Rüzgarın Sesi, Gündüzün Gölgesi
Merhaba değerli okurlarım, bu yazımda bir rüzgar gibi esen duygularımın karmaşıklığını durduran kalbimi sakin bir hale getiren ve yüzümü gülümseten güzel mi güzel bir anıdan bahsetmeye geldim.
Rüzgarın Sesi, Gündüzün Gölgesi
Merhaba değerli okurlarım, bu yazımda bir rüzgar gibi esen duygularımın karmaşıklığını durduran kalbimi sakin bir hale getiren ve yüzümü gülümseten güzel mi güzel bir anıdan bahsetmeye geldim.
Bugün hikayeler, şiirler ve geçmişe yolculuk yok. Bugün bir rüzgarın esintisinde kaybolurken bulduğum, gürültülü ama bir o kadar da huzurlu bir fırtınanın içinde dans edişimi anlatacağım.
Nasıl başlasam bilemiyorum açıkçası ama kalbimin ritmi bir süredir tanıdık olmayan bir ezgiyle atmaya başladı. Zihnim ele geçirilmiş bir porselen bebek gibi tutuklu kaldı. Ayrıca bir bakışın yankısının nasıl olup da günlerce içimde çınladığını anlamaya çalışacağım sanırım. Gün doğumlarını izlerken içimde uyanan heyecanı kelimelere dökemediklerimi paylaşacağım.
Günler gecelerime gecelerim günlerime sığmamaya başladı ve bu gerçekten ilginç. Böyle şeyler sadece filmlerde olur sanıyordum ama gerçek hayatta da oluyormuş demek ki. Beynimin bir kısmında sanki birisi geliyor ve müzik kutusunu çalıştırıyor ama öyle güzel bir melodisi var ki hayatımda hiç bu kadar güzel bir melodi duymamıştım. Bu melodi hep kafamda çalıp duruyor!
Bir de bir düşünce var bu düşünce de gece ile konuşup duruyor evet gece. Bir de bence herkesin hayatında bir ışığı vardır benim de ışığım var sanırım yani. Gündüzlerim güneşli ama serin mesela, güneş orada, ama tenimi ısıtan değil, yalnızca varlığıyla çevremi aydınlatan bir hâlde. Işığın tam içinde, bir gölge gibi duran bir huzur var, ne karanlık, ne de tamamen ışık.
Geceler ise artık karanlık değil. Sessiz olsa bile rahatsız edici ve kokunç bir şekilde seni içine çekmiyor elini uzatıyor sadece. Bir de belirsizliğin ortasında yolumu bulduğum o parıltı var. Sessizlikte bile eşlik eden bir varlık gibi, tarif edemediğim ama kaybolmak istemediğim bir ışık. Bazı şeyler insanın zaman algısını gerçekten değiştirir.
Onlar varken gündüzler durulur, geceler konuşmaya başlar. Ne tam bir sığınak olurlar ne de fırtına… Sadece “olur”lar. Sanırım ben gündüz gölgemi geceleyin de ışığım olan ayımı buldum.
Okuduğunuz için teşekkür ederim bir sonraki yazımda görüşmek üzere.