Balıkesirli Altın Ustası :" Ustalığa Geçişimi Unutmam!"
Balıkesirli altın ustası altın işçiliğindeki detayları ve çıraklık hikayesini gazetemerhaba.com'a anlattı. Nursima Akyürek'in röportajı

Altına Dokunan Usta
Parıltının ardında sabır, emeğin içinde yılların tecrübesi var. Her bir çizik, her bir kaynak, altın kadar değerli bir hikâyeyi taşıyor. Balıkesirli kuyumcu ustası Serkan Okan, 15 yıldır altına yeniden hayat veriyor.
Okan, mesleğini anlatırken, “Yaklaşık 15 seneden beri altın tamiri yapıyorum. Bu çok ince bir iş, hassas ve güvene dayalı bir sektördür. İnsanlar değerli eşyalarını bize emanet ediyor, dolayısıyla bu meslek güven üzerine kuruludur.” dedi.
Genç yaşta mesleğe başladığını ve bugünlere kolay gelmediğini söyleyen Okan,“10 yıl çıraklık yaptım. Kendi dükkanımı açtığım günü asla unutamam. O an benim için bir dönüm noktasıydı. Çıraklıktan ustalığa geçmek, yılların emeğinin karşılığıydı.” diye konuştu.
Altın fiyatlarındaki artışın sektörü olumsuz etkilediğini belirten Okan,“Altın fiyatlarının artışı bizi çok olumsuz etkiledi. Kuyumculardaki sakinlik bize de yansıyor. İnsanlar alışveriş yapmıyor, bu yüzden bizde de işler azaldı.” dedi.
Geçmişle bugünü kıyaslayan Okan, “15 sene önceyle şimdi arasında uçurum var. Teknoloji çok gelişti, işin şekli değişti. O zaman iki tamirci vardı, şimdi sekiz tane var. Bu sektörde ayakta kalmak istiyorsan kendini sürekli yenilemen gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
Ekonomik koşullara rağmen mesleğini yaşatmakta kararlı olduğunu vurgulayan Okan, “Ücret artışında biz de enflasyona yenik düştük. Tamir ücretlerini korumaya çalıştık ama artan maliyetler bizi zorladı.” şeklinde konuştu.
Geleceğe umutla baktığını belirten Okan, “Bu meslek ölmeyecek. El emeği, göz nuru bir iş. Üstelik yüzde yüz geri dönüşüme katkısı var. Her ürün bizde yeniden kullanılabilir hale geliyor. Eritme aşaması bizim için en önemli nokta; kullanılmayan takıyı eritip yeniden takıya dönüştürmek mesleğin kalbidir.” dedi.
Serkan Okan, sözlerini, “Altın yalnızca bir madde değil; içinde emek, sabır ve geçmiş var. Her tamir, bir hikâyeyi yeniden hayata döndürmek gibi. O yüzden bu mesleğe sadece iş gözüyle değil, kalp gözüyle bakmak gerekiyor.” diyerek tamamladı.