Cihad….
“Kâfirlere aslâ boyun eğme! Ve bu (Kur’ân) ile onlara karşı büyük bir cihad örneği sergile!” Furkân, 52 Ayette geçen “ciheden kebira” ifadesı, İslam’ın galip...
“Kâfirlere aslâ boyun eğme! Ve bu (Kur’ân) ile onlara karşı büyük bir cihad örneği sergile!” Furkân, 52
Ayette geçen “ciheden kebira” ifadesı, İslam’ın galip gelmesi,
yani insanlığın hidayet ve huzur bulması yolunda bütün imkan ve
kaynakları seferber etmek ve Allah’ın dinini yüceltmek için hal ve
kal ile tebliğde bulunmak demektir. Tebliğ yaparak cihad da
bulunmak, düşmana karşı silahla mücadele etmek gibi mühim ve belki
daha faydalıdır. Peygamberimiz Efendimiz sav’de Mekke’de ilk
yıllarda cihadı sadece Kur’an-ı Kerim’in tebliği ve irşadı ile
yapıyordu.
Mekke döneminde mü’minlere henüz harp izni yoktu. Müslümanlar,
cahiliyede müşriklerin her türlü baskı ve şiddetine karşı, İslam’ı,
insanlığı, hakkı, adaleti tesis ve tebliğ adına yüce bir mü’min
ahlakı gösteriyorlardı. İşte Kur’an-ı Kerim, onların bu halini
“büyük cihâd” diye isimlendirmiştir.
Medine de nazil olan ayetlerde ise Rabbimiz şöyle
buyurur.“Peygamber ve O’nunla berâber inananlar, mallarıyla ve
canlarıyla cihâd ettiler. İşte bütün hayırlar onlarındır ve onlar
kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.” Tevbe, 88
“Ey îmân edenler! Sizi acı bir azaptan kurtaracak ticâreti
göstereyim mi? Allâh’a ve Rasûlü’ne inanır, mallarınızla ve
canlarınızla Allâh yolunda cihâd edersiniz. Eğer bilirseniz, bu
sizin için daha hayırlıdır.” Saff, 10-11
Sahabeden biri Peygamberimiz sav’e
“Yâ Resûlallâh, hayırlı insan kimdir?” diye sordular.
Peygamberimiz Efendimiz sav,
“–Canı ve malı ile Allâh yolunda cihâd eden mü’mindir.”
buyurdu.Buhârî,Cihâd,2; Müslim,İmâret,122
“Bir gün ve bir gece hudut nöbeti tutmak, gündüzü oruçlu gecesi ibâdetli geçirilen bir aydan daha hayırlıdır. Şâyet kişi bu nöbet esnâsında ölürse, yapmakta olduğu işin ecri ve sevâbı kıyâmete kadar devâm eder, şehîd olarak rızkı da devâm eder ve kabirdeki suâl meleklerinden emniyet içinde olur.” Müslim, İmâre, 163
“Allâh yolunda bir gün hudut nöbeti tutmak, dünyâdan ve dünyâ üzerindeki şeylerden daha hayırlıdır. Sizden birinizin kamçısının cennetteki yeri, dünyâdan ve dünyâ üzerindeki şeylerden daha hayırlıdır. Kulun, Allâh yolunda akşamleyin veya sabah erken vakitteki yürüyüşü de dünyâdan ve dünyâ üzerindeki şeylerden daha hayırlıdır.” Buhârî, Cihâd 6, 73, Rikâk 2; Müslim, İmâre 113-114
“Allâh Teâlâ kendi yolunda cihâda çıkan kimseye: «Onu sâdece benim yolumda cihâd, bana îman, benim rasûllerimi tasdîk yola çıkarmıştır.» buyurarak kefil olur. Allâh o kimseyi şehîd olursa cennete koymaya, gâzî olursa mânevî ecre ve dünyâlık ganîmete kavuşmuş olarak evine döndürmeye kefil olur. Muhammed’in canını kudretiyle elinde tutan Allâh’a yemin ederim ki, Allâh yolunda açılan bir yara, kıyâmet gününde açıldığı gündeki şekliyle gelir: Rengi kan rengi, kokusu misk kokusudur.” Müslim, İmâre, 103; Nesâî, Îman, 24
“Cennete giren hiç kimse dünyâya geri dönmek istemez. Yeryüzünde bulunan her şey (kat kat fazlasıyla) orada da vardır. Ancak şehîd, gördüğü ikram sebebiyle dünyâya on defâ dönüp her seferinde şehîd düşmeyi temennî eder.” Buhârî, Cihâd, 21; Müslim, İmâre, 108-109
Beşir bin Hasasiyye ra naklediyor, Efendimiz sav’e bey’at etmek
için geldim. Bana, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Hz. Muhammed
sav’in de O’nun kulu ve Resûlü olduğuna şehadet etmemi, namaz
kılmamı, zekat vermemi, İslam üzere haccetmemi, Ramazan orucunu
tutmamı ve Allah yolunda cihat etmemi şart koştu.
Ben şöyle dedim, “Ey Allah’ın Resûlü! Vallahi bunlardan ikisine
gücüm yetmez. Onlar da cihat ve sadakadır. Müslümanlar, cepheden
kaçan kimsenin Allah’ın gazabına uğramış olarak döneceğini
söylüyorlar. Ben ise cihat meydanına varınca, nefsimin korkuya
kapılıp ölmeyi istememesinden endişe ediyorum. Sadakaya gelince,
vallahi benim küçük bir koyun sürüsü ve on deveden başka bir şeyim
yoktur. Onlar da ailemin maişet kaynağı ve binek
hayvanlarıdır.”
Resûlullah sav elini yumdu, salladı ve şöyle buyurdu: “Cihat yok,
sadaka (zekat) yok, peki ne ile cennete gireceksin?”
Ben hemen,“Yâ Resûlallah, sana bey’at ediyorum!” dedim ve koştuğu
bütün şartlar üzerine bey’at ettim. Hanbel, Müsned, V, 224; Hâkim,
II, 89,2421; Beyhakî, Şuab, V, 8;İbn-i Kesîr, Tefsîr, II, 306.
Rabbimiz bizlere hakki kul olmayı nasip eylesin….