GündemKöşe Yazıları

Türkiye Nüfusunun Yüzde Yüzü Hava Kirliliği Limitinin Aşıldığı Bölgelerde Yaşıyor

Türkiye Nüfusunun Yüzde Yüzü Hava Kirliliği Limitinin Aşıldığı Bölgelerde Yaşıyor

 

Greenpeace Hindistan tarafından BM için yayınlanan yeni bir rapor, hava kirliliğinin bu gezegendeki herkesi etkileyen evrensel bir sağlık sorunu olmasına rağmen, risklerin nüfus arasında eşit olarak dağılmadığını ve bazı insan gruplarının daha büyük zarar riski altında olduğunu ortaya koyuyor.

“Aynı Gökyüzünün Altında Farklı Hava: Eşitsizlik Hava Araştırması” adlı raporda, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu yedi ülkedeki insanların hava kalitesi izleme istasyonlarına erişimi ve savunmasız insan gruplarının hava kirliliğine maruz kalma durumunu değerlendirerek hava kalitesi incelendi. Rapor kapsamında incelenen ülkeler Güney Afrika, Türkiye, Hindistan, Malezya, Tayland, Filipinler ve Endonezya.

Raporda yer alan Türkiye’ye dair öne çıkan bazı veriler şöyle:

Nüfusun yüzde 100’ü hava kirliliği limitinin aşıldığı bölgelerde yaşıyor. Dünya Sağlık Örgütü geçen yıl kirleticilerle mücadelede etkili bir adım attı ve PM 2.5 (sessiz, görünmez katil olarak bilinen çapları genellikle 2,5 mikrometre ve daha küçük olan, havadaki ince solunabilir parçacıklar) için minimum sağlık etkisi yaratacak limit değeri yıllık olarak 5 mikrogram olarak belirledi. Ama Türkiye’de nüfusun tamamı bu limitin yıllık olarak aşıldığı bölgelerde yaşıyor. Nüfusun yüzde 67’si 25 mikrogramın üstünde PM 2.5 kirleticisine maruz kalıyor. En düşük PM 2.5 kirliliği ortalamasına sahip şehirlerde bile insanlar DSÖ limitlerinin üstünde kirli hava soluyor.

Riskli gruplar hava kirliliğine karşı yüzde 100 savunmasız. Araştırmalar hava kirliliği karşısında yaşlılar, çocuklar, hamile kadınlar ve sağlık sorunu olan bireylerin riskli gruplar olduğunu gösteriyor. Hava kirliliğinin erken doğum, bebek ölümleri, nörogelişimsel sorunlar, alt solunum yolu enfeksiyonları, akciğer fonksiyonu, astım ve çocukluk çağı kanserleriyle ilişkilendiren güçlü kanıtlar sunuyor.

Doğum öncesi ve erken yaşta hava kirliliğine maruz kalan çocukların yetişkinliklerinde de sağlık sorunlarıyla karşılaşmaları daha yüksek bir olasılık olarak görülüyor.

Türkiye’de yaşlı nüfusun tamamı 5 mikrogramın üzerinde yıllık ortalama PM 2.5 kirliliğine maruz kalıyor. Yüzde 66’sıysa söz konusu kanserojen maddeyi DSÖ’nün belirlediği yıllık miktarın beş katından fazla soluyor. Çocukların tamamı DSÖ limitinin belirlediği limit değerin üstünde bir kirlilikle karşı karşıya. Yüzde 70’iyse DSÖ’nün belirlediği limitin beş kat üstündeki kirliliğe maruz kalıyor. Bu oran genel nüfusta olduğundan daha yüksek.

Hamilelerde yıllık ortalama PM 2.5 kirleticisine beş mikrogramın üzerine maruz kalma oranı yüzde 10 olarak tahmin ediliyor. Söz konusu maddeye 25 mikrogramın üzerinde maruz kalan hamilelerin oranı ise yüzde 64. Eğer Türkiye’de PM 2.5 kirliliği DSÖ’nün tavsiye ettiği limit değerle sınırlanabilirse, uzun dönemde yaklaşık 56 milyon kişinin ortalama yaşam süresi dört yıla kadar yükselebilir ve erken ölümlerin önüne geçilebilir.

 

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu