Bir Bıçak Bir Cani İçimiz Paramparça Nereye Kadar…
Üzülerek başlanan cümleler ve hep aynı hikâye. Şiddet, Nefret, Korku, Sonuç: Ölüm. Vicdanı olmayan Canilerin Vicdanlara attığı korkunç bıçak darbeleri....
Üzülerek başlanan cümleler ve hep aynı hikâye. Şiddet, Nefret,
Korku, Sonuç: Ölüm. Vicdanı olmayan Canilerin Vicdanlara attığı
korkunç bıçak darbeleri. İzledik,duyduk ve yine üzüldük
Üzüldüğümüzle kaldık ancak yinelemeyi unutmadan Artık Son Bulsun
çığlıklarımızı hala atmaya devam ediyoruz.Peki çığlık nereye
kadar…Hepimiz üzülüyoruz. Ancak caniler çoğalıyor mu? Yoksa
aramızda hala git gide artan cani topluluklar mı yaratıyoruz?
Yine bir eski koca, yine bir vahşet…. Yazarken, Okurken, dinlerken
kanımız donuyor. Gözlerimiz dalıp gidiyor uzaklara bir damla göz
yaşı en yakınlardan başlıyor ve artarak çoğalıyor bazen artan o
gözyaşlarında yine bizler boğuluyoruz. Artık Son bulsun diyoruz.
Yazarken ellerimiz bakarken göz merceklerimiz titriyor. Bu kez
Fedai Baran’mış insanlık suçunu işleyen Vicdansız, ahlaksız ve
akılsız. Dört yıl önce boşandığı karısı ile kafede bir araya
gelmiş.. Yanlarında 10 yaşında pırıl pırıl bir çocuk.Ha birde kız
çocuğu masum bakışları vicdansıza ses olmamış olamamış sadece anne
ölme diyebilmiş…Hem yüreği hemde biricik annesi gözlerinin önünden
kayıp giderken Annesinin yüzünü avuçlarının arasına alan masum
yürek “Anne lütfen ölme” diye yalvarmış…
Bir feryat, Bulutlardan inen iki damla gözyaşıyla gözyaşında
hepimizi boğan üzüntüyle buluşuyor.: “Ben ölmek istemiyorum…”diyor.
O bıçak bir kadının yaşam hakkını elinden alırken, küçücük ruhta da
izi hiç geçmeyecek derin iz ve yaralar açıyor. Caninin polisteki
ifadesi şöyle: “Eski eşim ve çocuğumla lokantada bir araya geldik.
Önce konuştuk. Ardından tekrar başka biri ile evlenip
evlenmeyeceğini, böyle bir şey duyduğumu söyledim. Kendisi de bana
evleneceğini beyan etti. Ardından çocuğumun velayet konusunu
konuştuk. Ancak kendisi bana çocuğumun yanında hakaret etti, küfür
etti. Ben de sinirlenerek sürekli yanımda gezdirdiğim bıçakla, önce
karın kısmına vurdum. Ardından benim boğazıma sarılarak bağırmaya
başladı, ben de vücudunun değişik bölgelerine bıçak vurup,
lokantanın önünde bulunan taksiye binerek kaçtım.”
Bir Cani çocuğunun yanında hakareti, küfrü kaldıramamış mış mış….!
Şimdi bu yaratık hakim karşısında takım elbise giyerse, “efendim”li
konuşursa, “pişmanım” diye de eklerse iyi hal indirimi alır mı?
Alırsa sen ben gibi pekçok vicdanlara bir darbe daha iner mi?
Umarım davaya bakacak hakim, görüntülerin yer aldığı videoyu izler,
hayattan koparılan bir anne ile yavrusunun çığlıklarına kulak verir
daha ne denir…
Kan donduran bir detay da, görüntülerin cep telefonu ile
kaydedilmiş olması. Karşında canı için yardım isteyen bir kadın
var, onun çaresiz gözlerine, delik deşik edilmiş bedenine
aldırmadan nasıl çekim yapabiliyorsun ve de paylaşıyorsun. O kadın
annen, kardeşin olsaydı tepkin yine aynı olur muydu? Caniler
içimizden çıkıyor Farkındamıyız? Daha ne denir…