Köşe Yazıları

Koku Hafızası

Duyduklarımızı mı, gördüklerimizi mi yoksa bir kokuyu mu daha kolay hatırlarız? Yapılan araştırmalar, göze ve kulağa gelen uyarıların bazen daha çabuk unutulabildiğini ya da karıştırılabildiğini, ancak koku duyusu ile hafıza arasında göze ve kulağa göre daha yakın bir ilişkinin olduğunu gösteriyor.

Koku hafızası denilen gizemli duygu, aslında deneyimlerimizle ilgilidir. Anılarla ilgili duygular, kokularla harekete geçer ve daha sonra hatırlanır. Pek çok koku çocuklukta öğrenilir. Bu nedenle olsa gerek çoğunlukla kokular bizi çocukluğumuza götürür. Yani koku alma duyusu ile hafıza birbirlerine sıkı sıkıya bağlıdır. Çevremizdeki kokuları yabancılık çekmeden tanımamızın nedeni de bir koku hafızasına sahip olmamızdır.

Her türlü koku, özel bir kodlamayla koku belleğinde arşivlenir. Bir kokuyla karşılaştığımız anda, bu arşive başvurularak koku tahlil edilir. İlk defa duyumsadığımız, hafızamızda bilgileri bulunmayan bir koku da diğer kokulara benzetilerek yorumlanır. Böyle bir belleğimiz olmasaydı, bir kokuyu tanımlamak imkânsız hale gelecekti.

İlgili Makaleler

Koku ile hafızanın ilişkisi bu kadarla da sınırlı kalmaz. Çünkü kokular, kendileriyle bağlantılı olarak geçmişte yaşanan bazı olayları da aklımıza getirirler. Yolda yürürken burnumuza gelen bir yemek kokusu, seneler öncesine ait eski bir olayı zihnimizde canlandırabilir.

Hayatınızda ilk defa kokladığınız bir kimyasal madde ile ilgili veriler hafızanıza kaydedilir ve böylece daha sonraki karşılaşmanızda söz konusu kokuyu rahatlıkla tanımlamamıza yardımcı olur. Koku belleğini görsel ve işitsel hafızadan ayıran önemli bir nokta: Kokuya ilişkin bilgilerin diğerlerine göre daha uzun yıllar boyunca kalıcı olmasıdır. Bir kokuyu algılamanızla birlikte birçok anımızın da canlanması işte bu nedenledir.

Nitekim Kuran’da haber verilen, Hz. Yusuf’un kokusunun babası tarafından yıllar sonra bile fark edilip tanınması da bu duruma işaret ediyor olabilir. Hz. Yusuf’un çocukluğundaki kokusunu bilen babası aradan seneler geçmesine rağmen aynı kokuyu hatırlamaktadır. Bunu haber veren ayette şöyle buyrulmaktadır: Kafile (Mısır’dan) ayrılmaya başladığı zaman, babaları dedi ki: “Eğer beni bunamış saymıyorsanız, inanın Yusuf’un kokusunu (burnumda tüter) buluyorum.” (Yusuf Suresi, 94).

Koku ve Öğrenme: Eski dönemlerde medreselerin etrafının gül bahçeleriyle çevrildiğini hatırlatan uzmanlar, öğrencilerin ders çalışma ortamlarında güzel kokuların olmasını öneriyor. Okul çağındaki çocukların öğrenimlerini kolaylaştırmak isteyen anne-babaların evlerinde mutlaka güzel koku bulundurmalarını tavsiye eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan da bu tür ortamlarda öğrenilen bilgilerin daha kalıcı olduğunu, güzel kokuların insan beyninin daha verimli çalışmasına katkı sağladığını belirtmektedir. Japon bilim adamları da yaptıkları bir araştırmada, yasemin kokusu bulunan ortamlarda ders çalışan öğrencilerin daha çabuk ve kalıcı öğrendiğini belirlemişlerdir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu