Macit Ermiş

Macit Ermiş

CHP’de Delege Heyecanı: Mavi mi, Beyaz mı?

Balıkesir siyasetinde bu günlerde farklı bir heyecan var. CHP’nin mahalle delege seçimleri, yalnızca bir “iç seçim” olmanın çok ötesinde anlamlar taşıyor. Çünkü delege yarışı, aslında gelecekteki ilçe kongrelerinin, oradan da il başkanlığının kaderini belirleyecek adımların ilki.

Altıeylül ve Karesi ilçelerinde günlerdir süren seçimler, tabanın nabzını göstermesi açısından da dikkat çekici. Sabahın erken saatlerinden itibaren parti binalarında başlayan oy verme işlemleri, akşam sandıkların kapanmasıyla birlikte yerini heyecanlı bir bekleyişe bıraktı.

Altıeylül’de özellikle Hakan Keskin’in mavi listesi ile Sinan Ayhan’ın beyaz listesi arasındaki rekabet, delegelerin tercihlerini neredeyse başa baş noktasına taşıdı. Kimi mahallede mavi önde çıktı, kimi yerde beyaz ipi göğüsledi. Sütlüce ve Dinkçiler’de mavi, Hacı İlbey’de ise beyaz üstünlüğünü ilan etti.

Yazının Devamı

Perşembe Pazarı Otoparka Döndü: Tezgâhların Yerini Araçlar Aldı!

Balıkesir’in Pazaryeri Kültürü Kan Kaybediyor

Balıkesir’in Altıeylül ilçesinde, Hacı İlbey Mahallesi sınırlarında yer alan Perşembe Pazarı, artık ne sebze ne meyve kokuyor... Eskiden vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği pazar yeri, bugünlerde adeta bir açık otoparka dönüştü. Tezgâhların yerini minibüsler, kamyonetler ve özel otomobiller aldı.

Gıda ürünlerinin, yerel üreticilerin, mahallelinin pazarlık seslerinin yerini artık korna gürültüleri, egzoz kokuları aldı. Perşembe günleri kurulmayan pazar, gün boyu araç trafiğine ve park ihtiyacına teslim olmuş durumda.

Yazının Devamı

“Depremi Hissetmedim!”

Balıkesir Büyükşehir Belediyesi binasının zemin katındaki Fırıntaş Kafe’de oturuyordum. Sakin bir akşam… Lavaboya girdim, çıktım… Bir baktım, Mekik Sokak’ta insanlar panik içinde. Çığlıklar, telaşlı adımlar… Elim çantama gitti, fotoğraf makinemi çıkardım. Meslek refleksi! Deklanşöre bastım, kareler ardı ardına düşmeye başladı.

Ama… Bir gariplik vardı. Ortalık toz duman, herkes depremden söz ediyor, oysa ben… Hiçbir şey hissetmemiştim!

Yıllardır gazetecilik yaparım. En küçük sarsıntıda bile irkilirim. Ama bu kez? Koca bir deprem yaşanmış, ben ise sanki bambaşka bir dünyadaydım. Önce “Küçük bir yer sarsıntısıdır” diye düşündüm. Ama telefonum çaldı… Yıllar önce ATV’de birlikte çalıştığım Anka Ajansı’ndan Kemal Gülmüş arıyordu. “Geçmiş olsun” dedi, ardından depremle ilgili bilgi ve görüntü istedi. O an anladım; bu sıradan bir sarsıntı değildi!

Yazının Devamı

Balıkesir’in Yeni Umudu: Aronya

Bazen bir meyve, sadece bir meyve değildir…Bazen o meyve, toprağın bereketini, insanın emeğini ve geleceğe dair umudu taşır. İşte aronya tam da böyle bir meyve…

Balıkesir’in Altıeylül, Balya, Gönen ve Savaştepe ilçelerinde kök salan bu küçük ama güçlü bitki, Kuzey Amerika’dan çıkıp artık bizim köylerimizin toprağında nefes alıyor. İlk tadında keskinliğiyle insanı şaşırtan aronya, ardından bıraktığı ferahlık ve hafif tatlı buruklukla “ben buradayım” diyor. Bilim dünyasının “süper meyve” dediği aronya; antioksidan açısından zengin, bağışıklığı güçlendiren, diyabetten kalp sağlığına, hatta kansere karşı koruyucu etkileri bilimsel çalışmalarla kanıtlanmış bir mucize.

Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Daire Başkanı Gülnaz Çelikyurt Uzuner ile aslında yalnızca Çamlık Tepe’deki alıç ağaçlarını konuşmak üzere beş dakikalık bir görüşme planlamıştık. Ama onun kırsala olan ilgisi ve üreticiye duyduğu samimi destek, sohbetimizi bir anda tarımın geleceğine, üretici sorunlarına ve yeni ürün denemelerine taşıdı. Aldığımız bilgiler, adeta Balıkesir kırsalının yarınlarına dair bir yol haritası gibiydi.

Yazının Devamı

Sındırgı Kırsalında Kerpiç Evler Yıkıldı: Bilim İnsanları Ege İçin Uyarıyor

Bazen bir deprem, sadece taşları değil; bir ömrün emeğini, çocukluk anılarını, soba başındaki sohbetleri de yıkar.

Sındırgı’nın kırsal mahallelerinde yaşanan sarsıntı, işte tam da böyle bir yıkımı getirdi. Kınık’ta 6, Koca Sinan’da 5 kerpiç ev yerle bir oldu. Ala Yaka’da da çatılar gökyüzüne açıldı. Can kaybı yok ama acının adı yalnızca “ölüm” değildir; evsiz kalmak da bir çeşit ölüm gibidir.

Yazının Devamı

Pazar Günü Görev Başında: Muhtarın Bitmeyen Mesaisi

Daha şehir uykudayken mahalle sokaklarında dolaşan Çilesiz, Pazar sabahı su patlaklarını tespit edip tek tek görüntüledi. Çektiği fotoğraf ve videoları, bir an bile vakit kaybetmeden BASKİ’ye iletti. Ancak tonlarca su boşa akmaya devam ederken yetkililerden hâlâ bir adım gelmedi.

Mahalle kahvehanelerinde halkla oturup dert dinleyen muhtar, kimi zaman bir çocuğun okul çantasındaki yırtığı fark ediyor, kimi zaman da yaşlı bir mahalle sakininin “su borusu patladı” serzenişine kulak veriyor.

Nilgün Çilesiz’in sözleri ise yüreğe dokunuyor:

Yazının Devamı

"Bir Takla Daha Galatasaray İçin..."

Akşam, Balıkesir’in yüz akı 100. Yıl Atatürk ve Kültür Parkı'nın (biz Balıkesirliler hâlâ “Çamlık” deriz) üstünde yavaşça eriyordu. Güneş, Çırpılı Dede Tepesi’nden süzülerek gölgeleri uzatıyor; parkta çocuk sesleri, kuş cıvıltılarına karışıyordu.

Aslanlı yolun taşları üzerinde, alışılmışın dışında bir enerji… Küçük bir kız çocuğu, Galatasaray formasını gururla taşırken 50 metre boyunca aralıksız takla atıyordu. Her dönüşünde yere değil, sanki hayaline, heyecanına, hayranlığına iniş yapıyordu.

Yazının Devamı

Delegenin Rotası: Ağustos Sıcağında Demokrasi Yürüyüşü

Ağustos ayı Balıkesir'de yalnızca sıcak havaları değil, siyasi kulisleri de hararetlendiriyor. Cumhuriyet Halk Partisi’nin delege seçim takvimi netleşti. Mahalle mahalle örülen bu seçim süreci yalnızca kuru bir takvim değil; örgütün nabzını tutan, üyelerin iradesini yansıtan bir demokrasi yürüyüşüdür.

CHP Balıkesir örgütü, kuzeyden güneye, doğudan batıya sandık başında bir kez daha sözünü söylemeye hazırlanıyor. Kuzeyli CHP’liler 13 Ağustos’ta oy kullanmaya başlayacak ve 21 Ağustos’ta süreç tamamlanacak. Güneyli CHP’liler ise 16 Ağustos’ta başlayacakları bu yolculuğu ay sonunda tamamlayacak.

Listeler askıdan indi. O listede adını göremeyenlerin umutla baktığı itiraz süreci de sona erdi. Artık her şey kesinleşti. CHP’nin iki büyük ilçesi, Karesi ve Altıeylül'de üyeler 400 delegeyi belirlemek için sandık başına gidecek.

Yazının Devamı

CHP’de Delege Satranç Tahtası Kuruldu: Kimin Hamlesi Son Hamle Olacak?

Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) iç siyaset yeniden hareketlendi. Delege seçimleri yaklaşırken, Balıkesir’deki tablo hem heyecan hem de rekabet dolu bir süreci işaret ediyor. Çarşamba günü askıya alınması beklenen üye listeleri, aslında tabelalara değil masalara bırakılmış durumda. Ancak asıl mesele o listelerin nerede olduğundan çok, içinde kimlerin olduğunda…

Parti tüzüğüne göre, 14 Nisan 2025 tarihinden önce CHP’ye üye olanlar oy kullanacak. Bu kritik tarih çizgisi, delege seçimlerinde belirleyici olacak. Balıkesir genelinde 20 ilçede CHP üye sayısı 47 bine ulaşmış durumda. İl Başkanı Erden Köybaşı, bu 47 bin kişilik listedeki 45 bin üyenin delege seçimlerine fiilen katılacağını açıkladı. Geriye kalan küçük fark ise doğal olarak ya yeni üyelikten ya da pasifleşmiş seçmenlerden kaynaklanıyor.

Kent merkezinin güneyindeki Altıeylül ilçesi bu dönemin en kritik sahnelerinden biri. Bugüne kadar 4 bin 600 kişi CHP’ye üye olmuş. Ancak sadece 4 bin 312’si, yani 14 Nisan öncesi üyelik yapanlar sandığa gidecek. İki yıl önceki seçimi yalnızca “bir oy” farkla kazanan Sinan Ayhan ve rakibi Hakan Keskin yeniden karşı karşıya. O tek oyun hikâyesi şimdi çok daha kalabalık bir üyelik yapısında, bambaşka sonuçlara gebe. Çünkü üye sayısı arttı, dengeler değişti. Artık masada sadece isimler değil, arka planındaki örgütsel destekler de yarışıyor.

Yazının Devamı

Üç Küçük Yürek, Bir Büyük İsim: Gazi Mustafa Kemal

Öyle haberlere denk geliyorum ki bu haber bir manşet değil, yüreğe dokunur diyorum.Örneğin Mersin’den gelen bir haber beni çok etkiledi. Bir ailenin üçüz çocuklarına “Gazi”, “Mustafa” ve “Kemal” ismini verdiğini okudum. İlk anlık tebessüm, ardından bir duruş… Çünkü bu, yalnızca bir isim tercihi değil, bir bilinç, bir duruş, bir vefa.

Her gün hayatın telaşında, ekranlara düşen sayısız içerik arasında kaybolurken böyle bir haber çıkıyor karşımıza ve sarsıyor insanı:

“Biz buradayız. Bu topraklara minnetimizi unutmuyoruz.” diyen bir aile…Kırmızı tişörtlerinin ortasında taşıdıkları ay-yıldızla poz veren o üçüz çocuklar, geleceğe umutla bakmanın adıdır aslında.

Yazının Devamı

Devrimci Muzaffer Mutluer'e Veda

Bir Devrimci Yüreğin Ardından: Nizamettin Mutluer’e Veda

Bazı insanlar vardır; yaşarken sesleri duyulmaz ama öldüklerinde şehir susar…O sessizlik, yüreklere dokunan bir hatıranın, bir mücadelenin yankısıdır.Nizamettin Mutluer işte o sessiz kahramanlardan biriydi.O, kürsüde öğretmendi ama hayatın ortasında devrimciydi.Sınıfta kalemle, sokakta yürekle konuşurdu.

1982 Anayasası’na “Hayır” demek için direksiyon başına geçen kaç kişi tanırsınız?Tek başına, tek başına…Otobüsle değil, konvoyla değil.Bir otomobil.Bir yürek.Ve içinde koskoca bir inanç…Çünkü o yıllarda “Hayır” demek cesaretti.Ve Nizamettin Hoca, Balıkesir’de cesaretin diğer adıdır.Sistem onu gözaltına aldı, susturmak istedi.Ama o hiçbir zaman susmadı.Çünkü onun sesi yalnız kelimelerde değil; öğrencisinin gözünde, halkın vicdanında, dostlarının yüreğindeydi.Ve o büyük acı…Evladını 51 yıl boyunca, dört duvar arasında büyütmek.Evladına dokunamadan, uçurtma uçuramadan yaşamak.O acıyı kimselere yük etmeden, yıllarca taşımak…Bu ancak yüce bir kalbin, taş gibi sağlam bir vicdanın işidir.Sevim Mutluer de bu sessiz destanın kahramanlarından biriydi.Onlar birlikte bir yükü taşıdılar, birlikte bir şehir oldular.Şimdi ikisi de yok. Ama bu şehirde bıraktıkları iz, öyle derin ki…Taşın suskunluğunda, ağacın gölgesinde, eski bir okul sırasının çatlağında bile onlara dair bir şey var artık.Oğulları Mustafa Kemal ve Barış…Birinin adı cumhuriyet, diğerinin adı umut gibi.O aile sadece bir acı değil, bir değer bıraktı bu kente.Zağnos Paşa’da saf tutanlar o gün bir cenazeye değil, bir onura tanıklık etti.Bu yazıya duygular sığmaz. Bu vedaya kelimeler yetmez.Ama bir cümle var ki; belki her şeyin özetidir:Nizamettin Mutluer, bu kentin alnıdır. O alın, hep açık kalacak.Ruhun şad olsun hocam.Sen sustun ama bu şehir seni hep anlatacak.

Yazının Devamı

Perşembe Pazarı Otoparka Döndü

Eskiden her perşembe sabahı, Balıkesir’in Altıeylül ilçesi Hacı İlbey Mahallesi’nde bir telaş olurdu. Torbalar kapının önüne dizilir, mahalleli erkenden yollara düşerdi. Domatesin en kızarığını, biberin en dirisini, el emeği reçelleri seçmek için yarışılırdı. Bugün ise o telaşın yerinde egzoz dumanı, pazarlığın yerinde korna sesi var. Perşembe Pazarı artık bir pazar değil; bir otopark.

Zaman değişiyor, evet. Ama bazı değişimler sadece düzeni değil, hafızayı da silip götürüyor. Bir dönemin en canlı halk buluşmalarından biri olan Perşembe Pazarı, artık yerel üreticinin değil, araçların hizmetinde.

Bir zamanlar Dumlu Pınar Mahallesi’nde, Dumlu Pınar İlkokulu’nun eteklerinde kurulan bu pazar; pazartesi pazarının taşınmasıyla yeni yerine alınmıştı. Üzeri kapatıldı, modern hale getirildi. Belediye Başkanı İsmail Ok’un dönemi umutla karşılandı. Ama sonra o umut, tezgâhların gölgesinde unutuldu.

Yazının Devamı

Balıkesir CHP'de Kulis Vakti

Cumhuriyet Halk Partisi Balıkesir’de bir değişim sancısı yaşıyor. Ancak bu sancı doğumdan mı, yoksa içten içe kanayan bir yaradan mı, bunu zaman gösterecek. Son günlerde il başkan aday adaylığında yaşanan yoğunluk, Balıkesir siyasetinin koridorlarında "aday enflasyonu" dedikodularını beraberinde getirdi.

Altıeylül ve Karesi’de üye güncellemeleri hummalı bir şekilde sürüyor. Altıeylül İlçe Başkanı Sinan Ayhan ile görüştüğümde rakamları net verdi: “Yaklaşık 4 bin 600 üyemiz var, bunun 2 bini yeni üye.” Üstelik her gün yeni üyeler kapıyı çalmaya devam ediyor. Bu bir yenilenme mi, yoksa yaklaşan seçimin heyecanı mı? Herkesin sorduğu soru bu.

Ancak işin perde arkasında asıl dikkat çeken, CHP Balıkesir İl Yönetimi’nde yaşanan soğuk savaş. İl Başkanı Erden Köybaşı’nın, yardımcıları Hakan Yağcıoğlu, Sevilay Özyılmaz, Recep Atik ve İsmail Cur’u nöbet listesinden çıkarması, parti içindeki gerilimin artık gizlenemediğinin göstergesi. Toplantı salonlarında yükselen sesler, dışarıya “ima” yoluyla sızıyor. Bu da gösteriyor ki, çatlaklar sadece duvarda değil, kalplerde ve güven bağlarında da oluşmaya başlamış.

Yazının Devamı

Güneydoğu Sendromu Bir Askerin İçinde Kalan Savaş

Balıkesir’in Kepsut ilçesine bağlı Mahmudiye Köyü, 1996 yılının son günlerinde derin bir acıyla sarsıldı. Genç bir Mehmetçik, Ali Rıza Eker, askerlik görevini tamamlayıp köyüne döndükten kısa bir süre sonra yaşamına son verdi. Henüz 20’li yaşlarının başında olan Ali Rıza, askerliğini Diyarbakır’da yaptı. Birçok çatışmaya katıldı, ölümle burun buruna geldi, yoldaşlarını yitirdi. O artık başka bir insandı.

Teskere aldı, ama cephede bıraktığı korkular, çığlıklar, karanlık anılar peşini bırakmadı. Geceleri saman balyalarıyla siper kuruyor, pompalı tüfekle hayali düşmanlara ateş ediyordu. On gün boyunca köyün ortasında görünmeyen bir savaşı yaşıyordu. Sonunda sessiz bir vedayla, ardında bir mektup bırakarak intihar etti.

Mektubunda şu cümle yürekleri dağladı:

Yazının Devamı

Emir Sultan’ın İşaret Ettiği “Sırra Vâkıf” Kişi

Rivayete göre Emir Sultan Hazretleri, vefatına yakın bir dostuna sorar:

“İrşadımıza kim devam edecek?”

Cevabı ise işaret doludur: “Sırra vakıf olanı bulun, o size gerekeni gösterir.”

Yazının Devamı

İddia O ki :Direk Yol Ortasına Kondu!

Balıkesir’de olur olmaz işlerde olmuyor değil. Örneğin vatandaşlardan gelen bazı ihbarlar ve fotoğraflar bu konularında gündeme gelmesine neden olabiliyor.

Bugün sizlere Karesi ilçesinde yaşanan başka bir vukuat anlatacağım.

Karesi ilçesi Kurtdere Mahallesi’nde yaşayan vatandaş evinin önüne yol ortası olduğunu iddia ettiği bir direk diktiklerini söylüyor. 10. Kurtdere Sokak’ta bulunan vatandaş, bilgisi olmadan konulduğunu söylediği direk sorun yaşatıyor diyerek bu direğin kaldırılmasını istiyor.

Yazının Devamı

Balıkesir'de Çırpılı Dede'ye Çıktık

Çırpılı Dedenin Türbesi Balıkesir kent merkezinin en yüksek tepesi.538 metre yüksekliğ de. 408 metresi engebeli yol. Arkadaşım Can Akyürek ile birlikte Edremit Yolu üzerinde bulunan Küçük Sanayi sitesinden oto ile giriş yaptık. Rüzgar enerji tesislerinde otoyu bıraktık. Başladık yürümeye akşam güneşi gözlerimizi etkiliyordu.

Yürüyerek 59 dakika Çırpılı dede tepesi zirvesindeydi. Taşlarla örülü mezar mermerde yapılmış .Üzerinde İsmail Korkmaz yazıyor. Gazetecilik ciddiyet ister İsmail Korkmaz’ı Orta Mandıra mahallesinde bulduk. İşte Korkmaz çiftinin yaşadıkları..

Gülseren ve İsmail’in Çırpılı Tepesi’nde Yazdığı Umut Hikâyesi

Yazının Devamı

Balıkesir’in Unutulan Hafızası: Savaş Sığınakları Balıkesir’de 2 Tane

Balıkesir’in geçmişinde iz bırakan tarih dolu topraklarda Kuvayi Milliye Ruhunu taşyan ve geçmişi hatırlayanlara sordum. Bu sığınağı hatırlıyor musunuz?

Balıkesir’in Karesi ilçesine bağlı Mirzabey Mahallesi’nde savaş döneminde yapıldığı söylenen iki ayrı girişe sahip bir sığınaktan bahsedeceğim. Unutulmaya yüz tutmuş ve terk edilmiş bu sığınak yıkıldı yıkılacak görüntüsü veriyor. Üzerinden yol geçen vehatta birde bina yapılan bu sığınakla ilgili çevrede bir bilgi yok ve adeta unutulmaya mahkum bırakılmış….

Akşam saatlerinde yaptığımız arama sırasında daha önce üç kez gitmiş olmamıza rağmen sığınağın yerini yine güçlükle yine buldum. Mahallede kime sorsak, ya hiç duymamış ya da “mağara gibi bir şeydi galiba” diye belirsiz cevaplar veriyor. Oysa bu sığınaklar, Balıkesir’in yakın geçmişine ışık tutacak önemde.

Yazının Devamı

Balıkesir'de tropikal mucize Ananas

Çarşı pazar dolaşırken sonunda buda oldu dedim.Bir zamanlar sadece market raflarında ithal meyve olarak gördüğümüz ananas, şimdi Balıkesir’in bereketli topraklarında yetişiyor .Evet yanlış duymadınız. Tropik bir iklimin sembolü olan bu mucize meyve, artık Balıkesir’in serin rüzgârlarıyla birlikte büyüyor, olgunlaşıyor ve pazarlarda tezgâhları süslüyor.

Ananas sadece meyve değil, ananas fidanları da Balıkesirli üreticilerin ilgisini çeken ayrı bir konu.Ananasın yetiştiriciliği genellikle sıcak bölgelerde yaygın. Pazarlarda yerli üretim ananasları gören vatandaşlar hem şaşkın hem de mutlu ben gibi. Tropikal bir meyvenin yerli üretimiyle tanışmak, sofralara hem ekonomik hem de taze bir alternatif sunuyor. Üreticilerse bu ilginin artmasından memnun.

Ananas sadece lezzetiyle değil, sağlığa katkılarıyla da dikkat çekiyor. Aynı zamanda antioksidan açısından zengin olan bu meyve, bağışıklık sistemini güçlendiriyor, kalp sağlığını destekliyor ve diyabet riskini azaltıyor. Beslenme uzmanları da, Balıkesir gibi iklim geçişlerinin yaşandığı bölgelerde ananas tüketiminin özellikle kış aylarında bağışıklık sistemine büyük destek sunduğunu belirtiyor. C vitamini deposu olan bu meyve, burun ve sinüs iltihaplarını azaltarak soğuk algınlığına karşı da etkili bir koruma sağlıyor.Ve daha ilginci… Yaptığımız haber araştırmalarında bir bilgiyi daha sizinle paylaşmak isterim. Balıkesir’de bazı üreticiler “ananas kavunu” olarak adlandırılan, hibrit bir meyve türü üzerinde de denemeler yapıyor.

Yazının Devamı

Soluduğumuz Hava Temiz mi ? Ne Soluyoruz? İşte Yanıtı

Sabahları pencerenizi araladığınızda, o gri örtü size hâlâ sis gibi mi geliyor?

Oysa Balıkesir’in semalarında dolaşan bu pus, artık sıradan bir doğa olayı değil gibi görünüyor.İklim değişikliği, yalnızca buzulları eritmedi. Tropikal bölgelerde yaşam süren ölümcül mantar türleri de artık yön değiştirdi.

Dünya ısındıkça, bu mikroorganizmalar da kuzeye doğru “göç” etmeye başladı. Bilim insanları, bu yeni yaşam alanlarının başında Avrupa’nın ılıman şehirlerini gösteriyor. Okuduğum bilgilere göz attığımda ne yazık ki Balıkesir'de bence bu konuda savunmasız görünüyor.Manchester Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, aspergillus adı verilen ve her yıl yaklaşık 1,8 milyon kişinin ölümüne neden olan bir mantarın artık sadece toprakta değil, soluduğumuz havada da bulunabileceğini ortaya koymuş. Üstelik bağışıklık sistemi zayıf bireylerde, bu mantar akciğerlere yerleşerek ölümcül enfeksiyonlara neden olabiliyor deniyor.

Yazının Devamı

10 Yumurtaya 35 Günlük Nöbet

Balıkesir’in Altıeylül ilçesine bağlı Küpeler Mahallesi’nde, doğayla insan arasındaki o eski dostluğu hatırlatan bir hikâye yaşanıyor. Muharrem Özel’in çiftliğinde yaşayan “Kar Tanesi” adını verdikleri dişi kaz, 10 yumurtasının üzerinde 12 gündür aralıksız kuluçkada. Yumurtalarını gözleriyle değil, kalbiyle koruyor. Yaklaşan her canlıya bir anne içgüdüsüyle tepki veriyor, ama yerinden kıpırdamıyor.

Bu sahne, sadece bir kuluçka süreci değil; doğanın içinde gizlenen sabır, sadakat ve yaşam sevgisinin sessiz bir ifadesi. Kar Tanesi, her gün aynı yerde, aynı kararlılıkla bekliyor. Çiftlikte dolaşan diğer iki kaz serbestçe gezerken, onun inatçı nöbeti bu küçük kırsal alanı bir anlamda yaşamın devamlılığına açılan bir sahneye dönüştürüyor.

Yazının Devamı

Karaçamın Gölgesinden Altın Damlalar

Dursunbey ve Bigadiç yöresinde yoğun olarak bulunan karaçam ormanları, koyu renkli ve yüksek aromalı bal üretimiyle bölge ekonomisine katkı sağlıyor. Özellikle yaz ortasında, çiçeklerin azaldığı dönemde arıcılar bu ormanlara yöneliyor. Karaçam balı; antioksidan özelliği, koyu rengi ve güçlü aromasıyla sağlık açısından da öne çıkıyor.

İvrindi’ye bağlı Gümeli köyü ise kestane balıyla adını duyuruyor. Buruk tadıyla bilinen bu bal türü, özellikle bağışıklık sistemini güçlendirmeye yönelik etkileriyle biliniyor. Kestane çiçeklerinin kısa süreli açma dönemi, bu balı değerli ve sınırlı kılıyor.

Yazının Devamı

Hak Değil, Keyfilik: Trafikte Motorlu Yanılgı

Trafiğin en hareketli aktörlerinden biri artık motosikletliler. Hızlı ulaşım, düşük maliyet ve pratiklik gibi avantajları tartışılmaz. Ancak bu avantaj, bazı sürücülerde ne yazık ki kuralsızlık hakkıymış gibi bir algıya dönüşmüş durumda.

Son zamanlarda özellikle büyük şehirlerde karşılaştığımız manzara oldukça tanıdık:

Araba sırasının arasından zikzak çizen motorlar,

Yazının Devamı

Bor’un Başkenti Bigadiç: Geçmişe Saygı, Geleceğe Strateji

Türkiye, dünya bor rezervlerinin yaklaşık %73’üne sahip. Peki bu zenginliğin kalbi nerede atıyor? Cevap çok net: Balıkesir’in Bigadiç ilçesi. Yıllardır yerin altında bekleyen bu potansiyel, sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyolojik, çevresel ve bilimsel bir meseledir. Son günlerde yaşanan iki önemli gelişme ise bu çerçevede oldukça anlamlı: Biri geçmişe, diğeri geleceğe işaret ediyor.

Geçtiğimiz günlerde Bigadiç’te sessiz ama çok değerli bir anma gerçekleşti. 1894-1973 yılları arasında yaşayan ve bor madenini ilk bulan kişi olarak bilinen Muharrem Girgin adına bir anıt dikildi. “Bor’un Babası” olarak anılan bu mütevazı adam, yıllar önce suskun dağların, kayalık toprakların arasında yürürken, Türkiye’nin en stratejik madenlerinden birinin kapısını açtı. Fakat yıllar boyunca adı ne ders kitaplarında geçti ne de maden lobilerinin tabelalarında.

Bugün, ona adanmış bir anıtın varlığı yalnızca geçmişle barışmak değil; yerel hafızaya, emeğe ve öze bir dönüş anlamı taşıyor. Belki de asıl cevheri ilk bulan kişinin köylü olması, konunun hep gölgede kalmasına neden oldu. Ama her gecikmiş vefa gibi, bu da yine kıymetlidir.

Yazının Devamı