Gıdanın bozulduğunu renkle bildiren çalışma tescil aldı
Atatürk Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gonca Alak'ın, ağızdan beslenemeyen hastalarda kullanılan enternal beslenme torbasındaki gıdaların bozulma sürecinin mikroçip ve sensör entegresiyle tespit edileceği çalışması tescillendi.
Erzurum'da Prof. Dr. Gonca Alak'ın, ağızdan beslenemeyen hastaların kullandığı beslenme torbasındaki gıdanın durumunu "renk sensörü" ile gösterecek çalışması, Türk Patent ve Marka Kurumunca tescil edildi.
Doktorasını mikrobiyoloji alanında yapan Atatürk Üniversitesi Su
Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gonca Alak, 3 yıl önce
nütrisyon hemşiresi olan kız kardeşi ve doktor eniştesiyle yaptığı
sohbet üzerine, hastane dışında özellikle evde bakımları süren
ağızdan beslenemeyen hastaların, beslenme torbasındaki gıdanın
bozulma durumunun öğrenilebilmesi fikri üzerinde çalışmaya
başladı.
Bu kapsamda yaklaşık 1 yıl kadar laboratuvar ortamında beslenme
torbasına konulan gıdalarda gelişebilecek
bakteriler üzerine çalışan Alak, daha sonra beslenme torbasına
entegre sensör ve mikroçiplerle bozulan gıdanın ambalajda oluşacak
renk değişimi ile tespit edilebileceğini, ambalaj renk değişimi baz
alınarak beslenme solüsyonunun (beslenme karışımı) tüketime uygun
olup olmadığının izlenebileceğini tespit etti.
Alak'ın "Mikroçip Entegreli Akıllı Beslenme Torbası" adını verdiği
çalışma, Türk Patent ve Marka Kurumunca fikri mülkiyet haklarının
korunması kapsamında "buluş" başlığıyla tescillendi.
"Süreçte fikir, nütrisyon hemşiresi kız kardeşimdi "
Prof. Dr. Alak, AA muhabirine, gıdaların tüketime uygun olup
olmadığının en kolay şekilde anlaşılması için çalıştığını
söyledi.
Bu süreçte fikrin nütrisyon hemşiresi kız kardeşinden çıktığını
belirten Alak, "Özellikle evde bakım kısımlarında ya da konu
hakkında eğitimi olmayan kişilerce yapılan hasta gözetiminde, hasta
sağlığını etkileyebilecek birtakım problemlerin oluşabileceğinden
bahsetmişti. Biz de bu çalışmayla çözümler bulmaya ve süreci
hastanın konforuna uygun şekilde düzenlemeye gayret ettik."
dedi.
Alak, kardeşinin çalıştığı bölümde, normal şartlarda oral (ağız)
yoluyla hastaların beslenmesinin mümkün olmadığını, bu hastaların
özel yöntemlerle oluşturulmuş mide tüpü (peg) ya da bağırsağa
yerleştirilen beslenme tüpü yardımı ile beslendiğine işaret
etti.
Hastane şartlarında eğitimli hemşirelerin kontrolünde bu tarz
hastalar için her şeyin yolunda ilerlediğini ancak bu hastaların
eve çıkarıldığında birtakım problemlerin yaşanabileceği yönünde
kaygıları olduğunu anlatan Alak, "Bu ürünler, çok hassas ve
özellikle bakterilerin gelişimini kolaylaştıracak çok zengin besin
içeriğine sahip ürünlerdir. Bu yönüyle uygun koşullar
sağlanamadığında ürünler kısa sürede hasta sağlığını tehdit
edebilecek bir maddeye dönüşebilmektedir. Bu anlamda hastaya yarar
sağlamak yerine, bazen bu çevresel etmenler, hijyen koşullarının
sağlanamaması ve bireysel farkındalıkların olmaması gibi süreçler
maalesef hastaya zarar verebiliyor." diye konuştu.
"Ürünün raf ömrü hakkında bize bilgi verecek"
Alak, beslenme torbasındaki gıdaların 12 saat gibi uzun zaman
diliminde hastaların tüketimine sunulduğunu, zaman diliminin
aşılması, çevresel şartların uygun olmaması gibi gerekçelerle bu
ürünlerle ilgili özellikle evde eğitimli olmayan kişilerce yapılan
beslenme takibinde sorunların yaşanabileceğine dikkati çekti.
Hasta yakınlarını rahatlatmayı ve hastaların güvenli şekilde
ürünlerini tüketmesini amaçladıklarını vurgulayan Alak, şunları
kaydetti:
"Özelikle bu enteral beslenme torbalarına bir mikroçip entegre
edilip, bu çipin bozulmada etkin olan bakterilerin sekonder
metabolitlerine karşı verdiği reaksiyonu gözlemlemeye çalıştık.
Mikroçip, beslenme solüsyonunda üreyen bakterilerin oluşturduğu
metabolitler ile reaksiyona girerek renk değişimi gelişecek ve
ambalaj içindeki ürünün raf ömrü hakkında bize bilgi verecek. Bu
renk değişimi hasta yakınına veya bakımla ilgili olan kişiye
gıdanın tüketilemeyeceği yönündeki uyarıyı görsel ve güçlü şekilde
vermesini sağlayacak. Bu torbalar hasta ve yakınlarının hatta
hastanede hasta bakımından sorumlu sağlık profesyonellerinin bile işini
kolaylaştıracak."
Alak, fikrin oluşumundan laboratuvar sürecine kadar destek veren
hemşire kardeşi Filiz ve doktor eşi Enver Aval'a teşekkür ederek,
üniversitesinin sağladığı fonlarla çalışmalarını sanayi ile
buluşturup ticari boyuta taşıyacaklarını sözlerine ekledi.