Kapı Olmak: Hayata Ve İnsana Açılan En Sessiz, En Güçlü Davet

Hayatın içindeki koşuşturmacada çoğu zaman farkına bile varmıyoruz ama gerçek şu ki, insanı insan yapan şey biriktirdikleri değil; cömertçe paylaştıklarıdır. Ben bunu yıllar geçtikçe daha iyi anladım. Bir şeyi saklamak, kendine ayırmak, hatta bir bilgiyi ya da sevgiyi tutmak, insana görünmez bir yalnızlık giydiriyor. Oysa paylaştığın anda hem kendin hafifliyorsun hem de başkasının yükünü azaltıyorsun. Bu yüzden artık biliyorum; insanı büyüten şey “bendekini korumak” değil, “bendekini paylaşmaktır.”

Aynı durum sözlerimiz için de geçerli…

Söz, bir insanın kalbine atılan bir tohum gibidir. Yanlış zamanda, yanlış niyetle atıldığında kırıcı bir taş gibi ağırlaşır. Ama doğru niyetle söylendiğinde iyileştirir, ferahlatır, yol gösterir. Eleştirmek kolaydır; herkesin yaptığıdır. Fakat çözüm göstermek, anlayarak yaklaşmak, birini incitmeden yönlendirmek… işte bunun değeri bambaşkadır. Artık şunu iyi biliyorum: Söz kırmak için değil, onarmak için var olmalıdır.

Gözlerimiz de aslında kalbimizin penceresidir. Sürekli kusur arayan bir göz, bir süre sonra hiçbir güzelliği göremez hâle gelir. Ama güzeli fark eden, iyi niyetle yaklaşan bir göz; hem karşısındakini hem kendisini değiştirmeye başlar. Hayatın zorluğu zaten yeterince ağır…

Bizim ona ekleyeceğimiz şey yük değil, destek olmalı. Birlikte bir şeyler kurmak, güzelleştirmek, onarmak…

İşte insanın gerçek gücü tam olarak burada ortaya çıkar.

Son zamanlarda en çok düşündüğüm şey şu: İnsanlar birbirine öfkeyle yaklaştığında hiçbir şey düzelmiyor. Bağırmak bağ çözmüyor, kırmak eksikleri tamamlamıyor. En sıkı düğümü bile bazen tek bir sıcak dokunuş çözüyor. Bir sarılma kadar güçlü bir davranış var mı? Bazen birinin omzuna konan el, sayfalarca nasihatten daha çok şey anlatıyor. Çünkü insanlar sevgiyle iyileşir. Şefkatle sakinleşir. İçtenlikle güçlenir.

Birbirimize saldırmak, yabancılaşmak, iletişimsizlik duvarları örmek… bunların hepsi kolay olanı. Zor ama değerli olan ise kapı açmaktır. Kapı açmak; birine “Seni anlıyorum” demektir. “Hazırım” demektir.

''Beraber yürüyebiliriz” demektir. Kapı açmak, kendine de başkalarına da bir şans vermektir. İnsan ilişkilerindeki en sessiz ama en güçlü adımdır bu.

Ben artık hayata böyle bakıyorum:

Kırmak yerine onaran, yıkmak yerine kuran, suçlamak yerine konuşan, uzaklaşmak yerine yaklaşan bir anlayışla… Çünkü biliyorum ki dünyayı değiştiren büyük sloganlar değil, küçük ama samimi dokunuşlardır. Birine uzattığın bir bardak su, bir tebessüm, bir “Ben buradayım” sözü…

Belki de kişinin tüm gününü, hatta hayat bakışını değiştirir.Ve günün sonunda eğer birinin karanlığını biraz olsun aydınlatabiliyorsam, bir yüreğin yükünü hafifletebiliyorsam, bir insana “yalnız değilsin” diyebiliyorsam… işte o gün kendimi gerçekten yaşamış hissediyorum. Çünkü insan insana iyi gelir. Ve bazen bütün mesele, iyi gelmeyi seçebilmektir.

Onur Ayan