Cumhuriyet Koşusunda Nefesler Tutuldu
Atlı sporların gururu, Cumhuriyet coşkusuyla birleşti
Balıkesir’in bereketli topraklarında, Altıeylül Yakupköy’de bu
hafta sonu öyle bir sahne yaşandı ki; hem geçmişin asil mirası hem
de Cumhuriyetin çağdaş ruhu aynı anda nefes aldı. Tozlu pistte dört
nala koşan atların ayak sesleri, sanki 102 yıllık Cumhuriyetimizin
yüreğinde yankılandı.
Bu yıl ikincisi düzenlenen Altıeylül Yakupköy Cumhuriyet
Koşusu, sadece bir yarış değil; bir milletin kültürel
dirilişinin, köklerine sahip çıkışının sembolüydü.
Kadın ve erkek biniciler, at üzerinde sergiledikleri ustalıkla izleyenleri büyüledi. Denge, cesaret, zarafet ve kararlılık… Hepsi o meydanda, bir arada yaşadı. Kimi okunu gökyüzüne çevirdi, kimi atının dizginini özgürlüğe bıraktı. Cumhuriyetin coşkusu, nal sesleriyle birleşti, havaya karıştı.
Bir Koşudan Fazlası
Cumhuriyet koşusu, adı üstünde bir yarış değil; bir
hatırlayıştır. Çünkü bizler biliriz ki bu topraklarda özgürlük,
sadece sözle değil, alın teriyle, cesaretle, bazen de at sırtında
kazanıldı.
Yakupköy’deki bu koşu, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Milli kültür, en
yükseğe çıkarılmalıdır” sözünün ete kemiğe bürünmüş halidir. Ata
sporlarımızı yaşatmak, sadece geçmişi anmak değil; geleceğe kim
olduğumuzu anlatmaktır.
Halkın Coşkusu, Cumhuriyetin Yansıması
Yarışları CHP Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı, Balıkesir
Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, Altıeylül Belediye Başkanı
Hakan Şehirli ve yüzlerce yurttaş heyecanla izledi.
Milletvekili Sarı’nın sözleri yürekten geldi:
“Cumhuriyetimizin coşkusunu, atalarımızdan miras kalan ata sporlarımızla yaşatmak; kültürümüzü ve değerlerimizi gelecek kuşaklara aktarmak en büyük sorumluluğumuzdur.”
Bu sorumluluğu hatırlamak, tam da bugünün işidir. Çünkü Cumhuriyet, sadece bir yönetim biçimi değil; bir yaşam biçimidir.
Cumhuriyet Hep İleri!
Yakupköy’ün topraklarında yükselen nal sesleri bize bir kez daha
hatırlattı:
Cumhuriyet, hep ileri bakmaktır.
Cumhuriyet, gelenekten beslenip geleceğe yürümektir.
Ve Cumhuriyet, halkın kendi nefesiyle var olmaktır.
102 yıl sonra bile, o ilk adımın heyecanı hâlâ içimizde.
Atların tozuna karışan gurur, Cumhuriyetin sonsuzluğuna
karıştı.
Ve biz, bir kez daha inandık: Cumhuriyet hep ileri!