Yurtlarına dönemediler

Ahıska Türkleri, Sovyetler Birliği tarafından göç ettirilen ve bir daha yurtlarına dönemeyenlerin hikayesi… Balıkesir Ahıska Türkleri Topluluğu Başkanı Yunus Aliyev, Ahıska Türkleri’nin yaşadıklarını anlattı.
Stalin yönetimindeki Sovyetler Birliği, 14 Kasım 1944 yılında Gürcistan’ın Ahıska bölgesindeki on binlerce Ahıska Türkü’nü ‘sınır güvenliğini tehdit ettikleri’ gerekçesiyle sürgün etti. Kendi yaptıkları trenlerle sürgün edildikleri bölgelere gönderilen Ahıska Türkleri yurtlarına bir daha dönmediler. Azeybaycan’da yaşayan ve okumak için Balıkesir Üniversitesi’ne gelen Balıkesir Ahıskalı Türkler Topluluğu Başkanı Yunus Aliyev, yaşanılanları anlattı.
‘Tarihimiz Bizim Herşeyimiz’
Balıkesir Ahıska Türkleri Topluluk Başkanı Yunus Aliyev, ‘Ben Balıkesir Üniversitesi Necatibey Eğitim Fakültesi Matematik Öğretmenliği bölümünde okuyorum. Balıkesir’deki Ahıskalı Öğrenciler başkanıyım. Aslan Ahıska Türküyüm ve Azerbaycan’dan geliyorum. Balıkesir’de beşinci yılım. Topluluk olarak, Ahıska Türklerinin tarihini ve acılı hikayesini anlatıp, unutturmamak istiyoruz. Tarihimiz bizim herşeyimiz’
‘Savaş Tazminatı Olarak Verildi’
Ahıska Türklerinin 1829 yılında Osmanlı tarafından Ruslara savaş tazminatı olarak verildiğini söyleyen Balıkesir Ahıskalı Türkler Topluluğu Başkanı Yunus Aliyev, ‘Biz Ahıska Türkleri olarak 14 Kasım 1944 yılında Sovyetler Birliği tarafından sürgün edilmiş bir topluluğuz. Ahıska bölgesi eskiden Osmanlı Devleti’ne bağlıydı. Osmanlı dağıldıktan sonra, Osmanlı-Rus Savaşları sonrasında 1829 yılında Edirne Anlaşması ile bu bölge Ruslara savaş tazminatı olarak verildi’ dedi.
‘Demiryolu İnşaatında Çalıştılar’
Ahıskalı Türklerin, demiryolu inşaatında çalıştırıldıklarını söyleyen Yunus Aliyev, ‘Ruslar da orada yaşayan Ahıskalı vatandaşları Türk ve Müslüman oldukları için tehlike olarak görüyor. Olası Osmanlı-Rus Savaşı’nda tehlike olarak gördüğü için 1944 yılında oradaki Türkleri sürgün ediyorlar. O zamana kadar Ahıskalı Türkleri askere almıyorlardı. İkinci Dünya Savaşı’ndan itibaren eli silah tutan herkesi askere götürüyorlar. Yaşlılar, kadınlar çocuklar ise demiryolu inşaatında çalıştırılıyorlar. Bu demiryolu inşaatı ise biter bitmez, bu inşaatı yapmış olan Ahıska Türkleri, kendi talihlerini çizmiş oluyorlar. Çünkü Ahıska Türkleri, o vagonları doldurarak Orta Asya’ya doğru sürgün ediliyorlar’
‘Soykırımdı’
Sınır güvenliğinin tehdit edildiği öne sürülerek yapılan sürgünün aslında soykırım olduğunu söyleyen Aliyev, ‘Sürgün, bir nevi soykırım oluyor. Çünkü sürgün 15 gün sürüyor. Bu 15 günde insanların hiçbir türlü ihtiyaçları giderilmiyor. İnsanlar, açlıktan, susuzluktan ve soğuktan kırılıyorlar. Bu sürgünde yaklaşık 30 bin insan hayatını kaybediyor. Hayatını kaybedenleri ve ya ağır yaralı olanları vagonda boşuna yer kaplamasın diye dışarı atıyorlar’
‘Vur Emri Verildi’
Yerleştirildikleri bölgelerden ayrılmaya çalışan Ahıskalıların, askerin gördüğü anda vur emri olduğunu söyleyen Aliyev, ‘Sürgün sonucunda Ahıskalılar, ağırlıklı olarak Kazakistan, Özbekistan ve Kırgızistan’a yerleştiriliyorlar. Ahıska Türkleri yerleştirildikleri bölgelerden ayrılamıyorlar. Ayrıldıkları anda askerlere ‘vur emri’ veriliyor. Bu sistem 1980 yılına kadar devam ediyor. Ta ki sistem biraz daha esnekleştiğinde ve Ahıskalılar o bölgelere alıştığında ikinci kez Ahıskalılar bir katliamla karşı karşıya kalıyorlar’
‘1989’da Yeni Bir Katliam’
Ahıska Türklerinin 1989 yılında katliama uğradıklarını söyleyen Balıkesir Ahıska Türkleri Topluluğu Başkanı Yunus Aliyev, ‘Özbekistan’da Fergana Bölgesi var. 1989 Yılında Özbekistan’da kardeş kavgası çıkıyor. Ruslar, bu katliamda da başroldeler. Ruslar, yerli halkı Ahıskalı Türklere karşı kışkırtıyor. Özbekler ve Ahıskalı Türkler arasında kardeş kavgası oluyor. Sonuç olarak da Ahıska Türkleri 1989’da ikinci kez göç ediyorlar. Bu sürgünden sonra da Ahıska Türkleri ağırlıklı olarak Azerbaycan’a yerleşiyorlar’ dedi. Merhaba’nın Özel Haberidir