Feminizm Japonya’da Neden Farklı İşliyor? Batı ile Doğu Arasındaki Büyük Farklar
Feminizm dendiğinde akla genellikle Batı’daki hareketler geliyor: Oy hakkı mücadelesi, cinsiyet eşitliği talepleri ve toplumsal normlara meydan okuyan protestolar

Feminizm Japonya’da Neden Farklı İşliyor? Batı ile Doğu Arasındaki Büyük Farklar
Feminizm dendiğinde akla genellikle Batı’daki hareketler geliyor: Oy hakkı mücadelesi, cinsiyet eşitliği talepleri ve toplumsal normlara meydan okuyan protestolar… Ancak dünyanın diğer ucunda, Japonya’da, feminizm çok farklı bir yol izliyor. Peki, Japon feminizmi Batı’dakinden neden bu kadar farklı?
Tarihsel ve Kültürel Kökler: Ryosai Kenbo İdeali
Japon kültüründe kadın rolü yüzyıllardır “ryosai kenbo” kavramı etrafında şekilleniyor. Anlamı: “İyi eş, bilge anne.” Bu kavram, kadının toplumdaki yerini ev içinde konumlandırırken, aynı zamanda anneliği ve eş olmayı kutsallaştırıyor. Batı’da feminizm, kadınları bu geleneksel rollerden kurtarma hedefiyle ilerlerken, Japonya’da kadın hakları hareketi, bu rollerle uyumlu bir şekilde gelişiyor.
Örneğin, Meiji Restorasyonu (1868) ile Japonya hızlı bir modernleşme sürecine girse de, kadınlar için toplumsal roller büyük ölçüde değişmedi. Japonya, Batı’daki feminist hareketlerden etkilenmiş olsa da, kendi kültürel yapısına uygun bir feminizm modeli oluşturdu.
Japon Toplumunun Kolektivist Yapısı
Japonya’da bireysellikten çok toplumsal uyum ön plandadır. Japon kültürü, bireyin haklarından çok, toplumun dengesi ve bütünlüğünü önceleyen bir yapıya sahiptir. Bu yüzden Batı’daki feminist hareketlerin sert ve radikal söylemleri, Japon toplumunda pek karşılık bulmaz.
Kadın hakları hareketleri, sistemle tamamen karşı karşıya gelmek yerine, adım adım ilerleyen reformlar yapmayı tercih eder. Japon feministler, sistemin içinde kalarak değişimi sağlamak isterler. Örneğin, Japon kadın hareketi, kadınların iş hayatında daha fazla yer almasını hedeflerken, annelik rolünü de koruyacak çözümler arar.
Siyasette ve İş Hayatında Kadınlar
Japonya’da kadınların siyasetteki temsili oldukça düşüktür. Parlamentodaki kadın milletvekili oranı sadece %10 civarındadır. Bu oran, Batı ülkeleriyle kıyaslandığında oldukça geridedir. Ayrıca, Japonya iş dünyasında kadınların yükselmesi de oldukça zordur. Üst düzey pozisyonlardaki kadın oranı, birçok Arap ülkesiyle benzer seviyededir.
Bunun en büyük sebeplerinden biri, Japon iş kültüründe hâlâ yaygın olan “karoshi” (aşırı çalışmadan ölme) fenomenidir. Japon iş kültürü, uzun saatler çalışmayı teşvik ettiği için, kadınların kariyer yapması ve aynı zamanda aile hayatını sürdürmesi zorlaşır. Bu yüzden birçok Japon kadın, belirli bir yaştan sonra iş hayatını bırakmayı tercih ediyor.
Batı vs. Japon Feminizmi: Farklar Neler?
- Bireysel Haklar vs. Toplumsal Uyum: Batı’daki feminizm, bireysel özgürlüğe ve kişisel seçimlere odaklanırken, Japon feminizmi daha çok aile yapısına ve toplumun bütünlüğüne öncelik verir.
- Radikal Değişim vs. Adım Adım Reform: Batı’da feminist hareketler, köklü değişimler talep ederken, Japonya’da değişim daha yavaş ve kademeli gerçekleşir.
- Kadınların İş Hayatındaki Yeri: Batı’da kadınların kariyer yapması teşvik edilirken, Japonya’da annelik ve eş olma rolü ön planda tutulmaya devam ediyor.
Gelecek: Japonya’da Feminizm Nereye Gidiyor?
Japonya’da kadınların toplumdaki rolü yavaş da olsa değişiyor. Genç nesiller, geleneksel rolleri sorgulamaya başladı. Son yıllarda Japonya’da “kawaii kültürü” yerine daha güçlü ve bağımsız kadın figürleri popülerleşmeye başladı. Ancak Japon feminizmi, Batı’daki gibi büyük protestolarla değil, daha sessiz ama kararlı adımlarla ilerlemeye devam ediyor.
Japonya’da feminizm, Batı’dakinden çok farklı bir yol izliyor. Kadınlar haklarını savunuyor, ancak bunu toplumsal uyum içinde yapmayı tercih ediyorlar. Japon feminizmi, ne tamamen Batılı ne de tamamen geleneksel; kendine özgü bir yol çiziyor.
Peki, sizce Japonya’daki bu yavaş ama istikrarlı değişim daha sürdürülebilir mi, yoksa radikal bir değişim mi gerekiyor?
Bülten
AK KADINLAR “FEMİNİST’TE DEĞİLDİR PAPATYA’DA”