Gönül Dağı Yağmur Boran Olunca Nerenin Türküsü?
Türk halk müziğinin en büyük ustalarından Neşet Ertaş’ın dillere pelesenk olan "Gönül Dağı" türküsü nerenin? Türkünün hikayesi ne?

Gönül Dağı Yağmur Boran Olunca Nerenin Türküsü?
Türk halk müziğinin en büyük ustalarından Neşet Ertaş’ın dillere pelesenk olan “Gönül Dağı” türküsü, yalnızca bir şarkı değil, aynı zamanda derin bir hikâyeyi içinde barındıran bir ağıt niteliğindedir. Kırşehir yöresine ait bu türkü, hem Neşet Ertaş’ın kişisel hayatından izler taşır hem de Anadolu insanının yaşadığı derin acıları, hüzünleri ve gönül yaralarını anlatır.

Neşet Ertaş ve Gönül Türküleri
Neşet Ertaş’ın müziğinde “gönül” kelimesi ayrı bir yere sahiptir. Usta sanatçı, Yunus Emre’nin izinden giderek gönül kavramını eserlerinde sıkça işlemiş ve kendine has üslubuyla dinleyicilerin kalbine dokunmayı başarmıştır. “Gönül Dağı” da bu geleneğin en önemli parçalarından biridir.
Türkmen-Abdal müzik kültürünün en önemli temsilcisi olan Ertaş, babası Muharrem Ertaş’tan devraldığı mirası kendi sanat anlayışıyla harmanlayarak türkülere can vermiştir. “Gönül Dağı”, işte bu derin mirasın en özel yansımalarından biridir.

Gönül Dağı Türküsünün Hikâyesi
“Gönül Dağı” türküsünün iki farklı hikâyesi olduğu bilinir.
Birinci hikâye, Neşet Ertaş’ın kendi yaşamından izler taşıyan ve sevdiğine duyduğu özlemi anlatan bir yakarış niteliğindedir. Sanatçı, gençlik yıllarında babasının karşı çıkmasına rağmen evlendiği Leyla isimli kadınla yaşadığı derin aşkı ve ayrılığı bu türküye yansıttığı söylenir.
İkinci hikâye ise, “Gönül Dağı” dizisinde de yer alan garip çoban efsanesidir. Efsaneye göre, kasabanın fakir bir çobanı, zengin bir adamın kızına gönlünü kaptırır. Ancak bu aşk imkânsızdır. Kasabalılar, çobanla alay eder, onu küçük düşürür. Sevdiği kızın başka biriyle evlendirilmesi ve yaşadığı acı, çobanın yüreğini dağlar. Çoban, kasabayı terk ederek dağlara çekilir ve bir daha geri dönmez. O günden sonra kasabada her gönül kırıldığında, Gönül Dağı’ndan taşlar kopup düşmeye başlar.
Bu hüzünlü hikâye, gönlün dağlanması metaforuyla özdeşleşmiş ve Neşet Ertaş’ın türküleriyle ölümsüzleşmiştir.

Türkünün Sözleri
Akar can özümde sel gizli gizli
Bir tenhada can cananı bulunca
Sinemi yaralar yar oy yar oy yar oy yar oy yar oy yar oy
Dil gizli gizli
Dil gizli gizli
Dost elinden gel olmazsa varılmaz
Rızasız bahçanın gülü derilmez
Kalpten kalbe bir yol vardır görülmez
Gönülden gönüle giden yar oy yar oy yar oy yar oy yar oy
Yol gizli gizli
Yol gizli gizli
Haber Merkezi
Ali Çakar’ın Balıkesir’i anlatan türküsünün nakaratı “Balıkesir 10 Numaralı Şehir” dinleyenlerin dilinden düşmüyor.