıcının Yaşam Mücadelesi
Balıkesirli Turan Özgümüş, 10 yılı aşkın süredir seyyar satıcılık yaparak geçimini sağlamaya çalışıyor. Cezaevinden çıktıktan sonra iş bulamadığını, hiçbir kurumun kapısını açmadığını belirten Özgümüş, “Devlet bana bir iş imkânı tanısaydı hayatım bambaşka olurdu” diyerek yaşadığı çaresizliği dile getirdi.
47 yaşındaki Özgümüş, hayat hikâyesini şu sözlerle özetledi:
“Cezaevinden çıktıktan sonra her yere başvurdum, ama her kapı yüzüme kapandı. İş bulamayınca mecburen seyyar satıcılığa başladım. Bu iş de zar zor geçim sağlıyor. Kazandığım para bana yetmiyor. Devlet bana bir iş sağlasa evlenip düzen kurabilirdim. Ama her şeye zam geldi, artık geçinmek neredeyse imkânsız.”
“Her Şey Zamlı, Alım Gücü Bitti”
Turan Özgümüş, ekonomik koşulların küçük esnafı da seyyar satıcıyı da vurduğunu söyledi:
“Domates, odun, un... Her şeye zam geldi. Biz de lahmacunu 25 liraya satıyoruz ama yakında 30 lira olacak. Çünkü masraflar arttı, fırıncılar odası fiyatı belirliyor. Alım gücü bitmiş durumda. Zengin alabiliyor, fakir ne yapsın? Tadımlık alıyor.”
“Eskiden Seyyar Satıcılık Güzeldi”
Özgümüş, geçmişte seyyar satıcılığın hem kazanç hem güven açısından daha iyi olduğunu belirtti:
“Eskiden seyyar satıcılık güzeldi, ucuzluk vardı, insanlar birbirine saygılıydı. Şimdi hem müşteri azaldı hem de sokakta güven kalmadı. Pazar yerlerinde bile hırsız, dolandırıcı çok. Bu meslek böyle giderse biter.”
“Bir İş Fırsatı Hayatımı Değiştirir”
Turan Özgümüş, yaşadığı zorluklara rağmen yeniden hayata tutunma isteğini kaybetmediğini söylüyor:
“Ben çalışmak istiyorum, el emeğiyle kazanmak istiyorum. Ama bir iş fırsatı bulamadım. Devletin bu gibi insanlara sahip çıkması lazım. İş sahibi olsaydım, hem hayatımı kurardım hem kimseye muhtaç olmazdım.”