Bitki ve Hayvanlarda Kışa Hazırlık
Kışın yollara buzlanmayı önlemek için tuz atıldığını hepimiz biliriz. Bu arada kışa girerken donmaya karşı tedbir olsun diye arabalarımıza antifiriz koymayı...
Kışın yollara buzlanmayı önlemek için tuz atıldığını hepimiz
biliriz. Bu arada kışa girerken donmaya karşı tedbir olsun diye
arabalarımıza antifiriz koymayı da ihmal etmeyiz. Peki, sıfır
derecenin altında bile hayatta kalabilen canlılarda kışa girerken
nasıl tedbirler alınıyor?
Canlılarda 0ºC altındaki koruma mekanizmaları
Sıfırın altındaki sıcaklık derecelerinde yaşayan pek çok canlıda,
vücut sıvılarının donması sonucu ölüm gerçekleşir. Bu don zararını
önlemek amacıyla bazı canlılara buz kristallerinin oluşumunu
engelleyen ya da gelişimini kontrol edebilen mekanizmalar
yerleştirilmiştir. Bazı semenderler, balıklar, böcekler, yosunlar,
bakteriler ve bazı bitkilerde “antifiriz proteinler” olarak
adlandırılan proteinler bu amaçla kullanılmaktadırlar.
İşte insanoğlu da bu canlılardan aldığı ilhamla antifirizi
keşfetmiştir. Kışa girerken arabalarımızın radyatöründeki suyun
donmasını engellemek amacıyla eklediğimiz antifiriz sayesinde suyun
donma derecesi azalmakta ve katılan antifiriz miktarına göre -50
derece soğukta bile donma olmamaktadır.
Kutuplardaki bazı balıklarda da donmayı önlemek için vücut
sıvılarında sodyum klorür tuzu üretilir. Bir kimyager gibi
vücutlarındaki sodyum ve klorür’ü birleştirerek tuz üretip, bu
sayede vücut sıvılarının donma noktasını düşürme becerisini
kutuplardaki balıklar nasıl geliştirmiş olabilirler?
Bitkilerde Antifiriz
Kışın hayvansal organizmalar sığınacak bir yer bulup soğuktan
kendilerini koruyabilirler. Ama bitkiler kökleriyle toprağa bağlı
oldukları için bir yere kaçma ya da saklanma şansları yok. Bu
durumda kışın bu dondurucu soğuğundan kendilerini nasıl
koruyabilirler? Bitkilerde soğuğa karşı dayanma mekanizması birçok
faktörün rol oynadığı karmaşık bir durumdur.
Sonbaharda, bitkilerin açık pencereleri hükmündeki yapraklarını
dökmesi soğuğa karşı iyi bir korunma sağlar. Ancak yapraklarını
dökmeyen bitkilerde ya da kutuplar gibi sıfırın altındaki
soğuklarda bu tedbir de yetersiz kalır. Hücre içinde buz teşekkül
ederse, hücre zarar görür. Bu nedenle bu tür bitkilerde kışa
hazırlık olarak, bitki hücrelerinde suda çözünebilen sakaroz ve
gliserol gibi organik maddeler ile çeşitli iyonların miktarında
artış olur. Ayrıca bazı bitkilerde de “antifiriz proteinleri”
sentezlenerek hücre içerisinde buz oluşumu engellenmiş olur.
Evrimcilere göre, canlılardaki buna benzer mekanizmalar milyonlarca
belki de milyarlarca sürelik zaman dilimi içinde gelişen tesadüfî
değişimler sonucu ortaya çıkmıştır. Akıldan yoksun bu canlıların bu
mekanizmayı kendi içinde kurması, sonra da bunun için gerekli olan
genetik bilgiyi kodlayıp hücrelerine yerleştirmesi ve bu bilgiyi
gelecek nesillere aktarması elbette ki mümkün değildir. Böyle bir
iddia bilimsellikten olduğu kadar akılcılıktan da uzaktır. Hele
hele cansız, kansız ve akılsız bir bitkinin kendi kendine böyle
koruyucu bir madde oluşturması elbette mümkün değildir. Demek ki
Allah, evrendeki varlıkları yaratırken; yaşaması ve hayatını devam
ettirebilmesi için ihtiyaç duyduğu her şeyi de yaratmıştır.
Eğer kışın soğuğu altında yeşil bir bitki görür ya da karları
delerek gün ışığına çıkan bir kardelene rastlarsanız, bu antifiriz
sistemini ve onu bitkilere yerleştiren kudreti hatırlayınız: Demek
ki “Allah tüm canlıları sonsuz şefkati ve merhametiyle
korumaktadır.”