Sındırgı’da Gazeteciliğe Gölge Düşüren Sözler
Bu ifadeler, ilk bakışta “dürüstlük” vurgusu taşıyor gibi görünse de, satır aralarına gizlenen başka bir anlam var: Gazeteciler hedefte. Hangi gazeteci? Kim? Ne olmuş? Balıkesir kamuoyu günlerdir bunu konuşuyor ama kimse net bir isim, bir olay, bir belge ortaya koyamıyor.
O zaman bu açıklama kime? Kime “tehditlerle para isteyen gazeteci” deniyor? Yoksa bir kişiyi ima edip tüm mesleği aynı sepete mi koyuyoruz?
İsimsiz Suçlama, Kurumsal Lekedir
Sayın Başkan’ın görevi, Sındırgı halkına hizmet etmek kadar, şeffaflık ve adalet ilkesini de korumaktır.
Gazetecileri ima eden, ama somut bir olaydan bahsetmeyen açıklamalar, toplumun gözünde hem basını hem de belediyeyi yıpratır.
Eğer gerçekten bir gazeteci tehdit etmişse, adli süreç bellidir. Ancak “birilerini kastederek herkesi zan altında bırakmak” en basit tabirle etik dışıdır. Bir belediye başkanı, ismini veremediği bir iddiayla tüm gazetecilik camiasına gölge düşürmemelidir.
Gazeteci Halkın Gözü, Kulağıdır
Gazeteci; halkın hakkını savunur, yapılanı da yapılmayanı da yazar. Bu görev, kimi zaman rahatsız eder, ama demokrasinin sigortasıdır. Gazeteciyi susturmaya çalışan, aslında halkın haber alma hakkını hedef alır. Sındırgı’nın, Balıkesir’in, hatta Türkiye’nin buna değil; dürüst eleştiriyi olgunlukla karşılayan, diyalog kuran yöneticilere ihtiyacı var.
Sayın Başkan’a Açık Çağrım Şudur!
Sayın Serkan Sak; eğer gerçekten bir gazeteci sizi tehdit ettiyse, lütfen açıkça belirtin.
İsim verin, belgeyi paylaşın, kamuoyu da bilsin. Ama değilse, bu açıklama hem mesleki itibarlara, hem de kamu kurumunun saygınlığına zarar verir.
Gazetecilik “tehditlerle para istemek” değildir.
Gazetecilik, halkın gözü önünde yapılan her icraatın şeffaf biçimde anlatılmasıdır.
Hiç kimseye haksızlık etmeyelim; ama hiç kimseye de meslek onurumuza dil uzattırmayalım.