5 Yıl Osmanlıya Sığınan İsveç Kralı: XII. Karl

Tarihte bazı hikayeler vardır ki, ne kadar sıradan bir olay gibi başlasa da derinleştikçe insanı hayrete düşürür.

5 Yıl Osmanlıya Sığınan İsveç Kralı: XII. Karl

Tarihte bazı hikayeler vardır ki, ne kadar sıradan bir olay gibi başlasa da derinleştikçe insanı hayrete düşürür.

İsveç Kralı XII. Karl’ın Osmanlı topraklarında geçirdiği o beş yıl da tam olarak böyle bir hikaye. Poltava’da Rus Çarı Petro’ya karşı aldığı ağır yenilgi sonrası, 1709 yılında 1.000 kişilik bir orduyla Osmanlı topraklarına sığınan bu kralın, iki büyük kültür arasında iz bırakmış bir hikayesi var.

5 Yıl Osmanlıya Sığınan İsveç Kralı: Xii. Karl

Karl’ın Osmanlı’ya Sığınışı ve Osmanlı’nın Misafirperverliği

Savaşın getirdiği yıkım ve yenilgiler sonrası, XII. Karl Osmanlı topraklarına sığınmaya karar verdi. Bender’e yerleştiğinde, hem askerleri hem de kendisi Osmanlı misafirperverliğiyle karşılandı.

Yani, bu bir zorunluluk değil, bir fırsat oldu. Osmanlılar, her zaman olduğu gibi misafirperverliklerini gösterdiler. Hatta o dönemin padişahı III. Ahmed, Karl’a ve askerlerine çok rahat bir yaşam sunmak için özel önlemler aldı. Yani, Karl ve askerleri gerçekten de kötü şartlarda yaşamıyorlardı. Aksine, rahatça konakladılar, yemekler sunuldu, savaşın stresinden uzaklaşmalarına olanak verildi.

Bir Sığınmacıdan Kültürel Bir Elçiye: Karl’ın Osmanlı’dan Aldığı Etkiler

Ama işin en ilginç kısmı şuydu: Karl sadece Osmanlı’da kalmakla kalmadı, bu süre boyunca Osmanlı kültürünü benimsedi. En çok ilgisini çeken şey ise Osmanlı mutfağıydı. O zamanlar Türk kahvesi, tatlılar, özellikle baklava ve Osmanlı yemekleri, Karl’ı fazlasıyla cezbediyor ve geri dönerken ülkesine buradaki yemek kültürünü de götürmeyi unutmuyordu.

Bu kadar ilgi duyan birinin, geri dönerken bunları İsveç’e götürmemesi zaten neredeyse imkansızdır. Sonuçta, İsveç’e dönerken, sadece Osmanlı mutfağını değil, Türk kahvesini de beraberinde götürdü. Hatta, bazı araştırmalar, İsveç köftelerinin (köttbullar) tarifinin de Osmanlı’dan ilham alınarak geliştiğini öne sürüyor. Her ne kadar İsveç’te bunu duymak isteyenler için ilginç bir tartışma konusu olsa da, tarihsel bağlantıları incelediğimizde, Osmanlı’dan gelen bir çok gelenek ve tat İsveç mutfağında yer edinmiş gibi görünüyor.

Diplomatik ve Ticari İlişkiler: İki Kültür Arasında Bir Bağ

XII. Karl’ın Osmanlı’daki beş yılından sadece kişisel bir dönüşüm değil, aynı zamanda önemli bir diplomatik etkileşim de doğdu. Osmanlı ve İsveç arasındaki ilişkiler, Karl’ın sığınmasından sonra daha da güçlendi. Birçok kaynak, İsveç’ten Osmanlı’ya bazı ürünlerin tanıtıldığını, aynı şekilde Osmanlı’dan da İsveç’e bazı kültürel unsurların taşındığını belirtiyor. Özellikle, savaş sonrası dönemde her iki tarafın da birbirine karşı daha yakın bir ticari ilişki kurmaya çalıştığına dair belgeler bulunuyor.

GÜNÜN KELİMESİ: İSVEÇ

İsveç adı, aslında çok eski zamanlara dayanan bir kelime yolculuğunun sonucu olarak ortaya çıkmış. Her şey Eski İngilizce’deki Sweoðeod kelimesine dayanıyor. Bu kelime, zamanla Eski Nors dilinde Svíþjóð (yani ‘İsveçlilerin ülkesi’) ve Latince’de Suetidi olarak kullanılmaya başlamış. Hatta bu sözcüğün kökeninde, Sweon ya da Sweonas gibi kelimeler var ki, bunlar da İsveç’in ilk halklarından biri olan Svierler’i (veya Sviar’ları) anlatıyordu. Yani, temelde İsveç adı, o dönemin İsveçlilerinin adlarından türetilmiş.

İsveççe’deki Sverige kelimesi de aslında “İsveçlilerin Ülkesi” anlamına gelir, ama bu tabir, Gotlar dışında daha geniş bir bölgeyi tanımlar. Yani Sverige, bugün bildiğimiz İsveç’in tümünü ifade ederken, tarihsel olarak daha dar bir alanı kapsıyordu.

Geldiğimiz noktada, İsveç’in adı farklı dillerde de çeşitli şekillerde kullanılıyor. Mesela, Danca ve Norveççe’de de Sverige deniyor, yani çok benzer. Ancak Fincede İsveç, Ruotsi olarak anılıyor, Estonca’da ise Rootsi. Bu farklılık, İsveç’in tarihsel olarak Ruslarla bağlantılı olduğu bir döneme dayanıyor. Bir de Sweden ve Swede gibi kelimelerin kökeni var ki, bunlar daha çok Germen halklarının eski diline dayanır. Ancak bu kökenin yaygın bir şekilde kabul edilmediğini belirtmek gerek.

Bugün sizlerle paylaşmak istediklerim bu kadar, hepinize sağlıklı günler diliyorum.

Deniz Kaplumbağaları Hakkında Bilmediklerimiz

Yusuf Emir Akpınar

osmanlı isveç Yusuf Emir Akpınar İsveç Kralı XII. Karl
SON DAKİKA HABERLERİ

Yusuf Akpınar Diğer Yazıları