Depremle Yüzleşmek Panik Değil Bilgi Hayat Kurtarır

Depremle Yüzleşmek Panik Değil Bilgi Hayat Kurtarır Geçtiğimiz Pazar günü saat 20:00 civarı, merkez üssü Balıkesir’in...

Depremle Yüzleşmek Panik Değil Bilgi Hayat Kurtarır

Geçtiğimiz Pazar günü saat 20:00 civarı, merkez üssü Balıkesir’in Sındırgı ilçesi olan 6.1 büyüklüğünde bir deprem yaşadık. Sarsıntı, sadece Balıkesir’de değil, çevre illerde de güçlü şekilde hissedildi. Hepimiz, bir kez daha, unuttuğumuzu sandığımız ama aslında hayatımızın gerçeği olan depremle yüz yüze geldik.

Ben de o sırada evdeydim. Her şey bir anda oldu. Önce hafif bir uğultu, ardından evin derinlerinden gelen o tanıdık titreşim… Birkaç saniye boyunca ne yapacağımı bilemedim, adeta olduğum yere mıhlanmış gibi hissettim. İşte o an, depremden çok, hazırlıksız olmanın korkusu sarar insanın içini. Panik, saniyeler içinde beyninizi ele geçirir; mantıklı düşünmek yerine, sadece kaçmak istersiniz. Ama işte tam burada, bilgi ile panik arasındaki fark ortaya çıkar.

O an aklıma geldi: Deprem sırasında kapıya koşmak, merdivenlere atılmak ya da asansör kullanmak ölümcül bir hata. Asıl yapılması gereken şey, “Çök – Kapan – Tutun” kuralını uygulamak. Sağlam bir masa, koltuk kenarı veya iç duvar dibine çömelip başınızı kollarınızla korumak, sarsıntı geçene kadar sabit durmak… Deprem anında atacağınız her adım, aslında hayatta kalma şansınızı belirler.

Ne yazık ki, bizde deprem hep “olduktan sonra” konuşulur. Oysa hazırlık, depremden önce başlar:

Evdeki ağır eşyaları duvara sabitlemek.

Acil durum çantası hazırlamak; içinde su, konserve gıda, el feneri, pilli radyo, temel ilaçlar bulunmalı.
Aile içinde toplanma noktası ve iletişim planı belirlemek.
Deprem, doğrudan bizim kontrolümüzde olmayan bir afet; ama depremde nasıl davranacağımız tamamen bizim elimizde. Japonya’da ilkokul çocukları bile, deprem tatbikatlarında gözlerini kapatmadan “çök – kapan – tutun” yapıyor, ardından hızlı ve güvenli şekilde tahliye ediliyor. Bizde ise hâlâ pek çok kişi deprem anında ne yapacağını bilmiyor. Bu yüzden:

Okullarda yılda en az iki kez deprem tatbikatı yapılmalı.

Mahallelerde belediye öncülüğünde acil durum eğitimleri düzenlenmeli.

Apartmanlarda yılda bir kez “deprem günü” belirlenip tatbikat yapılmalı.

Deprem anında paniği azaltmanın yolu, düşünmeden uygulanabilecek refleksler kazanmaktır. Bunu da yalnızca tekrar ve tatbikat sağlar. Beynimiz, kriz anında karmaşık kararlar veremez; yalnızca önceden öğretilmiş davranışları uygular. Yani deprem tatbikatını bir kez değil, defalarca yapmak gerekir. Sarsıntı bittiğinde her şey bitmiş sayılmaz.

  • Artçı sarsıntılar için hazırlıklı olun.
  • Bina hasarlıysa kesinlikle tekrar girmeyin.
  • Elektrik, gaz ve su hatlarında kaçak olup olmadığını kontrol edin.
  • Yetkililerin yönlendirmeleri dışında hareket etmeyin.
  • Panik yaratacak asılsız bilgileri yaymayın.

Benim bu depremden çıkardığım en önemli ders şu: Soğukkanlı olmak, panik yapmamaktan daha fazlasıdır. Soğukkanlılık, doğru bilgiye sahip olmaktan gelir. Deprem sırasında ne yapacağınızı önceden bilmek, beyninizin otomatik olarak harekete geçmesini sağlar. Çünkü saniyeler içinde verilen doğru karar, hayat ile ölüm arasındaki ince çizgidir. Coğrafi olarak deprem kuşağında yaşayan bir milletiz. Depremi durduramayız; ama deprem karşısında duruşumuzu değiştirebiliriz.

Merkez üssü Sındırgı olan ve pek çok şehirde hissedilen bu sarsıntı nedeniyle tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyor hayatını kaybeden vatandaşımızın ailesine ve yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyorum. Allah beterinden korusun, bizleri her daim bilinçli ve hazırlıklı kılsın.

SON DAKİKA HABERLERİ

Onur Ayan Diğer Yazıları