Sındırgı Kırsalında Kerpiç Evler Yıkıldı: Bilim İnsanları Ege İçin Uyarıyor

Sındırgı Kırsalında Kerpiç Evler Yıkıldı: Bilim İnsanları Ege İçin Uyarıyor

Bazen bir deprem, sadece taşları değil; bir ömrün emeğini, çocukluk anılarını, soba başındaki sohbetleri de yıkar.

Sındırgı’nın kırsal mahallelerinde yaşanan sarsıntı, işte tam da böyle bir yıkımı getirdi. Kınık’ta 6, Koca Sinan’da 5 kerpiç ev yerle bir oldu. Ala Yaka’da da çatılar gökyüzüne açıldı. Can kaybı yok ama acının adı yalnızca “ölüm” değildir; evsiz kalmak da bir çeşit ölüm gibidir.

Sındırgı’ya bağlı 66 köyün çoğuna hâlâ ulaşım sağlanamadı. Şimdilik Gölcük, Ala Yaka, Ala Kır ve Kozluk çevresinde yıkım görüntüleri var. Özellikle kerpiç evler, yıllara meydan okuyan ama bilime dayanmayan bu mimari, sarsıntının karşısında çaresiz kaldı.

Depremin gölgesi sadece evlerin üzerine düşmüyor. Hisar Alan Kaplıcaları çevresinde, denetimsiz şekilde yükselen otel ve pansiyonlar da risk haritasının tam ortasında. Bugün sarsıntıdan kurtulan bu yapılar, yarın daha büyük bir depremde yıkılırsa, felaketin faturası çok ağır olur.

Bilim insanları net konuşuyor: Kırılan fay hattı, Uşak’tan başlayıp Kütahya’nın Simav ve Emet ilçelerine uzanıyor. Yani mesele sadece Sındırgı’nın değil, tüm Ege’nin meselesi. Önümüzdeki günlerde daha büyük bir deprem olabileceğine dair veriler var. Bu sadece bir ihtimal değil; bilimsel olarak göz ardı edilemeyecek bir uyarı.

İkinci bir sarsıntı, Hisar Alan Kaplıcaları’ndan çevre köylere kadar geniş bir alanda yıkıcı olabilir. Bu yüzden “geçmiş olsun” demek yetmez. Yapı stokunu güçlendirmek, kaçak yapılaşmaya “dur” demek, afet planlarını raflardan indirip sahaya taşımak zorundayız.

Çünkü depremi durduramayız, ama yıkılmayı durdurabiliriz.