Bigadiç'in Tarihi Pulluk Dükkanı

Bigadiç’in Tarihi Pulluk Dükkanı

Bigadiç, Balıkesir’in kültürel ve ticari dokusunu şekillendiren önemli bir ilçe olarak bilinirken, bu zengin mirasın içinde yer alan bir işletme, 50 yılı aşkın bir süredir hizmet vererek adeta bir sembol haline gelmiş durumda bulunuyor.

20 yıldır bu sektördeyim diyen Ramazan Şık, “27 yaşındayım ve kendimi bildim bileli 6-7 yaşlarından beri kendi işletmemiz olduğu için bu sektör ile ilgileniyordum. İşletmemiz, evimizin altında yer alıyor. Küçük yaşlardan itibaren dükkanımıza geliyordum. Bu sebeple 20 yılı aşkın süredir bu sektörün içindeyim. İlk olarak pulluk dükkanımızı dedem kurdu ve o işletti. Daha sonra ise babam devam ettirdi. Şu an ise ben, dükkanımızı işletiyorum. Kendi iş yerimi her geçen gün geliştirmeye çalışıyorum. Eskiden beridir süre gelen iş yerimi bu şekilde devam ettiriyorum” dedi.

Sektör toprak üzerine kurulu

Kendi sektörü hakkında değerlendirmelerde bulunan Şık, “Sektörümüz, toprak üzerine kurulu. Toprakta yer alan ekim ve dikim işleri bizim sektörü oluşturuyor. Toprak üstü ekim işi ve toprak altı da dikim işi olarak bilinir. Bunlar da insan hayatı devam ettiği sürece bizim sektörümüzde aynı şekilde devam edecektir. Aslında modası geçmeyen bir sektör içerisindeyiz. İnsanların karnını doyurma mecburiyeti var. Bunun içinde toprağı işlemek gerekiyor. Toprak işlemesi de bizim sektörümüzde yer alan aletler ile oluyor. Bu aletler ise; pulluk, saban, ızgara, rotamatör gibi çeşit çeşit aletler var. Toprak da mesela ekim öncesi ve hasat sonrası olarak ayrılmaktadır” ifadelerini kullandı.

Yaz ve kış mevsimlerinde tarımla uğraşanlar bu süreci iyi bilir

Kendi dükkanında ki malzeme çeşitlerine değinen ve tarımda etkilerini vurgulayan Şık, “Bizim dükkanımızın genelini pulluk oluşturuyor. Daha sonra ise saban bulunuyor, kültivatör bulunuyor, gübre serpme makinesi, ilaçlama makinesi bulunuyor. Bir müşteri bizim dükkanımıza geldiği zaman bütün malzemelerini alıp; buğday, mısır, domatesini ekip haşatını yapabilir. Daha sonra k işlem olan yükleme için ise römork gerekmektedir. Römorkuna yükler, kantara döker. Yaz ve kış sezonlarında tarım ile uğraşan insanlar bu süreci yaşıyorlar” dedi.

Teknoloji tarımı kolaylaştırdı

Teknolojik gelişmelerin kendi sektörüne etkilerinden bahseden ve tarımı ilgilendiren kısımlarını vurgulayan Şık, “Pulluk, olarak bilinen alet nereden baksanız 100 yılı aşkın süredir kullanılıyor. Pulluk, toprağı alt, üst eden bir alet. Bu eskiden tekliymiş, ikiliymiş ve kara saban olarak da bilinir. Bunları büyükbaş hayvanlar ile de çekerlermiş. Sonrasında demircilik geliştikçe zaman içerisinde pulluk, ilk hallerine bakıldığında daha teknolojik bir hale geliyor. Günümüzde ise bütün aletlerin çoğu kaynak işini daha sonra ise ısıl işlemini makinler yapıyor. Makineler ise teknoloji ile her gün gelişiyor. Teknolojinin her sektöre olduğu gibi bizim sektöre de aynı şekilde etki etmesi tabii ki tarımda emek veren insanların işini kolaylaştırdı.

Eski ile karşılaştırdığımız da çok farklı sistemler karşımıza çıkıyor. Mesela buğday ekildiği zaman ilaçlama olması gerekiyor. Buğday ise tarlanın bütün bölgesinde olduğu için bu ilaçlamayı traktör ile yaptığımız zaman buğdayı ezmiş oluyoruz. Bu durum tabii ki zararı oluyor. Buğday tarlasından alacağımız verimden kayıp yaşatıyor. Ayrıca traktörü çamurlu zamanda tarlanın içerisinden çıkarmakta güçlük yaşatıyor. Teknolojinin gelişmesi ile beraber tarla üzerinde farklı şeyler yapılabiliyor. Drone sistemi ile ilaçlamayı havadan yapıyoruz hem de çok daha kolay oluyor. Ayrıca Drone sistemi hem zaman tasarrufuna hem de traktör için kullanacağımız mazottan tasarrufu sağlıyor. Teknolojinin faydası tarımda her geçen gün hissediliyor” ifadelerini kullandı.

Bu meslek kolay kolay ölmez

Kendi mesleğinin geleceği hakkında değerlendirmelerde bulunan Şık, “Çiftçilik, ufak olarak tanımlanan yerler de bile 150 veya 200 kişinin yapacağı bir mesleği 20 kişi yapacak gibi duruyor. Çünkü tarlalarda ki dönümler küçülünce, para kazancı biraz daha yavaşlamaya başladı. Bu mesleği tam verimli bir şekilde sürdürebilmek için tarlanın büyük olması lazım. Bizim tarzı işletmelerde de gelecek açısından; bir malzemenin 10 yıl, 20 yıl ve 30 yıl gibi sürelerle kullanım ömrü oluyor. Çiftçi, kendisini geliştiriyorsa ve traktörünü büyültüyorsa arkasındaki ekipmanı da büyütmesi gerekiyor. Bununla alakalı olarak da bize daha öncesinde almış olduğunu geri verip, diğerine büyüğümü alıyor. Yani bu açıdan bizim meslek kolay kolay öleceğini zannetmiyorum” dedi.

Çiftçilik zor bir meslektir

Günümüz gençlerinin bu mesleğe olan ilgisinden bahseden Şık, “Günümüz gençleri, biraz daha tarım yönüyle veya toprak bakımından değil de bir araç olarak traktörlere ilgi gösteriyorlar. Traktör gençler için bir ulaşım aracı olmaktan daha çok farklı bir araçmış gibi geliyor. Ancak toprağı sürdüğümüz ekipmana o kadar çok ilgi göstermiyorlar. Ancak gençler tam olarak tarıma ilgi gösterdiklerini söylemem. Çünkü çiftçilik, diğer meslekler ile karşılaştığında kolay değil, zor bir meslektir. Bunun bilincinde olan genç kesim ise daha kolay ve daha fazla zahmet gerektirmeyen işlere yöneldiklerini gözlemledim. Ay sonunda alınacak maaşın belli olduğu bir meslek daha çok ilgilerini çekiyor. Teknolojinin gelişmesiyle bizim mesleğimiz, insanlara biraz daha farklı geliyor. Bu meslek, rahat olmayı sevmez” dedi.

Batuhan Hasar

bigadiç tarihi pulluk
SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber