Hindistan'da Kültürel Bir Gezi

Hindistan'da Kültürel Bir Gezi

Bugün Hindistan’a kültürel bir yolculuğa çıkıyoruz. Hindistan’ın finans ve kültür başkenti Mumbai, gökdelenleriyle modern bir siluet sunsa da şehrin kalbi hâlâ sömürge döneminden kalan görkemli yapılarda atıyor.

Gotik, Viktorya ve Hint-İslam mimarisinin harmanlandığı bu yapılar, Mumbai’nin sadece ekonomik değil, aynı zamanda kültürel bir başkent olduğunun en somut göstergeleri.

Brihanmumbai Municipal Corporation (BMC) Binası

İhtişamlı yapı, Mumbai Belediyesi’nin idari binası. 1893 yılında tamamlanan bu eser, Gotik mimarinin Hindistan’daki en etkileyici örneklerinden biri. Yüksek kuleleri, kubbeleri ve taş işçiliğiyle dikkat çeken bina, sadece bir yönetim merkezi değil, aynı zamanda şehrin simgelerinden biri.

Chhatrapati Shivaji Maharaj Terminus (CSMT)

UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Chhatrapati Shivaji Maharaj Terminus’a (eski adıyla Victoria Terminus) ait. 1887’de Kraliçe Victoria’nın tahta çıkışının 50. yılı anısına inşa edilen bu tren istasyonu, hâlâ şehrin en işlek ulaşım noktası. Hem Hint hem de Viktorya dönemine özgü süslemeler, aslan ve kaplan heykelleri binaya ayrı bir kimlik kazandırıyor.

Rajabai Clock Tower

Saat kulesi ise Rajabai Clock Tower. 19. yüzyılda inşa edilen bu kule, İngiltere’deki Big Ben’in esintilerini taşıyor. Zengin taş oymaları ve ihtişamlı yüksekliğiyle Mumbai Üniversitesi’nin simgesi hâline gelen kule, bir zamanlar çanlarıyla şehrin en önemli zaman ölçeriydi.

Bu yapılar sadece mimari değil, aynı zamanda tarihsel birer tanıklık. Mumbai’nin sömürge döneminden bağımsızlığa uzanan yolculuğunun izlerini taşıyorlar. Bugün hem yerel halk hem de turistler için birer cazibe merkezi olan bu eserler, kentin kültürel hafızasında silinmez bir yer ediniyor. Hintli arkadaşım Roshan ayrıca Mumbai sokaklarında yürürken bir yandan modern trafiğin kaosunu yaşanılabildiğini söylüyor. Diğer yandan bu devasa taş yapılarla tarihin gölgesinde yolculuk yapıyorsunuz. Şehir işte tam da bu zıtlıklarla büyülüyor.