El Emeği, Göz Nuru: Balıkesir’in Kültürel Renkleri Karesi’de Hayat Buluyor
Balıkesir’de bu yıl geleneksel el sanatlarının yeniden canlandığı bir yıl oldu desek abartmış olmayız. Karesi Halk Eğitim Merkezi’nde...
Balıkesir’de bu yıl geleneksel el sanatlarının yeniden canlandığı bir yıl oldu desek abartmış olmayız. Karesi Halk Eğitim Merkezi’nde açılan 300’ü aşkın kurs, sadece birer eğitim alanı değil, aynı zamanda kültürel belleğin yeniden üretildiği, el emeğinin ruhla buluştuğu atölyelere dönüşmüş durumda. Bugün açılışı yapılan sergi ise bu emeğin somutlaşmış hali.
Kültürle Yoğrulmuş Emek
Karesi Halk Eğitim Merkezi kursiyerlerinin hazırladığı el emeği ürünler sadece “görülmeye değer” değil; aynı zamanda yaşamın içinde yer bulabilen, işlevsel ve estetik objelere dönüşüyor. Bu yönüyle sergi, hem geleneksel kültürün hem de manevi emeğin somut bir değere dönüşmesini sağlıyor. El sanatlarının sadece nostaljik bir hatırlama değil, günlük hayatta kullanılabilir bir üretim biçimi olduğunu bir kez daha hatırlıyoruz.
Bir Sergiden Fazlası
Kuvayi Milliye Müzesi’nin hemen yanında, Devlet Güzel Sanatlar Galerisi’nin bahçesinde açılan sergi, Balıkesir’in kültürel dokusuna yakışır bir canlılık yarattı. Bahçeyi dolduran kalabalık, şehrin el sanatlarına duyduğu ilginin en güzel göstergesi oldu. Kadınların ürettiği el emeği göz nuru eserler; iğne oyasından tel kırmaya, ebrudan seramiğe kadar geniş bir yelpazede ziyaretçilerin beğenisine sunuldu.
Teşekkürün En Güzeli
Bu anlamlı buluşmada emeği geçen herkese bir teşekkür borçluyuz. Karesi Kaymakamı Metin Arslanbaş, Karesi İlçe Milli Eğitim Müdürü Sami Günnü, Karesi Halk Eğitim Müdürü İbrahim Kurt, öğreticiler ve kursiyerler, sadece Balıkesir’e değil, Anadolu kültürüne de bir değer kattılar. Çünkü el emeği sadece üretmek değil; geçmişi bugüne, bugünü yarına taşımaktır.
Sergi 28 Kasım’a kadar açık olacak. El emeğinin sıcaklığını hissetmek, kültürel mirasın modern yorumlarına tanıklık etmek isteyen herkes için kaçırılmaması gereken bir fırsat. Karesi’deki bu sergi bize bir kez daha gösteriyor ki, el emeğiyle yoğrulan her iş, aslında bir kimlik, bir ruh, bir aidiyet meselesidir.