Cihad. ..Dil ve Kalb ile...
Bismillâhirrahmanirrahim “Allah uğrunda hakkıyla cihad edin. O sizi seçti ve dinde üzerinize hiçbir güçlük yüklemedi. Babanız İbrahim’in dinine uyun. Allah...
Bismillâhirrahmanirrahim “Allah uğrunda hakkıyla cihad edin. O sizi seçti ve dinde üzerinize hiçbir güçlük yüklemedi. Babanız İbrahim’in dinine uyun. Allah sizi hem daha önce hem de bu Kur’an’da müslüman diye isimlendirdi ki, Peygamber size şahit (ve örnek) olsun, siz de insanlara şahitt (ve örnek) olasınız. Artık namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve Allah’a sarılın. O sizin sahibinizdir. O ne güzel sahip, ne güzel yardımcıdır!”Hacc, 78
Cihad. ..Dil ve Kalb ile…… İbni Mesut ra’den rivayet edildiğine göre, Peygamberimiz sav buyurmuşlardır,
“Allah Teâlâ’nın benden önceki her bir ümmete gönderdiği peygamberin, kendi ümmeti içinde sünnetine sarılan ve emrine uyan ihlâslı ve seçkin yakın çevresi ve ashâbı vardı. Bu samimi çevre ve ashâbından sonra, yapmadıklarını söyleyen ve emrolunmadıklarını yapan kimseler onların yerini aldı. Böyle kimselerle eliyle cihad eden mü’mindir, diliyle cihad eden mü’mindir; kalbiyle cihad eden de mü’mindir. Bu kadarcığı da bulunmayanda hardal tanesi ağırlığında bile iman yoktur.” (Müslim, Îmân 80)
Hadiste geçen “havâriyyûn” kelimesi “ihlâslı ve seçkin yakın çevre” şeklinde tercüme edilmiştir. Bunlar peygamberlere son derece sâdık ve bağlı olan gruptur. Bazıları, bu kelimenin, “ensar” yani peygambere yardımcı olanlar demek olduğunu söylerler. Ancak peygamberin ashâbı arasında bu nitelikte olmayanlar bulunabilir. Ümmet ise çok daha farklı niteliklere sahip ve içinde her çeşit insanın bulunduğu büyük çoğunluğu ifade eder ki, geçmiştekileri, bugün yaşayanları ve gelecek olanları da içine alan bir tabirdir.
Bunlar arasında seçkin olanlar, o peygamberin sünnetine, yani gösterdiği hidâyete tâbi olan ve onun yolunu takib eden, emir ve yasaklarına uyanlardır.
Hz. Peygamberimiz sav dinde sapıklığa düşenler ile cihad etmenin, imanın bir gereği ve mü’min olmanın şartı olduğunu belirtir. Peygamberimiz sav’in burada “cihad eden” tabirini kullanması dikkat çekicidir. Buna göre iyiliği emir ve kötülükten nehyin de cihad olduğu gerçeğidir. Böylece cihad elle, dille, kalble olabilmektedir. Bu anlayış, hiçbir zaman ve hiçbir şekilde, cephede yapılan cihadı ihmal, terk, küçümseme veya ondan vazgeçme anlamına gelmez. Ancak, cihad sadece cephede yapılan savaştan ibarettir, tarzındaki anlayışın eksik olduğunu ortaya koyar.
Hatta bir çok başarının cephe dışında kazanılabileceği, Allah’ın dinini yaymanın ve insanları İslâmlaştırmanın pek çok yolu ve yöntemi olduğu görülen ve bilinen bir gerçektir. Bu itibariyle, ma’rufu emir ve münkerden nehiy cihadın en önemlilerinden biridir.
Böylece kısaca özet olarak;
1.Şeriatın emir ve yasaklarına uymayanlar ile cihad elle, dille ve kalble yapılır.
- İslâmî bir yönetimde idareci, inanan insanları dinin emirlerine uymaya zorlayabilir.
- Dinin münker, haram, günah, yasak kabul ettiğini, kalben böyle kabul etmeyenin imanı gider.
- İyiliği emir ve kötülükten nehiy de bir cihaddır.
Rabbimiz bizleri ve tüm inananları günümüzde dili ve kalbiyle cihad edenlerden eylesin. .
..Cihad. ..Dil ve Kalb ile……