BİTKİLER KÜSER Mİ?
Şöyle bir hatıralarımızı yoklayalım. Evimizin salonundaki o güzelim bitkilere dokunmak istediğimiz de annelerimizden “dokunma küser” diye azar işitmeyenimiz...
Şöyle bir hatıralarımızı yoklayalım. Evimizin salonundaki o
güzelim bitkilere dokunmak istediğimiz de annelerimizden “dokunma
küser” diye azar işitmeyenimiz yoktur herhalde.
Halk dilinde “küsmek” olarak adlandırılan bu fizyolojk olayın
elbette bir bilimsel açıklaması vardır. Her bitkinin ışık,
sıcaklık, su ve toprak gibi belirli ekolojik ihtiyaçları vardır.
Bitkilerin gelişimleri için gerekli olan bu ihtiyaçları yeterince
karşılanmadığı durumlarda gelişimlerinde yavaşlama ve duraksama
görülür. İşte bitkiler böyle durumlara karşı sanki bir tepki
gösterir gibi, yapraklarını sarartır ya da yapraklarını aşağıya
doğru sarkıtır yani bir nevi küserler aslında.
Aynı şekilde özellikle büyüme noktaları olan uç tomurcuk
bölgelerine dokunulduğunda ya da zarar gördüğünde de bazı bitkiler
uzamaz, çiçek açmaz ve gelişimi durur. Demek ki bizim anlam
veremediğimiz ve annelerimizin “dokunma bitki küser” demesinin
hikmeti buymuş.
Bunlara ek olarak, evlerimizde süs bitkisi olarak yetiştirdiğimiz
adı üzerinde “Küstüm otu” adını verdiğimiz Mimoza bitkisinin de çok
ilginç bir özelliği vardır. Dokunulduğunda veya sarsıldığında,
minik yaprakçıklarını üst üste kapatır ve yapraklarını aşağıya
doğru sarkıtarak bir tepki verir. Bu hareket halk arasında küsmek
olarak algılanmış ve bitkiye küstüm otu adı verilmiştir. Bilimsel
olarak ta bitkilerde dokunma ya da sarsıntı uyartısı ile meydana
gelen bu harekete “tigmonasti” ya da “sismonasti” adı verilir. Bu
hareketin Küstüm otu için bir savunma mekanizması olduğu
düşünülmektedir. Bu hareket sayesinde küstüm otu üzerindeki zararlı
böcekler de kaçırılmış olur.
Bitkilerin sinir sistemleri ve bir beyni olmadığına göre…?
Bilindiği gibi, bitkilerin beyni ya da sinir sistemi yoktur. Buna
rağmen, Küstüm otu örneğinde de olduğu gibi son derece bilinçli
davranışlar görülebilir. Adeta görüyorlarmış ve hissediyorlarmış
gibi bazı hareketler de bulunabilirler. Son yıllarda yapılan
çalışmalarda; bitkilerin de tıpkı insanların sinir sistemi gibi
sinyaller ve uyarılarla çalışan bir sisteme sahip olduklarına dair
bazı keşifler yapılmıştır. Yapılan bu araştırmalarda, bitkilerin
çevreden gelen çeşitli tehlikelere karşı kendilerini koruma
mekanizmalarına sahip oldukları savunulmaktadır. Bitkiye ait
herhangi bir yaprak, hastalığa yol açan bir mikroorganizma
tarafından saldırıya uğradığında, bu tehlikenin sinyallerinin
köklere iletildiği ve bitkideki koruma mekanizmasının harekete
geçirilerek köklerde yararlı bakteriler içeren bir asit
salgılamasının başlatıldığı belirlenmiştir.
Bilinçli yapıldığı görülen bitkilerdeki bu hareketlerin ardındaki
aklın sahibi elbette bitkiler değildir. Ancak aklımızla birlikte
vicdanımızın da sesini dinleyecek olursak sebeplerin arkasındaki bu
gizli kudret elini görebiliriz.