Borç Meselesi. ..
Borç Meselesi. .. Bismillâhihirrahmanirrahim “Ey iman edenler! Belli bir süre için birbirinize borçlandığınız zaman bunu yazın. Aranızda bir yazıcı adaletle...
Borç Meselesi. ..
Bismillâhihirrahmanirrahim
“Ey iman edenler! Belli bir süre için birbirinize borçlandığınız zaman bunu yazın. Aranızda bir yazıcı adaletle yazsın. Yazıcı, Allah’ın kendisine öğrettiği şekilde yazmaktan kaçınmasın, (her şeyi olduğu gibi dosdoğru) yazsın. Üzerinde hak olan (borçlu) da yazdırsın ve Rabbi olan Allah’tan korkup sakınsın da borçtan hiçbir şeyi eksik etmesin (hepsini tam yazdırsın). Eğer borçlu, aklı ermeyen, veya zayıf bir kimse ise, ya da yazdıramıyorsa, velisi adaletle yazdırsın. (Bu işleme) şahitliklerine güvendiğiniz iki erkeği; eğer iki erkek olmazsa, bir erkek ve iki kadını şahit tutun. Bu, onlardan biri unutacak olursa, diğerinin ona hatırlatması içindir. Şahitler çağırıldıkları zaman (gelmekten) kaçınmasınlar. Az olsun, çok olsun, borcu süresine kadar yazmaktan usanmayın. Bu, Allah katında adalete daha uygun, şahitlik için daha sağlam, şüpheye düşmemeniz için daha elverişlidir. Yalnız, aranızda hemen alıp verdiğiniz peşin ticaret olursa, onu yazmamanızdan ötürü üzerinize bir günah yoktur. Alış-veriş yaptığınız zaman da şahit tutun. Yazana da, şahide de bir zarar verilmesin. Eğer aksini yaparsanız, bu sizin için günahkârca bir davranış olur. Allah’a karşı gelmekten sakının. Allah size öğretiyor. Allah her şeyi hakkıyla bilendir.”Bakara, 282
Eğer yolculukta olur da bir yazıcı bulamazsanız, o zaman alınmış rehinler yeterlidir. Eğer birbirinize güvenirseniz kendisine güvenilen kimse emanetini (borcunu) ödesin ve Rabbi Allah’tan sakınsın. Bir de şahitliği gizlemeyin. Kim şahitliği gizlerse şüphesiz onun kalbi günahkârdır. Allah yaptıklarınızı hakkıyla bilendir.”Bakara, 283
Borçlar, Hz. Allah’a karşı borçlar ve kullara karşı borçlar
olmak üzere iki kısma ayrılır. Hz. Allah’a karşı borçlar namaz,
oruç, zekât ve ibadetlerdir. Bu borçları Hz. Allah cc af edebilir
veya hesap sorabilir. Müslüman zekât ve keffâret gibi borçları için
vasiyet ederse varisleri bunu terekenin üçte birinden yerine
getirmek zorundadırlar. Vasiyet etmemesi halinde ise varisler
dilerlerse onun borcunu ödeyebilirler (Zeylaî, Tebyîn, VI,
230).
Kullara ait olan borçlara gelince, Hz.
Peygamberimiz sav kişinin ödeyecek mal bırakmadan, borçlu olduğu
halde Allah’ın karşısına çıkmasını günah olarak nitelemiştir. (Ebû
Dâvûd, Büyu’, 9).
Ölünün borçlarının ödenmesini sağlamak için borcu varsa ödenmeden cenaze namazını kıldırmamıştır. (Müslim, Ferâiz, 14; Nesâî, Cenâiz, 67).
Zira dinimizde kul hakkı ihlal edilen affetmedikçe, kimse tarafından affedilemeyeceği belirtilmiştir. Resûlullah sav “Ey insanlar! Sizin canlarınız, mallarınız ırz ve namuslarınız, Rabbinize kavuşuncaya kadar birbirinize haramdır (dokunulmazdır.)” (Buharî, Hac, 132) buyurmuştur. Bu yüzden ölen kişinin borçları varsa, techiz ve tekfinden sonra kalan malının tamamından borçları ödenir.
Kur’ân-ı Kerîm’de borçların varislerin payından önce ödenmesi istenmiştir, “Bu (paylaştırma ölenin) yapacağı vasiyetten ya da borcundan sonradır.” (Nisa, 4/11) ayetiyle belirtilmiştir (Mevsılî, el-İhtiyâr, IV, 427-428). Tereke borçların tamamını ödemeye yetmiyorsa, bu terekenin tamamı borçlar oranında alacaklılara bölüştürülür.
Peygamberimiz sav şöyle buyurmuşlardır, “Mü’minin ruhu, ödeninceye kadar borcuna bağlı kalır.” (Tirmizî, Cenâiz 74; İbni Mâce, Sadakât 12)
Müslüman olarak ölen kimse borçlarını ödeyecek kadar mal bırakmışsa önce bu borçlar ödenir; mal bırakmamışsa, borcu isterlerse varisleri veya devlet bütçesinden ödenir. Zira İslâmiyet’in ilk yıllarında, borçlu ölenlerin cenaze namazını kılmayan Hz. Peygamberimiz sav daha sonra “Ölüp de mal bırakanın bıraktığı mallar vârislerinindir, borç bırakanın borcunu ödemek ise bana aittir” (Buhârî, Nafakât 15; Kefâle 5; Müslim, Cum’a 43, Ferâiz 15,16) buyurarak, İslâm devletini borç konusunda sorumlu tutmuştur. Kısaca;
Borçlu ölen kimseden borcu mutlaka tahsil edilir.Mirasçılar ölenin borcunu ödemekte acele etmelidir.Borcu ödeninceye kadar mü’minin ruhu borcuna bağlı kalır. Ödemek niyetiyle ve meşrû sebeplerle aldığı borcunu ödeyemeden ölen ve borcuna karşılık herhangi bir mal da bırakmamış olan Müslümanın borcu, beytü’l-mâl dediğimiz devlet hazinesinden ödenir.
Rabbimiz bizlere ve tüm inananlara borçsuz kavuşmayı nasip eylesin. ..