İnşaat sektörünün liderleri konuşuyor

Balıkesir’de Recep Köse İnşaatın sahibi Recep Köse, Balıkesir’deki yapılar ve inşaat sektörünü değerlendirdi. 17 yıllık tecrübe ve deneyimini, sektördeki yeniliklerin takip edilerek sağlam temeller üzerinde ilerleme sağlanmasına bağladı. Köse, ‘Yıkımla birlikte yeni yapılar sağlam yapılmalı’ dedi. Eski yapılara dikkat çeken Köse, kentsel dönüşümün hız kazanması gerekliliğine dikkat çekerken sektördeki sorunlara da çağdaş çözüm önerileri sundu.
Yoldaş Kocaer: İnşaat Sektöründen biraz bahseder misiniz?
Recep Köse: “Recep Köse İnşaat ve İnşaat Malzemeleri Limited Şirketi’nin sahibiyim. 17 yıldır bu sektörün içindeyim. 17 yıl içinde yaklaşık 150 daire teslim ettim. Sektör dalgalı. Örneğin konut kredisinin birazcık sıçraması dövizin artış eğilimi göstermesi devletin de zaman zaman konut yapması dalgalanmaya neden olabiliyor. Satışlar da oluyor. Denge yok.”
Y.K: İnşaat sektörünün sorunları var mı?
R.K: “Elbette var. Bizim en büyük derdimiz KDV. Yüzde 18 ile inşaat malzemesini alıyoruz. Yüzde 1 ile fatura kestiğimiz için geriye yüzde 17 içerde kalıyor. Daha yıl biter bitmez, bu KDV alacağımız vergiye mahsup yapılsa bir sorun olmayacak. Ancak burada devletin amacı yüzde 18 ile inşaat malzemesini alıp, yüzde 1 ile fatura kesince inşaat fiyatları ucuzlasın, vatandaş ucuz ev alsın istiyor. Ama bu olmuyor olamıyor. Bizim her incelememizde 5 yılımız birden incelenir. Nedense vergi denetmenleri bu KDV’nin altında bir durum arayıp, en ince detayına kadar inceleyip, bıktırıyorlar. Bu durumun ne vatandaşa faydası var, ne de bize faydası var. Tüm müteahhitlerin Balıkesir’de KDV alacakları var. Bu KDV’yi mahsup edebilmek için Devlet seni ikinci bir işe zorluyor. O işe zorlayınca da denge bozuluyor. O işe mi bakacaksın bu işe mi bakacaksın. Bunun yanında bir de arsa sorunu malum.”
Y.K: Arsa sorunu dediniz bu konuyu biraz açabilir misiniz?
R.K: Evet, bizim sektörde birinci öncelik arsa sorunu. Konuyu şu şekilde açarsak Balıkesir insanın çok fazla arsaya yatırım yapmasından kaynaklanıyor. Balıkesir kadar arsa alma isteği olan bir başka şehir yok. Herkes arsa alıyor. Herkes yatırımcı olunca inşaat yapılamıyor. Arsa alan bireyler ‘Toprak, her zaman para. Ben yapamazsam oğlum yapar o da yapamazsa torunum yapar’ diye düşünüyor. Buna karşın 10 bin tane arsa imara açılmışsa 500’üne ancak yapılıyor. Alınan arsaların yüzde 10’una ev yapılıyor. Yüzde 90’ı boş. Bazen arsanın fiyatı o kadar yükseliyor ki daire başına düşen arsa payı zaman zaman yüzde 70’lere çıkıyor. Buna karşın alt yapı yatırımına çok para gidiyor. Bu arsalara alt yapı, gaz, elektrik, su gibi masraflar yapılmış. Fiyat yükseliyor ama ev yapımı yok. Devlet gerekli parayı harcamış geriye kalan boş arsaların hepsine yol, kaldırım isteniyor. Devlet de bu işleri yaparken zorlanıyor. Bunun yerine bence; arsaya ilişkin belediye, BALGAZ, TEDAŞ, BASKİ gibi kurumların, imar durumu harcı, yapı kullanma harcı gibi ödemelerinin hepsini arsayı alacak vatandaştan tahsil edeceksin ve yeşil tapu vereceksin.
Y.K: Nedir bu yeşil tapu ?
R.K: Yeşil tapu, tüm harçları ödenmiş tapu demek. Bu arsayı aldıklarında vatandaşlar belli bir para ödüyorlar. Böyle bütün harçları ödendiği zaman devlet kurumlarımız da, arsaya alan vatandaşa inşaata başlaması için belirli bir zaman veriyor. Tüm alt yapılar yapıldıktan sonra arsa sahiplerine ‘sen de inşaata başlamak zorundasın’ ve ‘başlamazsan geri alırız’ demesi gerekiyor. Başka şekilde ben bu işlerin çözülmeyeceğini düşünüyorum.
Y.K: Bir örnekle açıklayabilir miyiz?
R.K: Tabi ki. Gerekli yerlere gittik ve ev yapacağız dedik ve ev yapmaya başladık. İmar durumu, pis su, temiz su parası, TEDAŞ’a, BALGAZ’a abonelik parası gibi ödemeleri devlet kurumları baştan arsa alanlardan alacak. Arsa almaya gittik. Anlaştık. Aldık ama 30 bin lira devlete ekstra para. Ne parası? Belediye’nin, BALGAZ’ın, TEDAŞ’ın, Telekom’un ve benzeri kurumlara ait giderlere ilişkin harcamalar. Bu paraları vatandaştan almanız gerekiyor. Aldıktan sonra ev yaparken bir daha ödemeyecek. Kurumlar parasını peşin aldığı için hizmetleri yapamayız da diyemeyecek. Bu tür arsa alımlarında Yeşil Tapu verilecek. Bu da inşaat yapılırken hiçbir resmi kuruma para ödemeyeceğin bir tapu anlamına geliyor. Dediğim gibi tüm harçları alınmış tapu. Arsa alacak şahıs da, ben bu paraları veriyorum bu inşaatı yaptırayım diye düşünecek. Boş yer kalmayacak. Örneğin Üçpınar’ın üst kısımları imara açılıyor. Çayırhisar’ın da. Buralarda da yine aynı durumun yaşanacağını düşünüyorum. Belediye bütün masrafları karşılayacak. Alt yapısı olsun, yol olsun. Ama arsa sahibi ev yaptırmayacak. Vatandaş 50 tane arsa almış yapmıyor satmıyor. Devlet buralara masraf yapmış, para harcamış orda insan oturamıyor. Zamanında 50 bine almış Ama benim arsam 150 bin diyor. Keyfe kader satmak isterse satıyor. Paşa Camii civarı çok eski yapılara hakim. Oradan 300 adım attığında arsa var. Bu arsanın önünden 50 sene önce elektrik geçmiş. Belki 80 sene önce su geçmiş, 20 sene önce internet geçmiş. Bunların hepsi, bu arsa sahibinden alınmamış. Alınmadığı için bu insanlar zaman ilerledikçe bu arsadan elde ettikleri rant gelirleri artıyor, devlet zarar ediyor. Ayrıca arsa alım satımlarından kesinlikle devlet bir kar alamıyor. Bence arsa alacak her şahsa kesinlikle belirli bir sürenin tanınması gerekiyor. Böyle bir dağınıklık olmamalı. Bu şekilde olursa arsa sorununun çözüme kavuşacağını düşünüyorum.
Y.K: Deprem Bölgesindeyiz. Bunun için ne yapılması gerekiyor sizce?
R.K: Evet deprem riski olan bir şehirde yaşıyoruz. Balıkesir’de 1999 depreminden önce 3 kat ve üzeri olan konutların tamamının yıkılması gerekiyor. Bunların yıkılması ve yapılması bu hızla giderse 20 seneyi bulur. 20 senelik daha önümüzde işimiz var. Ancak devletin deprem bölgesine özel daha düşük faizli konut kredisi vermesi gerekiyor.