Çizgi Roman ve Mangaların Renkli Dünyası
Çizgi romanların ve mangaların sayfalarını açtığınız anda başka bir dünyanın içine düşersiniz. Bu dünyanın kapıları ne ağırdır ne de resmi; tam tersine sizi oyunbaz bir davetle içeri çeker. Renkler, çizgiler, abartılı tepkiler, uçan yumruklar, dramatik bakışmalar… Hepsi, hayatın ciddiyetini bir kenara bırakıp “Gel, biraz eğlenelim” der gibi.
Mangaların kendine has bir okuma düzeni var malum: sağdan sola.
Bunu ilk öğrendiğinizde beyniniz bir saniyeliğine durur, fakat sonra ritmi yakaladığınız anda her şey daha akıcı gelmeye başlar. Sanki hikâyeyi sıradan bir düz metin değil, yazarın kafasının içindeki hayal gücü doğrudan anlatıyormuş gibi hissedersiniz.
Çizgi romanlar ise yıllardır çeşit çeşit tarzıyla, süper kahramanından fantastik evrenine kadar geniş bir dünyayı kucağımıza bırakıyor. Bir gün Gotham sokaklarında karanlığı dinliyorsunuz, ertesi gün manga evreninde bir karakterin çorba içişini bile destansı bir sahneye dönüştürmesini izliyorsunuz. Çünkü mangalarda gündelik olay bile bir tiyatro sahnesi kadar dramatik olabilir—ki bu da işin en eğlenceli kısmı.
Asıl büyü ise şu:
Bu hikâyeler yalnızca okunmuyor, yaşanıyor.
Bir bakıyorsunuz kahramanın yanında kılıç sallıyorsunuz, bir bakıyorsunuz ölüm kalım mücadelesinde nefesinizi tutmuşsunuz. Kimi zaman gülmek için, kimi zaman kafa dağıtmak için, bazen de dünyayı daha renkli görmek için çizgi romanlara sarılıyorsunuz.
Mangaların mizah anlayışı ise bambaşka bir gezegen. Bir karakter duygusallaşırken bir anda yüzünün karikatüre dönüşmesi, beklenmedik bağırışlar, dramatik susmalar… Bu abartı, anlatımın tuzu biberi. Çünkü manga, gülmeyi ciddiyete tercih eder.
Ve tüm bu eğlencenin içinde fark etmeden kültürel bir yolculuğa çıkarsınız. Japon selamından yemek kültürüne kadar pek çok detayı öğrenirsiniz. Çizgi romanlarda ise Amerikan, Fransız, Kore ekollerinin her biri farklı bir tat sunar. Bir tür dünya turu, hem ucuz hem hızlı.
En güzel yanı?
Hiçbir yaş sınırı yok.
İster 12 yaşında olun ister 40, bir manga sayfası açtığınızda herkes aynı heyecanı yaşayabilir. Çünkü çizgi romanlar ve mangalar, hayatın dramatik anlarına bir kahkaha, sıkıcı günlerine bir macera ekleyen küçük sihirli kutulardır.
Belki de bu yüzden, ne kadar zaman geçerse geçsin, çizgi romanlar hâlâ raflarda aranıyor, mangaların bölümleri milyonlarca kişi tarafından bekleniyor. Çünkü her sayfa, bize yaşamın biraz da eğlenmekten ibaret olduğunu hatırlatıyor.
Ve bazen en iyi terapi, iyi çizilmiş bir karede saklıdır.