Balıkesir Sabahları: İğne Oyası Gibi Sessiz ve Derin

Semra Aman Akyürek

Semra Aman Akyürek

Tüm Yazıları

Balıkesir Sabahları: İğne Oyası Gibi Sessiz ve Derin

Her şehrin sabahı başkadır. İstanbul’un sabahı kalabalıkla başlar, Ankara’nınki sisle… Ama Balıkesir’in sabahı, ince ince işlenmiş bir iğne oyası gibidir. Sessiz, zarif ve derindir.

Henüz çarşı esnafı kepenk açmadan… Milli Kuvvetler Caddesi’nde, Ali Hikmet Paşa’da, Gazi İlkokulu’nun köşesinde, bir sabah usulca başlar. Şadırvan’ın su sesiyle ilk selam verilir güne. Güvercinler uyanır önce, sonra ayakkabı boyacısının çırağı koşar elinde bezle. Bu şehirde gün, yürümeye başlamadan önce hafifçe soluklanır.

Zamanında simitçinin sesiyle uyanan bir kuşaktık biz. “Taze simiit!” diye sokaklara karışan sesi duymayan çocuk neredeyse yoktu. Artık onları yalnızca belleğimizin dar sokaklarında duyuyoruz. Şimdi sabahları telefon alarmlarıyla uyanan çocukların, o sesten hiç haberi olmayacak belki ama biz hâlâ duyarız, sessizlikte bile yankılanır.

Karesi’nin, Kepsut’un, Dursunbey’in sabahları daha da başka olur. Oralarda gün daha erken doğar. Çobanlar, güneşle yarış eder gibi uyanır; “gün Kepsut’tan başlar” diyen yaşlıların haklı olduğunu her defasında yeniden anlarız.

Eski sanayi sitesinden tren garına doğru süzülen sabah buharını hatırlar mısınız? Kış sabahlarında, içe işleyen bir serinlik içinde yükselen buhar; bir şehrin çalışkanlığının, üretkenliğinin ve sabrının sembolüydü adeta.

Kapalı Pazar günlerinde bazı esnaf sabah tezgâh yerini alabilmek için gece yarısından gelirdi. Tezgâhını güneşin ilk ışığına doğru kurabilirse, o gün satışın bol olacağına inanılırdı. Sabah sadece bir başlangıç değil, bir inançtı aynı zamanda.

Balıkesir’in sabahında bağırmaz sesler. Her şey kendi doğallığında, sanki doğayla anlaşma yapmış gibi akar. Ne gereksiz telaş ne de gereğinden fazla gürültü… Hava sabah serinliğinde değil, sükûnetinde tazeler insanı.

Kısacası, Balıkesir’in sabahı başka bir dildir. Günün en saf zamanıdır. Şehir henüz uyanırken bir gazeteci olarak bazen sokağın köşesinden, bazen bir bankta oturup dinlerim o dili. Anlatır bana… geçmişimi, mahallemi, çocukluğumu, ilk haberimi…

Ve her sabah şu cümle yankılanır içimde:

“Bu şehir güne sakince başlar ama hafızasını asla kaybetmez.”

balıkesir balıkesir'de yaşam