Kasımın Yorgun Yüzü: Zehirlenen Sofralar, Yorgun Ruhlar ve Kadın Mücadelesi
Kasım ayı… Yılın sonuna yaklaşırken doğa yavaşlar, ama ülke gündemi bir türlü hız kesmez. Son günlerde yaşanan gıda zehirlenmeleri, özellikle kimyasal ilaçlama skandalları ve üniversite öğrencilerinin ruhsal çöküşleri toplumun farklı kesimlerinde endişe yaratıyor. Kasım, bu yıl da yine sessiz bir çığlık gibi üzerimize çöktü.
Zehirlenen Sofralar: Kimyasal Gerçeğin Acı Yüzü
Son haftalarda art arda gelen gıda zehirlenmesi haberleri, tarımda kullanılan kimyasal ilaçların kontrolsüz kullanımını yeniden gündeme taşıdı. Tarladan sofraya uzanan bu zincirde en zayıf halka ne yazık ki yine biziz. Gıda güvenliği yalnızca bir sağlık meselesi değil, aynı zamanda insan hakkıdır. Denetim eksiklikleri, kısa vadeli kazanç uğruna halk sağlığının riske atılması, geleceğimizi tehdit eden bir tablo çiziyor.
Üniversiteli Ruhlar: Görünmeyen Bir Salgın
Kasım ayında dikkat çeken bir diğer gündem ise üniversite öğrencilerinin ruhsal çöküntüleri. Artan geçim sıkıntısı, barınma sorunları, gelecek kaygısı ve toplumsal baskılar gençlerin omzunda görünmez bir yük haline geldi. Psikolojik destek mekanizmaları yetersiz; birçok öğrenci sessizce kendi iç savaşını veriyor. Bu durum, artık bireysel bir mesele değil, toplumsal bir alarm halini aldı.
25 Kasım: Kadına Şiddete Karşı Balıkesir’in Sessiz Haykırışı
Bugün, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü. Balıkesir geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da çeşitli farkındalık etkinlikleriyle kadınların sesini duyurmaya çalışıyor. Belediyeler, STK’lar ve üniversiteler, “Şiddete Sessiz Kalma” çağrısıyla bir araya geliyor. Fakat her yıl aynı günlerde tekrarlanan bu etkinlikler, gerçek bir dönüşüm yaratabiliyor mu?
Kadın cinayetleri hâlâ gündemde, hukuki süreçler ağır ilerliyor, toplumsal cinsiyet eşitsizliği hâlâ derin. Farkındalık artık yetmiyor; eğitimde, hukukta ve kültürde köklü değişimler gerekiyor.
Ne Yapmalı?
Gıda denetimlerini sıklaştırmak ve kimyasal kullanımını şeffaf hale getirmek, halk sağlığının temelidir.
Gençlere psikolojik destek ve ekonomik güvence sunmak, geleceği korumaktır.
Kadın haklarını yalnızca bir gün değil, her gün savunmak, toplumun vicdan borcudur.
Kasım, bizi sarsmak için değil, uyanmak için bir fırsat olsun. Bu ayın karanlık haberleri, farkındalıkla birleşirse; belki gelecek Kasım, daha umut dolu bir ülkeye uyanırız.