Mis Gibi Çiçek Kokan Bir Ada “Çiçek Adası” ve Meşhur Çiçekleri
Bazen hayatın koşuşturması içerisinde hızla yol alırken, birden burnunuza hoş ve etkileyici bir koku gelir. Dönüp kokunun nereden geldiğini ararsınız. Birde...
Bazen hayatın koşuşturması içerisinde hızla yol alırken, birden
burnunuza hoş ve etkileyici bir koku gelir. Dönüp kokunun nereden
geldiğini ararsınız. Birde bakarsınız ki köşe başında bir adamın
önünde kova ve leğenlerde beyaz nergisler. İşte o zaman anlarsınız
ki bu bir nergis kokusudur.
Bugünkü yazımızda hem mis kokulu çiçeklerin doğal olarak yetiştiği
Çiçek Adası’ndan hem de Nergis çiçeğinden söz edeceğiz.
Adaları ile ünlü Ayvalık’ta, şekline göre “Hasır” veya “Tavuk”,
bitki örtüsünün rengine göre “Kara”, bitki olmaması nedeniyle
“Çıplak ada” adları verilmiş. İşte ana karadan 300 metre açıkta yer
alan küçük bir daya da mis kokulu Nergis çiçeklerinin doğal yayılış
alanı olduğu için “Çiçek adası” adı verilmiştir. Bu arada, Ayvalık
Adaları’na Osmanlı döneminde de Rumlar tarafından ‘Güzel Kokulu
Adalar’ anlamına gelen “Moschonisia (Moshonisi)” denildiğini de
hatırlatmakta yarar var.
Gelelim bu aday adını veren mis kokulu Nergis çiçeklerine. Nergis
çiçeği saf beyaz ve sarı karışımlı taç yapraklarıyla ve güzel
kokusuyla bilinen 20-80 cm boylarında soğanlı bir bitkidir.
Yaprakları, uzun ince bir şerit şeklinde olup mavimsi yeşil
renktedir. Bu güzel görünümü ve mis kokulu çiçekler özellikle
şubat-mart aylarında ev ve işyerlerimizde masalarımızı
süslerler.
Nergisdeki Şifa: Bazı kaynaklarda, Nergis çiçeklerinden elde edilen
uçucu yağ günde 5-6 defa koklanırsa baş ağrılarına ve sara
hastalığına iyi geldiği bildirilmektedir. Ayrıca, Oxford
Üniversitesinden G. Willcock ve ekibi Alzheimer hastalığı olan 653
hasta üzerinde Nergis soğanından elde edilen Galanthamin ile tedavi
denemesi yapmışlar ve hastaların kimyasal ilaçlara nazaran daha
kısa sürede iyi olduklarını gözlemlemişlerdir. Bu arada aman dikkat
Nergis soğanları zehirlidir. Bu tedavide bu bitkinin soğanından
elde edilen bir etken madde kullanılmıştır.
Yazımızı Nergis çiçeğinin mitolojik bir öyküsü ile bitirelim.
Nergis çiçeği ismini mitolojik kahraman Narcissus’tan almıştır.
Öykü kısaca şöyle: “Narcissos (Narkisos) dünyanın en yakışıklı
erkeğidir. Bu güzel ve yakışıklı erkeğe civarda yaşayan tüm kızlar,
hatta periler bile âşıktır. Fakat kendini beğenmiş Narkisos
kimsenin bu aşkına karşılık vermez. Bunun üzerine perilerden birisi
Narkisos’u Tanrılara şikâyet ederek, cezalandırılmasını ister.
Bunun üzerine Narkisos, “Başkalarını sevemesin sadece kendisini
sevsin” diyerek cezalandırır. Narkisos günlerden bir gün göle su
içmeye iner. Su içmek için göle eğildiğinde, sudan yansıyan kendi
yüzü ve vücudunun güzelliğini görür. Daha önce fark edemediği bu
güzellik karşısında adeta büyülenir ve yerinden kalkamaz. O ana dek
kimseyi sevmediği kadar sevmiştir kendi görüntüsünü. Bu seyirden
kendisini bir türlü alamayan Narkisos ne su içebilir, ne de yemek
yiyebilir, gitgide hissizleşir, günden güne erimeye başlar ve orada
sadece kendini seyrederek ömrünü tüketir. Sonunda dünya yaşamına
gözlerini yumar ve bulunduğu yere kök salarak açılmış bir çiçeğe
dönüşür. Bu çiçek, güneş gibi, sarı göbekli, beyaz çiçekli,
çevresine güzel kokular yayan bir çiçektir.”
İşte o günden bu yana Nergis kendini beğenmişliğin sembolü sayılır.
Psikolojide de ‘kendini beğenme’ dürtüsüne “narsizm” denir; bu
deyiş de yine bu efsaneden gelmektedir. Ama Nergis çiçeği aşk
konusunda adını aldığı Narkisos gibi değildir; sevildi mi o da
verir sevgisini, en güzel çiçeklerini ve kokusunu. Çok fazla bir
şey istemez, elindeki ile yetinmeyi bilir. Zor şartlarda bile açar
güzel çiçeklerini. Asla narsist değildir.