Bor’un Başkenti Bigadiç: Geçmişe Saygı, Geleceğe Strateji
Türkiye, dünya bor rezervlerinin yaklaşık %73’üne sahip. Peki bu zenginliğin kalbi nerede atıyor? Cevap çok net!
Bor’un Başkenti Bigadiç: Geçmişe Saygı, Geleceğe Strateji
Türkiye, dünya bor rezervlerinin yaklaşık %73’üne sahip. Peki bu zenginliğin kalbi nerede atıyor? Cevap çok net: Balıkesir’in Bigadiç ilçesi. Yıllardır yerin altında bekleyen bu potansiyel, sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyolojik, çevresel ve bilimsel bir meseledir. Son günlerde yaşanan iki önemli gelişme ise bu çerçevede oldukça anlamlı: Biri geçmişe, diğeri geleceğe işaret ediyor.
Bor’un Babasına Geç Gelen Vefa
Geçtiğimiz günlerde Bigadiç’te sessiz ama çok değerli bir anma gerçekleşti. 1894-1973 yılları arasında yaşayan ve bor madenini ilk bulan kişi olarak bilinen Muharrem Girgin adına bir anıt dikildi. “Bor’un Babası” olarak anılan bu mütevazı adam, yıllar önce suskun dağların, kayalık toprakların arasında yürürken, Türkiye’nin en stratejik madenlerinden birinin kapısını açtı. Fakat yıllar boyunca adı ne ders kitaplarında geçti ne de maden lobilerinin tabelalarında.
Bugün, ona adanmış bir anıtın varlığı yalnızca geçmişle barışmak değil; yerel hafızaya, emeğe ve öze bir dönüş anlamı taşıyor. Belki de asıl cevheri ilk bulan kişinin köylü olması, konunun hep gölgede kalmasına neden oldu. Ama her gecikmiş vefa gibi, bu da yine kıymetlidir.
Geleceğe Dönük Akıllı Hamleler
Geçmişin izinden giderken, bir başka haber ise yüzümüzü geleceğe çevirdi: Balıkesir Üniversitesi ile Eti Maden Bigadiç Bor İşletmesi arasında imzalanan üniversite-sanayi iş birliği protokolü. Bu protokol sıradan bir “kağıt üzeri iş birliği” olmanın ötesinde; bilgiyle üretimi, bilimle kalkınmayı bir araya getiren bir adımdır.
Bor sadece kazmakla, çıkarmakla değer kazanmaz. Onu işleyip yüksek teknoloji ürünlerine dönüştürmeden bu zenginliğin kıymeti tam anlamıyla ortaya çıkmaz. Borla çalışan bataryalar, ısıya dayanıklı savunma malzemeleri, cam sanayisinde kullanılan özel bileşikler… Liste uzayıp gider. Ancak bu ürünlerin fikri, tasarımı ve üretimi başka şehirlerde, hatta başka ülkelerde yapılırsa, Bigadiç sadece “ham madde veren bir taşra” olarak kalır.
Stratejik Maden, Sosyal Sorumluluk
Şimdi esas soru şu: Bu zenginlik yerelde yaşayan halkın yaşam kalitesine nasıl yansıyor? Yolları, okulları, sağlık altyapısı, çevre düzenlemesi ne durumda? Sürdürülebilirlik sadece çevresel değil, sosyal sürdürülebilirlik anlamına da gelmeli.
Borun Bigadiç’e sadece bir iş sahası değil, bir vizyon getirmesi gerekiyor. Gencinden yaşlısına her birey bu stratejik kaynağın bölgesine kattığı değeri günlük hayatında hissedebilmeli.