GündemKöşe Yazıları

Emeklinin Promosyon Çilesi

Emeklinin Promosyon Çilesi

 

Yıllarca çalışmış, yorulmuş ve yoğrulmuş olan çoğu emeklinin, geçinebilmek için hala çalışmaya mecbur kalmasının yanında bir de çileye dönüşen promosyonlara muhtaç olmasının, yıllardır göz ardı edilme nedenlerini merak ediyorum. Maaş zamları ile birlikte rekabete giren bankaların sundukları cazip promosyonlar nedeniyle emeklilerin son zamanlardaki en önemli aktivitesi, bankalar arasında koşturmak oldu. Yapılan bu jestler elbette hoş ancak emekliler için bu durumun çileye dönüşmüş olması bir o kadar da üzücü. Sabahın erken saatinde kuyruğa girmek için evlerinden ayrılan ve neredeyse bütün günü bankaların önünde geçiren ve çıldırma noktasına gelen emekliler, insanlık dışı bir durumun mağdurları. Üstelik güneşin altında saatlerce bekleyen, aralarında yaşlılar ve engellilerin olduğu uzun kuyruklarda çıkan tartışmalara ne demeli? Ülkemin emeklileri neden böyle bir eziyeti yaşamak zorunda kalıyorlar ki?

Birçok ülkenin emeklileri hayallerini gerçekleştirmek, tatil yapmak ya da dünyayı gezmek için planlar yaparken bizim emeklilerimizin, “Ay sonunu nasıl getireceğiz?” endişesi içinde bir yaşam sürmesi, emekli olmanın ağır bedeli gibi, ceza gibi ya da çileli günlere yelken açmak gibi benim ülkemde. Onca yıl hizmet etmenin hatta mevki kazanmak için ayrıca çaba sarf etmenin sonucunda, emeklilikle sudan çıkmış balığa dönen ve yok sayılmanın gerçeği ile tanışan emeklilerimizin hak ettiği yaşam kalitesi bu mu olmalı? Bir de sürekli azalan oranda değişen maaş bağlama oranları nedeniyle oluşan farklılıkların yarattığı durum karşısında eziklik hisseden milyonlarca emeklimiz var, sanki sebebi kendileriymiş gibi.

Hollanda’dan gelen iki danışmanla birlikte bir firmada ortak çalışan emekli ve yılların donanımına sahip bir danışmanımız, aralarında maaş konusu açıldığında “benim emekli maaşım da yaklaşık sizin ki kadar” dediği için neden utanç duysun ve yalan söylemek zorunda kalsın? Bir türlü önlenemeyen yolsuzluklarla haksız kazanca sahip olanlar nedeniyle, emekliler için aktarılması gereken kaynağın heba olması bu durumun nedenlerinden birisi olabilir mi acaba?

Her iki konuyu da dile getiren bir sürü haber okuyoruz gün geçmiyor ki ancak “düşünme, duygudaşlık kurma ve çözüm bulma” odaklı olmayan bir sistemde, ne halk hak ettiği refah seviyesine kavuşabilir ne de emeklinin kuyruklarda geçen çilesi biter. Kalan ömürlerini, mutluluk ve keyif içinde “Acaba yarın uyandığımda hangi sürpriz ile karşılaşacağım?” endişesi duymadan yaşaması gereken emeklilerimizin, kuyruklarda belki de hiç tanımadığı insanlarla tartışması ve sadakaya muhtaç muamelesi görmesi,  kader değil ancak emeğin, insan ve yaşam hakkının önemsenmemesi olabilir. Sosyal devlet anlayışı ile çelişkili olan bu durum aynı zamanda da ülke itibarının zedelenmesine neden olmaktadır. Sonuç olarak milyonlarca emekli, yaşadıkları çilelere duyarlılık gösterilmesini ve çözüm bulunmasını bekliyor…

 

Demet TOK

Köşe Yazarı

 

 

 

 

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu